Geleneksel Türk El Sanatları Nelerdir? İsimleri Özellikleri Açıklamaları

35
Advertisement

Geleneksel Türk el sanatları nelerdir, özellikleri nedir? Türk el sanatları hakkında bilgi. Türklerde halı sanatı, ahşap işçiliği, çinicilik ve taş işçiliği

GELENEKSEL TÜRK EL SANATLARI

Geleneksel Türk el sanatları binlerce yıllık tarihimizden gelen çeşitli uygarlıkların kültür mirasıyla, kendi öz değerlerini birleştirerek zengin bir mozaik oluşturmuştur. Geleneksel el sanatları halıcılık, kilimcilik, çinicilik, seramik – çömlek yapımcılığı, deri işçiliği, taş işçiliği, bakırcılık, ebru sanatı, maden işçiliği, ahşap ve ağaç işçiliği vb. şekillerde sıralanabilir.

hali-dokumak

TÜRKLERDE HALI SANATI

Geleneksel Türk el sanatlarımızdan biri de şüphesiz ki halıcılıktır. Halıcılık sanatının ilk doğuşu, insanoğlunun ısınma sorunu ile ortaya çıkmış, günümüze kadar gelmiştir.

İlk insanoğlu, ısınma sorununu hallettikten sonra yerlere hayvan postlarını sermiş ve daha sonra hayvan postlarını taklit ederek halı yapmaya ilkel anlamda başlamıştır. Ancak bunlarla ilgili hiçbir örnek günümüze kadar gelmemiştir. Çünkü dayanıklı olmadığı için zaman içinde yok olmuşlardır. Günümüzde ilk halı parçası olarak bulunan tek örnek Rus arkeolog Rudenko tarafından Altay dağlarının eteklerinde bir kurgan (mezar) içinde bulunan PAZIRIK halısıdır. Halıda Türk düğümünün bulunması ise bu halının Orta Asya’daki Türkler tarafından yapılmış olma olasılığını ortaya koyar. Bu halı günümüzde bile ulaşılamayan kaliteye sahip olması ile de tektir.

Türklerle özdeşleşen halı sanatı Orta Asya’dan sonra Selçuklularda hak ettiği yeri bulmuştur. Halı artık gereksinim olmuş ve evlerde, saraylarda, dini mekan olan camilerde kullanılmaya başlanmıştır. Selçuklu halılarında genelde motif olarak geometrik desenler kullanılmış ve açık renkler tercih edilmiştir. Selçuklu halılarından günümüze kadar gelen örnekler çok az olmakla beraber Türk-İslam Eserleri Müzesi’nde (İstanbul) sergilenmektedir. Bu halıların bazıları Fustat’ta (Mısır’da) bulunarak ülkemize getirilmiştir. Bir kısmı ise Konya’daki bazı camilerde bulunmuştur.

Advertisement

Osmanlılarda ise halı sanatında gerek renk, gerek desen ve malzeme olarak bir ekol yaratılmıştır. Osmanlılarda sarayın halı gereksinimini karşılamak amacıyla Hereke halı fabrikası kurulmuştur. Osmanlılar, Selçuklu ve Orta Asya’daki yün halıların yanı sıra ipekten halılar yaptırmışlardır. Motiflerde ise daha ağır desenler ve bitkisel tasarımlar kullanılmıştır. Ayrıca padişah portrelerine de yer verilmiştir.

Cumhuriyet döneminde halı sanatımız artık yavaş yavaş ticari bir boyut kazanmıştır. Köy ve kasabalarda dokunan halılar, dokunduğu bölgenin kültürel izlerine ayna tutan güzellikleriyle birçok pazara ulaşmıştır.

ahsap-isciligi

AHŞAP İŞÇİLİĞİ

Ahşap işçiliği, Anadolu’da Selçuklular döneminde gelişip, kendine özgü bir niteliğe ulaşmıştır. Selçuklular ve Beylikler dönemi ağaç eserleri daha çok mihrap, cami kapısı, dolap kapakları gibi mimari öğeler olup, üstün işçilik içermişlerdir. Osmanlı döneminde ise sadeleşerek daha çok sehpa, kavukluk, yazı takımı, çekmece, sandık, kaşık, taht, kayık, Kur’an muhafazası gibi gündelik kullanım eşyalarının yanısıra, pencere, konsol, minber, sandıka gibi alanlarda da uygulanmıştır.

Ağaç işçiliğinde kullanılan malzeme daha çok ceviz, elma, armut, sedir, abanoz ve gül ağacı olmuştur. Kakma, boyama, kürdekariz, kabartma – oyma, kafes, kaplama ve yıkama gibi tekniklerle işlenen ahşaplar günümüzde de kullanılmaktadır. Bu teknikler Zonguldak, Bitlis, Gaziantep, Bursa, İstanbul, Beykoz, Ordu gibi illerde halen devam eden, hammaddesine göre değer kazanan baston ve asaların yapımında uygulanmıştır.

cinicilik

Advertisement
ÇİNİCİLİK

Mimariye bağlı olarak gelişen bir sanat koludur. Anadolu’ya Selçuklularla gelmiştir. Figürlü sanat eserini kullanmaktan çekinmeyen Selçuklu sanatkarları özellikle hayvan tasvirlerinde çok başarılı olmuşlardır. 14. yüzyılda iznik, 15. yüzılda Kütahya, 17. yüzyılda Çanakkale’de beslenen seramik sanatı bu yörelerde kendilerine has renk, desen ve form özellikleriyle Osmanlı dönemi seramik ve çini sanatına yeni yorumlar getirmiştir. 14. ve 19. yüzyıllar arasında Türk çini ve seramik sanatı fevkalede yaratıcı işçiliği ile dünya çapında üne kavuşmuştur.

tas-isleme

TAŞ İŞÇİLİĞİ

Geleneksel mimaride dış cephe ve iç mekan süslemesinde taş işçiliği de önemli bir yer tutmaktadır. Taş işçiliğinin mimari dışında en çok kullanım alanı mezar taşlarıdır. Oyma, kabartma, kazıma gibi teknikler uygulanmaktadır. Kullanılan süsleme öğeleri, bitkisel geometrik motifler ile yazı ve figürlerdir.

