Friedrich Schelling Kimdir? Alman Romantik Felsefesinin Yıldızının Hayatı

0
Advertisement

Friedrich Wilhelm Schelling kimdir? Alman filozof Friedrich Schelling, 19. yüzyılın başlarında Romantik Hareket’in etkisi altında önemli bir figürdü. Bu makalede, Schelling’in hayatını ve felsefi düşüncelerini keşfedin

Friedrich Schelling

Kaynak: wikipedia.org

Friedrich Wilhelm Schelling (27 Ocak 1775 – 20 Ağustos 1854), Alman filozof ve Romantik Hareket’in önemli figürlerinden biridir. Alman İdealizmi’nin temsilcilerinden biri olarak kabul edilen Schelling, doğa felsefesi, metafizik, etik ve estetik alanlarında önemli katkılarda bulunmuştur.

Schelling, Stuttgart, Almanya’da doğdu. Tübingen Üniversitesi’nde teoloji eğitimi aldıktan sonra Jena Üniversitesi’nde felsefe öğrenimi gördü. Burada, Johann Gottlieb Fichte ve Friedrich Schiller gibi dönemin önemli düşünürleriyle etkileşimde bulundu. Schelling, Fichte’nin idealist felsefesinden etkilenerek kendi felsefi sistemini oluşturdu.

Schelling’in felsefesi, doğa ve ruh arasında birliği vurgulayan bir “doğa felsefesi” olarak bilinir. Ona göre, doğa ve insanın temelinde bir “mutlak” veya “sonsuz” gerçeklik vardır. Schelling, bu felsefi anlayışını doğa ve tanrı kavramlarına genişletti. Ayrıca, estetik ve sanatın insanın ruhsal deneyimini yükselttiği ve doğanın doğal güzelliğine yaklaştığı fikrini destekledi.

Schelling, 19. yüzyılın başlarında Alman üniversitelerinde dersler verdi ve çeşitli üniversitelerde profesörlük görevlerinde bulundu. Felsefesi, dönemin diğer önemli düşünürleriyle olan tartışmaları ve etkileşimleriyle şekillendi. Ancak, zamanla Hegel’in felsefesinin yükselişiyle popülaritesi azaldı ve Schelling’in düşünceleri daha az tanınır hale geldi.

Schelling, yaşamının son dönemlerinde çeşitli entelektüel ve dini arayışlara yönelerek düşüncelerini evrimleştirdi. 20 Ağustos 1854’te Bad Ragaz, İsviçre’de vefat etti.

Advertisement

Friedrich Wilhelm Schelling, felsefi düşünceleri, özellikle doğa felsefesi ve metafiziğiyle, Alman İdealizmi ve Romantik Hareket içindeki etkisiyle önemli bir filozof olarak kabul edilmektedir.

Hayatı ve Felsefesi

Öğrenim gördüğü Tübingen Üniversitesi’nde filozog Hegel ve şair Hölderlin ile yakın ilişkiler kurdu, düşüncelerinden esinlendi. Bu esinle Von lch als Prinzip der Philosophie (Felsefenin İlkesi Olarak Ben Üstüne) adlı eserini yayımlattı. 1796’da tanıştığı Goethe’nin önerisiyle Jena Üniversitesi’nde görev alarak felsefe okutmaya başladı. 1803-1806 arasında Würzburg Üniversitesi’nde çalıştı. 1806’da Münih Güzel Sanatlar Akademisi sekreterliğine getirildi. 1820-1826 arasında Erlangen, 1826’dan sonra Münih Üniversitesi’nde felsefe profesörü olarak görevini sürdürdü. 1841’de Prusya Kralı IV. Friedrich’in çağrısıyla gittiği Berlin’de 1846’ya kadar dersler verdi. Bunların Philosophie der Mythologie und Offenbarung (Söylence ve Tanrısal Bildirinin Felsefesi) adı altında yayımlanması üzerine soruşturma açılınca üniversitedeki görevinden ayrıldı.

Schelling, Alman idealizminin Hegel’den sonra, ikinci büyük düşünürü sayılır. Sürekli değişme gösteren düşüncelerinde ilk tezlerinin izlerine rastlanır. Düşünce gelişmesi bakımından, birinci dönemi sayılan süre içinde felsefesinin en özgün yanını doğa ve sanat felsefeleri oluşturur. Schelling, bu dönemde, tüm doğayı ereksel bir yapı olarak anlar. Ona göre tüm doğayı bilinçsiz bir zekâ yaratmıştır. Doğayı yaratmış olan ben’in dışında bir şeydir (Fichte’de ben doğayı yaratandır). Doğayı oluşturan düşünsel bir ilkedir. Bu yaratıcı zekâ ile çeşitli evrelerden geçer, her evrede doğanın çeşitli varlıklarını oluşturur, bu arada kendisi de gelişir. Bu gelişmenin son ereği tin ve bunu taşıyan insandır. Sonraları, Hen-der, Spinoza ve Giordano Bruno’ya yönelerek ileri sürdüğü özdeşlik felsefesi öğretisine göre doğa ve tin birdir. Bizdeki ve doğadaki aynıdır. Doğa ve tinin özdeş olmaları Schelling’in doğa felsefesinin metafizik temelidir. Çeşitliliği görmek için doğadaki görünüşlere bakmak gerekir. Doğaya bakıldığında kutupluluk görülür. Kutupluluk canlılarda da görülür. Bu uyum dünya uyumunu da sağlar.

Schelling’e göre, doğada tin kendi üzerine düşünmez. Yaşamının son döneminde, Yeni Platonculuğu ve Jacop Böhme’nin gizemciliğini incelemeye koyuldu, dinsel bilincin üstünde durdu. İnsanın iyilik ve kötülük yapma konusunda özgür olduğu, mutlağın yerine daha kişisel bir Tanrı koymak gerektiği ve ancak bu Tanrı’nın doğayı, tinin alanına adım adım yükselterek ilerleme denen şeyin açıklanmasını sağlayabileceği sonucuna vardı. 184l’den sonra, Berlin Üniversitesi’nde, öğrencileri arasında Engels ve Kierkegard vardı. Engels, Mars ile birlikte, Hegelci diyalektik üstüne çalışmalar yapmaya başladığında, Schelling’in Hegel’in mantıksal varlık bilimine karşı çıkışının etkisindeydi. Schelling’in, varoluşunun bilinçten önce geldiği konusundaki görüşü de, Kierckegard ve Heidegger tarafından genişletildi.

Başlıca eserleri: Wom lch als Prinzip der Philosophie (Felsefenin İlkesi Olarak Ben üstüne) 1976, İdeen zu einer Philosophie der Natur (Bir Doğa Felsefesi Üstüne Düşünceler) 1979, Won der Weltseele (Evren Tini Üstüne) 1789. Über das Wesenm der mensehilehen Freiheit (İnsan Özgürlüğünün Özü Üstüne) 1809.

Advertisement


Leave A Reply