Gönül Sırça Bir Saraydır Kırılsa Yapılmaz Ne Demektir? Atasözünün Anlamı

0
Advertisement

Gönül Sırça Bir Saraydır Kırılsa Yapılmaz atasözünün açıklaması. Gönül Sırça Bir Saraydır Kırılsa Yapılmaz anlamı, hakkında bilgi, anafikir.

Gönül Sırça Bir Saraydır Kırılsa Yapılmaz

Arka resim kaynak: pixabay.com

Gönül Sırça Bir Saraydır Kırılsa Yapılmaz:

ANAFİKİR : Kırılan gönül, kolay kolay onarılamaya-cağı için, kimsenin gönlünü kırmamaya dikkat etmeliyiz.

Camdan bir saraya benzetilen gönül, insanın insanla ilişkisinde özenle korunması gereken önemli bir varlıktır. O, parayla pulla satın alınmaz. Ona giden yol tatlı dilden, büyük özveriden, içten sevgiden geçer. Ona ulaşarak, onu elde etmek, bir savaşı kazanmaktan daha zordur. Kazanılması öylesine zor olmasına karşın, küçücük bir sözden kırılabilecek, kaybedilebilecek kadar da ince yapılıdır. Kırıldıktan sonra, onarılması oldukça güçtür. İnsanın amacı gönülleri kazanmak, kazandıktan sonra da kırmamak için çabalamak olmalıdır.

Toplumumuzda gelenekleşmiş bir inançla gönül, kutsal bilinir. Hatta, “Tanrı evi”, “kâbe” olarak tanımlanır Bu, insana verilen yüce değerin çok anlamlı ifadesidir.

Can veya kalp olarak da tanımlanabilen gönül insanın en hassas manevi varlığıdır, incinmeye görsün; kolay kolay tamir edilmez. Yunus Emre, buna işaretle yıllar öncesinden şöyle seslenir :

Eğer bir kalp kırdın ise
Bu kıldığın namaz değil.
Yetmişiki millet dahi
Elin yüzün yumaz değil.

Advertisement

Ünlü derviş ozanın bu uyarısını dikkate alıp kimsenin kalbini kırıcı, gönlünü yıkıcı olmayalım. Bu, insana saygının ve sevginin en önemli kuralıdır.

Gönül Nedir? Sözlük Anlamı

  • “Gönül”
    1. Sevgi, istek, düşünüş, anma, hatır vb. kalpte oluşan duyguların kaynağı
    “Gönüllerin birbirine kaynaştığı o günler millî bayramlarımızdan biriydi.” – O. S. Orhon
    2. İstek, arzu
    “Okumaya gönlün var mı?”
  • “gönül avcısı ”
    Geçici aşklar arkasında koşan kimse, çapkın
  • “gönül bağı ”
    Sevgi bağı, duygusal ilişki
  • “gönül belası ”
    Aşkın verdiği sıkıntı, dert
  • “gönül birliği ”
    Duygusal anlaşma
  • “gönül borcu ”
    Yapılan iyiliğe karşı kendini borçlu sayma, minnet, minnettarlık, şükran
  • “gönül borçlusu ”
    Minnettar
  • “gönül bulantısı ”
    Sıkıntı veya üzüntü
    “Bu toplantıdan nasıl bir gönül bulantısıyla çıktığımı tarif edemem.” – Y. K. Karaosmanoğlu
  • “gönül çöküşü ”
    Yaşama gücünün yitmesi, ruhsal dengenin bozulması
  • “gönül darlığı ”
    İç sıkıntısı
  • “gönül dilencisi ”
    Sevdiğinden ayrılmamak için onun her davranışına katlanan kimse
  • “gönül eğlencesi ”
    İnsanı oyalayıp hoşça vakit geçirten şey veya kimse
  • “gönül eri ”
    Hoşgörüsü geniş, açık yürekli, güvenilir kimse, rint, ehlidil
  • “gönül ferahlığı ”
    İç rahatlığı, dertsizlik
  • “gönül hoşluğu ”
    Rahat ve huzurlu olma
    “Sığındığım, bir gıdım gönül hoşluğu aradığım bu yerde birden çıktı ortaya.” – N. Meriç
  • “gönül maskarası ”
    Sevda yüzünden gülünç durumlara düşmüş kimse
  • “gönül meselesi ”
    Aşk yüzünden ortaya çıkan sorun, aşk derdi
    “Gönül meselesinde ise ne yapıp bir çare bulmalıydı.” – S. F. Abasıyanık
“gönül okşayıcı ”
Hoşa giden
  • “gönül rahatlığı ”
    İç rahatlığı, iç huzuru, baş dinçliği, huzur
    “O günden sonra Mustafa Kemal, tuttuğu yolu bilen, gideceği yeri gören insanların gönül rahatlığına kavuştu.” – E. C. Güney
  • “gönül rızası ”
    İç rahatlığıyla olur verme
  • “gönül tokluğu ”
    Doygunluk, istiğna
    “Ama üstüme düşüldü mü bende bir gönül tokluğu, bir nazlanma, bir ağırdan alış.” – H. Taner
  • “gönül uğrusu ”
    Gönül almayı bilen kimse
  • “gönül yarası ”
    Bir kimseyi derin üzüntü içinde bırakan acı, dil yarası
    “Sürgünü yalnız memleket hasreti yıkmaz, yıkması için bu hasrete utandırıcı bir gönül yarası karışmalıdır.” – R. H. Karay
  • “gönlü bol ”
    Yeterli imkânlardan yoksun olmasına karşın cömert, eli açık davranmak isteyen (kimse)
  • “gönlü dar ”
    İçi sıkıntılı olan (kimse)
  • “gönlü gani ”
    Cömert ve gözü tok, gani gönüllü (kimse)
  • “gönlü kara ”
    Başkalarının kötülüğünü isteyen (kimse)
  • “gönlü tok ”
    Zorunlu ihtiyaçları karşılandığında bununla yetinen, fazla mal ve para istemeyen (kimse), müstağni
  • “gönlü zengin ”
    Para ve malını imkânları ölçüsünde esirgemeden veren (kimse)
  • “gönlü yaralı ”
    Aşkta karşılık görmeyen (kimse)
  • “canıgönülden ”
    İçtenlikle, çok isteyerek, canıyürekten
    “Neden bahsedildiğini bir türlü anlamıyordu ama yine de bu sözleri canıgönülden kabul eder göründü.” – İ. O. Anar


Leave A Reply