Aziz Nesin Kimdir? Hayatının Dönemleri ve Eserleri Hakkında Bilgi

0
Advertisement

Aziz Nesin kimdir? Zübük gibi herkesin bildiği bir eserin yazarı olan Aziz Nesin’in hayatının dönemleri ve eserleri hakkında bilgi.

Aziz Nesin

Aziz Nesin’in hayatı

20 Aralık 1925 tarihinde Heybeliada’da dünyaya gelen Aziz Nesin’in baba tarafının dolayısıyla aslen Giresun’lu olduğu ve sonrasında İstanbula’a göç ettiği öğrenilmektedir. Babasının İstanbul’a gelişinden sonra burada bahçıvanlık mesleğiyle uğraşması ve bir süre sonra da evlenmesiyle Aziz Nesin dünyaya gelmiştir.
Aziz Nesin, 1924 yılında “Kanuni Sultan Süleyman İptidai Mektebi’ne girerek 3. sınıftan itibaren eğitim görmeye başlamıştır. Lise döneminde Darüşşafaka Lisesi’ne girip burada da 2 yıl eğitim aldıktan sonra ilk önce 1935 yılında Kuleli Askeri Lisesi’ni, sonrasında 1937 yılında Ankara’da bulunan Harp Okulu’nu bitirerek rütbeli bir teğmen olmuştur.
En son 1939 yılında Askeri Fen Okulu’nu da bitiren Aziz Nesin, aynı dönemlerde Güzel Sanatlar Akademisi Süsleme Bölümü’nü de bitirerek hayatında farklı kollardan eğitim almayı kendine görev edinmiştir.

Ankara Harp Okulu’nu bitirdikten sonra orduya katılan Aziz Nesin, 1941’den itibaren 2. Dünya Savaşı yıllarına denk gelen dönemde 2 yıl Trakya’da ordu için görev yapmış, 1942 yılında Erzurum Müstahkem Mevkii İstihkam Taburu Bölük Komutanlığı mevkiine atanmıştır. Buradaki görevinde bir bomba kazasında kendisi de orada olduğu için ciddi bir yaralanma geçirmiştir.

1944 yılında yine mezun olduğu okulda açılan tank kurslarına katılan Nesin, aynı süreçte Zonguldak’ta uçaksavar top mevzilerinin yapımı için görevlendirilmiş ve üsteğmen rütbesini almıştır. Ancak bu görevden sonra kursunu yarıda kesip gitmediğinden ve kendisi hakkındaki farklı görüşlerden dolayı ordu kendisi için “görev ve yetkilerini kötüye kullandığını” savını ortaya sürüp kendisini askerlikten men etmiştir.

1940’lı yıllar :

Askerlikten uzaklaştırılan Aziz Nesin, hayatını idare ettirmek için bakkallık vb. işlerle uğraşmış ve ilk kez 1945 yılında “Yedigün” dergisinde edebiyatla ilgili bir işte çalışmaya başlamıştır. Bu işinden sonra “Karagöz” dergisine geçerek Yedigün’de yaptığı gibi yazarlık ve redaktörlük yapmıştır. Aynı süreçlerde artık profesyonel olarak oyun yazmaya başlamış ve Tan gazetesi kendisini köşe yazar olarak işe almıştır.

Fakat buradaki görevini yaparken kötü bir olay yaşanmış ve gazete bir grup gencin saldırısına uğramıştır. Bu olaydan sonra gazeteden mecburen ayrılan Aziz Nesin, Vatan gazetesinde çalışmaya başlamıştır. Kendisinin asıl çıkış yakaladığı yazıları ise; 1946 yılında Sabahattin Ali ile birlikte çıkardıkları “Marko Paşa” isimli mizah dergisinde çıkan yazılarıdır.

Advertisement

Aziz Nesin bu dergide çıkan tüm yazılarında, mizah adı altında dönemin bütün politikacılarını ve büyük devlet adamlarını korkusuzca eleştirmiş; dergi bir kaç kez kapatılmaya ve batırılmaya çalışılsa da, Aziz Nesin ve Sabahattin Ali bu zorlamalara direnmişlerdir.

Bu zorluk süreçlerinde mahkemelerle uğraşırken “Marko Paşa” ekolünü başka şekillerde devam ettirmeye çalışan Aziz Nesin, yayınlanmamış olan “Nereye Gidiyoruz?” isimli yazısı dolayısıyla  1947 yılında 10 ay ağır hapis cezasına çarptırılmıştır.