Hayvansal figürlere az rastlanılmıştır, insan figürlerine ise daha çok Selçuklu dönemi eserlerinde rastlanmaktadır.

hattatlik
HAT SANATI

Hat sanatı, Arap harfleri çerçevesinde oluşmuş güzel yazı sanatıdır. Bu sanat Arap harflerinin 6. ve 10. yüzyıllar arasında geçirdiği bir gelişme döneminden sonra ortaya çıkmıştır. Hat, Arapça’da çizgi demektir.

Türkler hat sanatıyla, Anadolu’ya geldikten sonra ilgilenmeye başlamışlardır. Bu dönemde Hafız Osman Arap yazısına estetik açıdan en olgun biçimini kazandırmıştır. Türkler altı tür yazı dışında, İranlılar’ın bulduğu italik yazıda da yeni bir üslup yaratmışlardır.

Hat sanatının doğduğu dönemde ortaya çıkan altı tür yazı vardır: Bunlar Kufi, Tevki, Sülüs, Reyhani, Nesih ve Rika’dır. Bunların hatlarının bir kısmı yuvarlak, bir kısmı ise köşelidir.

Ciltcilik

CİLTÇİLİK SANATI

El yazması ve basılmış eserlerin dağılmadan saklanması, yapraklarının yıpranmasını önlemek için yapılan koruyucu sert kapaklara bilindiği gibi “cilt” denmektedir. Arapça kökenli olan “cilt” kelimesinin dilimizdeki karşılığı “kap, deri, kitap, meşin” gibi deyimlerdir. Osmanlılarda kitabı her yönden çevreleyen ciltler, koyun, keçi ve ceylan derisinden yapılmaktaydı. Ayrıca fildişi, sedef, kumaş ya da altın plakayla süslenmekteydi. Deri üzerine ipek veya altın iplikle el işlemesi de ciltçilik sanatında kullanılan bir teknikti.

Kuran’m en mükemmel şekilde yazılıp süslenmesi, özellikle Türk sanatçılarınca ibadet olarak kabul edilmiş; böylece zaman içinde ciltçilik bir kitap sanatı haline gelmiştir. Bu işi yapan sanatçılara “mücellit” denilmiş ve Osmanlı sarayının maaşlı sanatçıları arasında bulunmuşlardır.

Kaat'ı sanatı

Advertisement
Katı’ Sanatı (İnce Kağıt Oymacılığı)

Herhangi bir düz kağıda, süslü kağıttaki motiflerin oyulup yapıştırılmasıyla yapılan sanata katı’ denilir. Katı’ sanatında, bıçak, makas gibi kesici aletlerle resimler kesilir; sonra bunlar renkli bir zemin kağıdı üzerine yapıştırılır. Resmin arasındaki oyuklardan zemin kağıdın çıkması, kağıda kabartmalı bir zemin görünümü verir. Bu sanat gerek halk arasında, gerek sarayda yüzyıllar boyunca önemli bir yere sahip olmuştur. DEVAMI

Ebru Sanatı

EBRU SANATI

Geleneksel Türk el sanatlarından ebru sanatı, su üzerine serpilen sıvı boyanın gelişigüzel oluşturduğu desenlerin kağıda aktarılmasıdır. Bu sanatın özelliklerinden biri, yapılan ebrunun ancak bir defa yapılabilmesidir. Her ne kadar boyanın gelişigüzel oluşturduğu şekillere müdahale edilse de yapılan ebrunun tam olarak nasıl olacağını belirlemek önceden mümkün değildir. Çünkü suya damlatılan boyanın ne şekilde dağılacağı, su üzerinde ne şekiller alacağı bilinmez.

Boyanın döküldüğü sıvı “kitre” denilen bir zamk çeşidiyle suyun karıştırılmasından elde edilir. Bu kıvamlı suya serpilen boyalarla elde edilen desenler, suyun üstüne kapatılan kağıda geçirilir. DEVAMI

DİĞER SANATLAR HAKKINDA BİLGİ İÇİN LİNKLERİ TIKLAYINIZ


35 yorum

  1. Teşekkür ederim .Emegi geçen herkese teşekkür ederim çok güz l bir site olmuş bu arada sınavımdan yüz aldım

  2. Meraklı ? on

    Ahşap işçiliğini seçtim hemen koşup çıktısını alcam hoca istedide çok güzel olmuş bu arada!!!Teşekkür ederiz abilerim ve ablalarım

  3. Çok teşekkürler gerçektende çok yardımcı oldunz

    ☺️☺️☺️☺️☺️☺️

  4. Teşekkür ederim .Emegi geçen herkese teşekkür ederim çok güz l bir site olmuş bu arada sınavımdan yüz aldım

Leave A Reply