Güç Nedir? Sözlük Anlamı

0
Advertisement

Güç ne anlama gelir? Güç kelimesinin terimler sözlüklerindeki anlamı, deyimler ve birleşik kelimelerin anlamları nedir?

1. isim Fizik, düşünce ve ahlak yönünden bir etki yapabilme veya bir etkiye direnebilme yeteneği, kuvvet, efor
“Zihin gücü. Yaşama gücü.”
2. Bir olaya yol açan her türlü hareket, kuvvet, takat
3. Sınırsız, mutlak nitelik
“Tanrı’nın gücü.”
4. Büyük etkinliği ve önemi olan nitelik
“Paranın gücü.”
5. Bir cihazın, bir mekanizmanın iş yapabilme niteliği
“Motorun gücü.”
6. Siyasi, ekonomik, askerî vb. bakımlardan etki ve önemi büyük olan devlet, devletler topluluğu
“Güçler dengesi.”
7. Bir ulus, bir ordu vb.nin ekonomik, endüstriyel ve askerî potansiyeli
“İnsan gücü.”
8. Bir toprağın verimlilik yeteneği
9. Yeterliliğini ve güvenilirliğini kanıtlamış kimse
10. coğrafya Bir akarsuyun aşındırma ve taşıma yeteneği
11. fizik Birim zamanda yapılan iş
1. sıfat Ağır ve yorucu emekle yapılan, çetin, müşkül, kolay karşıtı
“Bir sanat eserini tenkit ne güç iştir!” – A. M. Dranas
2. zarf Zorlukla
“Kendini yatağa güç atmış ve sızıp kalmıştı.” – Y. K. Karaosmanoğlu
Mevcut maddi ve manevi imkânların bir araya toplanmasıyla ulaşılan dayanışma
Elektrik enerjisini depolayan ve akımın kesilmesi sırasında kullanılmasını sağlayan aygıt
Elektrik akımı ile aynı fazda olan ve iş gören, kilovat birimi ile gösterilen güç
Bir sonuca katkısı olabilecek birkaç etkenin belirli bir etkileşim sonucunda elde ettiği ortak güç, sinerji
1. isim Bir ülkenin sahip olduğu silahlı kuvvetlerin bütünü
2. Küçük veya büyük askerî birlik
Manyetik alan içindeki elektrik akışını etkileyen güç
1. isim Henüz yapılmış değil de güç olarak var olan, gerçekleşmeyen ancak gerçekleşebilecek olan, imkân durumunda olan, saklı olan güç, potansiyel
“Yüksekte tutulan bir taştaki gizil güç, taş bırakılınca mekanik bir güç durumunda ortaya çıkar.”
2. fizik Bir iletkenin herhangi iki noktası arasında bir elektrik akımının ortaya çıkmasına yol açan güç, potansiyel
3. fizik Belirlenen iki nokta arasındaki voltaj farkı, potansiyel
Uğraş
“Hepsinin işi gücü var.” – A. Kulin
Bilgisayarda elektrik kesildiğinde devreye giren, bilgisayar ile ona bağlı donanımlara belirli bir süre güç sağlayan araç
1. isim, askerlik Silah gücü yüksek, özel eğitim görmüş askerî birlik, vurucu tim
2. Sivil bir kuruluş içinde etkili silahlarla donatılan birlik
Zırhlı birlik
1. isim Ekonomi ve politika açısından güçlü devletler
2. coğrafya Mekanik parçalanma, kimyasal ayrışma, rüzgâr, dalga, akarsu ve buzulların etkileri gibi kökenleri güneş enerjisine dayanan güçlerin veya etkenlerin bütünü
Bir toplumdaki insan ögesi, üretim araçları, üretim deneyleri ve alışkanlıklarının bütünü
Elektrik projesinde belirtilen kurulu güç ve kullanma faktörü göz önüne alınarak hesaplanan güç miktarı
Saniyede 75 kilogrammetrelik iş yapan bir motorun gücü
“Bir beygir gücü O,736 kilovata eşittir.”
Bir ülkede ileri düzeyde iyi yetişmiş olan meslek ve bilim adamları ile uzmanların fikir gücü
Hayal gücü
İnsan veya hayvanın beden yapısı
“Bir övüncü sakalı ise bir başka övüncü de sıhhati, fizik gücü idi.” – H. Taner
1. isim Zihnin hayal yaratma yetisi, düş gücü, imgelem, muhayyile
2. Geçmiş yaşantılara özgü ögelerle şimdiki yaşantı arasında bağ kurma gücü
3. Bir nesneyi, o nesne karşımızda olmaksızın tasarımlama yetisi
1. isim Bir insanın yararlı şeyler üretmek için harekete geçirmek zorunda olduğu fiziksel ve düşünsel yetilerinin tümü
2. ekonomi Etkin nüfus içinde yer alan, cari ücret düzeyinde ve çalışma koşullarında çalışanlarla işsizlerin toplamı
Bir makinenin bir saniyede yapabildiği iş miktarı
Kanun, ahlak gibi kurumların buyruklarının yerine getirilmesini sağlayan güç
Yargı işini yerine getirebilme gücü, yargı erki
Türkiye Büyük Millet Meclisinin yasa yapma, değiştirme ve kaldırma yetkisi, yasama hakkı, yasama yetkisi, yasama kuvveti, teşrii kuvvet, teşri kuvveti
“Her devletin ilk ve temel yasası, yasama gücünü düzenleyen yasadır.” – C. Meriç
Hayatın zorluklarına karşı mücadele etme gücü veya kuvveti
Kanunları uygulama yetkisi, icra kuvveti
1. zarf Zorlayarak
“Gücü gücüne Sansaroğulları’nın yanında bir yazıcılık bulabildim.” – N. Hikmet
2. Zorlukla
Olanca gücüyle, var kuvvetiyle
“Azar azar büyüyen aydınlığa doğru var gücümle koşuyordum.” – N. Eray
Her şeyden hoşlanmayan, zorlukla karar veren, müşkülpesent
“Güçbeğenir bir yaradılışta olan Celâl’in bana ilk gün kanı kaynayıverdi.” – H. Taner
Zorlukla, güçlük çekerek
“Güç bela bir iş buldun, onu da elden kaptırıp gene düşeceksin.” – M. Ş. Esendal
Bir kimseye veya bir şeye katlanabilme sınırı, takat sınırı


Leave A Reply