Cezası bittikten sonra çıkıp yeni bir hayat kurmaya çalışan Aziz Nesin, yazar olan arkadaşı Kerim Sadi ile ortaklaşa bir eve çıkmıştır. Düzenini kurduktan sonra ilk kitabı “Bir Sürgünün Anıları”nda arkadaşından da sıklıkla bahsetmektedir.

1950’li yıllar :

1952 yılında İstanbul’un Levent ilçesinde bir dükkan kiralayarak “Oluş Kitabevi”ni açan Aziz Nesin, buradan geçimini sağlamakta zorlanınca bir sonraki yıl bir ortakla birlikte “Parodi Fotoğraf Stüdyosu”nu da kurmuştur.

1955 yılında İstanbul’daki azınlıkların ev ve iş yerlerinin yakıldığı korkunç 6-7 Eylül olayları meydana gelince, dönemin Demokrat partili siyasetçileri bu olayları “komünistlerin gerçekleştirdiği bir komplo” olarak ele almış ve içlerinde Aziz Nesin’in de yer aldığı 100 kişiden fazla kişiyi herhangi bir gerekçe göstermeksizin tutuksuz yargılatmıştır.

9 ay hapis yatıp çıktıktan sonra 1956 yılında “Düşün Yayınevi”ni arkadaşı Kemal Tahir ile birlikte açmıştır. 1958 yılında “Dolmuş-Karikatür” dergisi ile ortaklığa girip 1963 yılına kadar bu derginin yayıncılığını üstlenmiştir. 1962’de ise toplam 42 sayı çıkmaya devam edecek olan “Zübük” dergisinin ilk sayısını piyasaya sürmüştür.

Advertisement
1960’lı yıllar :

1966 yılında Bulgaristan’da yapılmış olan uluslararası gülmece yarışmasında Altın Kirpi ödülünü yazdığı “Vatani Vazife” öyküsüyle kazanan Aziz Nesin; 1968 yılında ise Milliyet gazetesinin gerçekleştirmiş olduğu Karagöz oyunları yarışmalarında “3 Karagöz” ile birincilik ödülünü kazanmıştır.

1970’li yıllar :

1972 yılında Nesin Vakfı’nı kuran Aziz Nesin, bu vakıfta her yıl belirli sayılardaki kimsesiz çocukların eğitim masraflarını ve bakım masraflarını üstlenme görevini edinmiştir.

O dönemlerde kitaplarından gelen tüm maddi geliri vakıf yardımlarına ayırmıştır. 1974 yılında Asya – Afrika Yazarlar Birliği’nin “Lotus” ödülünü kazanan Aziz Nesin; 1976 yılından 1980 yılına kadar da her yıl belirli edebiyat ürünlerinin bulunduğu Nesin Vakfı Edebiyat Yıllığı’nı çıkarmıştır.

1980’ler ve 1990’lar :

1984’te Aydınlar Dilekçesi girişiminde bulunan Aziz Nesin; bundan sonrasında sırasıyla 1985’te Ekin A.Ş’nin kurulması için girişimde bulunmuş, aynı süreçlerde Birleşik Krallığın PEN Kulübü Onur Üyeliği’ne seçilen isim olmuştur. Öte yandan TÜYAP’ın düzenlediği “Halkın Seçtiği Yılın Yazarı” ödülünün de sahibi olmuştur.

2 Temmuz 1993 günü tarihte “Sivas katliamı” olarak bilinen günde Pir Sultan Abdal etkinliğine katılmak için Sivas’a giden Aziz Nesin, Madımak Oteli’nin yakılması sırasında sağ olarak kurtulmuştur.

Aziz Nesin Güzel Sözleri

Aziz Nesin nasıl vefat etmiştir?

Söyleşi için gittiği Alaçatı’da 5 Temmuz 1995 gününü 6 Temmuz 1995 gününe bağlayan gece geçirdiği ani kalp krizi sonucu yaşama veda eden Aziz Nesin’in cenazesi Çeşme Cumhuriyet Başsavcısı’nın talimatıyla öncelikle otopsi için İstanbul Çapa Tıp Fakültesi’ne getirilmiş, bir gün sonra kendisinin vasiyeti üzerine Çatalca’da bulunan Nesin Vakfı’nın bahçesine yeri belli olmayacak şekilde gömülmüştür.


Leave A Reply