Görgü İle İlgili Atasözleri ve Anlamları Açıklamaları, İçinde Görgü Geçen

5
Advertisement

İçinde, anlamında görgü ve görgü kuralları geçen atasözleri nelerdir? Bu atasözlerinin anlamaları ve açıklamaları. Görgü hakkında atasözleri ve anlamları.

Görgü İle İlgili Atasözleri
Görgü İle İlgili Atasözleri

  • ***görgülü kuşlar gördüğünü işler, görmedik kuşlar ne görsün ki ne işler?
    iyi eğitim alanlar aldıkları eğitimin gereğini yaparlar, iyi eğitim görmeyenler bir şey yapamazlar.
  • ***aslını saklayan (inkâr eden) haramzadedir
    kişi yoksul, görgüsüz bir aileden gelmekle değersiz olmaz, toplum içindeki yerini kendisi kazanır.
  • ***eşek hoşaftan ne anlar (suyunu içer, tanesini bırakır)
    bilgisiz, görgüsüz kimse ince, güzel şeylerin zevkine varamaz, değerini ölçemez.
  • ***et ne kadar arık olsa üstüne ekmek yaraşır
    bilgili ve görgülü kişi, iş başında ve zengin olmasa da bilgisiz ve görgüsüz kişilerin üstünde yer alır.
  • ***görmemiş görmüş, güle güle ölmüş
    görgüsüz kişi, günün birinde ummadığı bir şeyi elde ederse sevincinden ne yapacağını şaşırır.
  • ***görmemişin oğlu olmuş (çekmiş, çükünü koparmış)
    görgüsüz kimse ummadığı bir şeyi elde ettiğinde ne yapacağını şaşırır.
  • ***karga kekliği taklit edeyim derken kendi yürüyüşünü şaşırmış
    görgüsüz kişi, görgülü kişinin yaptığını yapmaya kalkışırsa beceremez, kendisinin doğal davranışını da yitirir, gülünç duruma düşer.
  • ***yavru kuş, yuvada gördüğünü yapar
    aile içinde edinilen görgü, eğitimin temelidir.
  • ***yerde yatan yumurta, gökte uçan kuş olur
    bugün beğenmediğiniz, kendisinde yetenek bulmadığınız çocuğun zamanla bilgisi, görgüsü artar, toplumda önemli bir yeri olur.
  • ***yerdiğin oğlan (küçük) yer tutar
    bugün beğenmediğiniz, kendisinde yetenek bulmadığınız çocuğun zamanla bilgisi, görgüsü artar, toplumda önemli bir yeri olur.
  • ***kenarın dilberi nazik de olsa nazenin olmaz
    kibar çevrede yetişmemiş olanlar ne kadar özenseler de kibarlığın bütün inceliklerini gösteremezler.
Eşek Hoşaftan Ne Anlar?

ANAFİKİR : Bilgisiz, görgüsüz kişiler, ince şeylerin değerini bilemez. Bir şeyin değerini ancak onun hakkında yeterli bilgisi olanlar verebilir. Güzel şeylerin de değerini, ancak güzelin ne olduğunu bilen, tanıyan kişiler bilebilir. Ancak, bilgisi, yeterli görgüsü olmayan kişiler güzelliklerin değerini bilemez, onları hor kullanır veya yok pahasına değerlendirir. Bu durumlar da gerçek değerbilirler tarafından hoş karşılanmaz. İyinin iyi, kötünün kötü olması gerekirken, bunun tersinin olması, toplumdaki iç çatışmaları doğurur.

Göz Gördüğünü Ağız Yediğini İster:

ANAFİKİR: Kişi güzel alışkanlıklarını sürdürmek ister.

Alışkanlıklar kişinin ayrılmaz bir parçasıdır. İyi insana yakışan yararlı alışkanlıklar edinmesidir. Zamanında gördüğümüz, tadından hoşlandığımız bir güzelliği, imkânlarımız elverdikçe, canımız çektikçe tekrar tekrar tatmak istememiz, alışkanlıkları doğurur. Benzerleri arasında mutlaka alışkanlığını kazandıklarımızı arar dururuz. Alışkanlıkların aşırıya kaçması hiç doğru değildir. Kendimizi bütünüyle onlara kaptırmamız, bulamadığımız zamanlarda, huzursuz olmamıza yol açar.

Görgü İle İlgili Deyimler

  • ***dağda büyümüş
    kaba ve görgüsüz kimse.
  • ***kaldırım çiğnemek
    şehirde yaşayarak görgüsü artmak.
  • ***keleklik etmek
    görgüsüzlük, bilgisizlik nedeniyle karşısındakinin gerçek amacını anlayamamak.
  • ***mürekkep yalamak
    çok okumuş, yazmış olmak: Herhâlde aile terbiyemin, görgümün ve az buçuk mürekkep yalamış olmamın da bu Tanrı vergisini beslemekte tesiri olacaktır. -R. N. Güntekin.
  • ***odun gibi
    anlayışsız, görgüsüz, kaba.
  • ***ot gibi
    1) bilgisiz, görgüsüz, değersiz olan; 2) amaçsız, zevk almadan (yaşamak).
  • ***şenlik görmemiş
    terbiyesiz, görgüsüz (kimse).
  • ***taşralı kalmak
    bir kimse taşrada edindiği görgü, örf ve âdetleri bırakmamak: Şehirli görünmek gururu kasaba kızının İstanbul’dan aldığı ilk kötü huy oldu; birkaç hafta geçince babasıyla anasının yeni hayata kendisi gibi uyamayacaklarını, taşralı kalacaklarını anlayınca hırçınlaştı. -R. H. Karay.
  • ***yol iz bilmek
    1) gideceği yolu ve yeri bilmek; 2) görgülü davranmak.
  • ***kibarlık taslamak
    kibar olmadığı hâlde kibar gibi görünmeye çalışmak.
  • ***(üstünden veya paçalarından) kibarlık akmak
    tkz. aşırı derecede kibar davranmak.

Advertisement

5 yorum

Reply To Anonim Cancel Reply