Halit Ziya Uşaklıgil Kimdir? Hayatı, Biyografisi ve Eserleri Hakkında Bilgi

6
Advertisement

Halit Ziya Uşaklıgil kimdir ve ne yapmıştır? Halit Ziya Uşaklıgil’in hayatı, kitapları, biyografisi. Halit Ziya Uşaklıgil kimdir, eserleri nelerdir, detaylı bilgi.

Halit Ziya Uşaklıgil

Halid Ziya Uşaklıgil (1867-1945)

Modern Türk romancılığının kurucularından ilk ve en büyük ustalarından biridir.

İzmir’de halı ticareti ile tanınmış ve zengin olmuş Uşaklı bir aileye mensuptur. İstanbul’da Eyüp’te doğdu. İlk öğrenimini Fatih rüştiyesinde yaptıktan sonra 9-10 yaşlarındayken İzmir’e büyükbabasının yanına gönderildi. Orta öğrenimini İzmir’deki Fransız Mekitaristler okulunda tamamlayan Halit Ziya Uşaklıgil’in yazı hayatı çok genç yaşta başlamıştır. Yaşı daha yirmiye varmadan “Hizmet” adlı günlük gazetede çeşitli yazıları çıkmıştır. Daha sonra ilk roman denemeleri olan “Nemide”, “Bir Ölünün Defteri”, “Ferdi ve Şürekası”nı yayınladı. Asıl büyük romanlarına hazırlık niteliği taşıyan bu küçük romanlarından sonra İstanbul’a gelerek o sırada Recaizade Mahmut Ekrem’in önderliğinde kurulan “Servet-i Fünun” topluluğuna katıldı.

Reji idaresinde aldığı bir görevle İstanbul’a yerleşen Halit Ziya Uşaklıgil’in “Servet-i Fünun” dergisinde yayınlanan ilk büyük ve önemli romanı “Mai ve Siyah”‘tır. Türk romanına üslp, anlatım ve roman tekniği yönlerinden batıyı getiren “Mai ve Siyah“‘tan sonra yazarın asıl büyük sanat gücünü taşıyan “Aşk-ı Memnu” adlı eseri de gene bu dergide çıkmıştır. “Kırık Hayatlar” adlı üçüncü büyük romanı yayımlanırken “Servet-i Fünun” kapatılmış ve Halit Ziya bu eserini ancak cumhuriyetten sonraki yıllarda kitap halinde basabilmiştir.

1909 ilkbaharında Sultan Reşad’ın tahta çıkarılması üzerine Mabeyn Başkatibi olarak resmi bir görev alan Halit Ziya Uşaklıgil üç yıldan fazla kaldığı bu görevden Ayan azalığına tayin edilerek ayrılmış ancak hemen ardından buradan istifa edip Darülfünun (Üniversite) da hocalık almıştır. Bundan sonraki yıllarını tamamı ile yazı hayatına bağlayan romancı 1945 yılı martında İstanbul’da ölmüştür.

Advertisement

Halit Ziya Uşaklıgil Eserleri

1 — Çeşitli konulardaki ilk kitapları:

Hamil, Vaz’ı hamil, Mebhas-üf kıhf, Bu-kalemun-ı Kimya, llm-î Simya… (Doğuma, kimyaya, insan vücuduna dair bilgileri veren, bu küçük broşürler. 1880-1890 yılları arasında yayınlanmıştır).

Fransız Tarih-i Edebiyatı, Yunan-ı kadim Tarih-i Edebiyatı, Latin Tarih-i Edebiyatı, Alman Tarih-i Edebiyatı… (Bunlar Darülfünunda batı edebiyatı öğretim görevlisiyken hazırlayıp bir kısmını taşbasması olarak bastırdığı kitaplardır. 1912-1913 yıllarında yayınlanmıştır). v

2 — Mensur Şiirleri:

Mezardan Sesler, Mensur Şiirler. (Bunlar nesir halinde yazılmış şiirlerdir. Ölüm, aşk ve ıstırap temaları üzerine söyleyişlerdir. 1889 yılında yayınlanmıştır).

3 — Romanlar:

Nemide (1889), Bir Ölünün Defteri (1889), Ferdi ve Şürekası (1894), Mai ve Siyah (1897), Aşk-ı Memnu (1900), Kırık Hayatlar (1903), Nesl-i Ahir (yarım kalmıştır.)

4 — Hikâyeleri:

Bir İzdivacın Tarih-i Muaşakası (1888), Bu mu idi? (1888), Bir Muhtıranın Son Yaprakları (1888), Bir Yazın Tarihi (1899), Solgun Demet (1900), Bir Şiir-i Hayal (1902), Bir Hikaye-i Sevda (1920), Sepette bulunmuş (1921), Hepsinden Acı (1924), Onu Beklerken (1935), ihtiyar Dost (1937).

5 — Anıları:

Kırk yıl (Çağının edebi olayları ile ilgili anılar; 5 cilt. 1936), Saray ve Ötesi (Mabeyn Başkatipliği sırasındaki saray ve siyasetle ilgili hatıraları; 3 cilt. 1942), Bir Acı Hikaye (İntihar eden oğlu Vedat hakkında. 1942).

Advertisement
6 — Diğer eserleri:

Halit Ziya’nın bu sayılanlardan başka kitap haline getirilmemiş daha bir kısım hikaye ve makaleleri ile telif veya adapte Fare, Füruzan, Kâbus adlı piyesleri Sanata Dair adı altında iki ciltte topladığı sohbet ve makaleleri vardır.

Kaynak 2 

Halit Ziya Uşaklıgil

Halid Ziya Uşaklıgil

Halid Ziya Uşaklıgil; yazardır (İstanbul 1866-ay.y. 1945).

İzmir Rüştiyesi’ndeki öğrenimini Fransızca öğretim yapılan Katolik okulunda sürdürdü, özel derslerle yabancı dil bilgisini geliştirdi, Fransızca öğretmenliği yaptı, Osmanlı Bankası’nda çalıştı, dergi ve gazete işini deneti (Nevruz, 1884; Hizmet, 1886). Reji örgütünün (tütün tekeli) başkâtiplik göreviyle İstanbul’a geldi (1893), öykü ve romanlarıyla Servetifünun topluluğunda yer aldı (1896-1901). Servetifünun dergisinin kapatılışından İkinci Meşrutiyet’e uzanan suskunluk yıllarında eserlerinin dilini yalınlaştırmaya çalıştı. Yeşilköy’ de yaptırdığı köşküne yerleşti (sessizlik ve bahçe çalışması, çiçeklerle yakından dostluk, yaşamının hiç vazgeçemediği ilişkilerinin başlarında gelir). Meşrutiyet ile birlikte hızlı ve verimli bir yazı yaşamının içine katıldı (1908), Sabah gazetesinin edebiyat bölümünü yönetti, son romanını tefrika ettirdi (Nesl-i Ahir: Son Kuşak; Sabah’da 7 Eylül 1908-18 Mart 1909, 149 tefrika, hiçbir zaman kitaplaşmadı). Darülfünun’da (İstanbul Üniversitesi) dersler okuttu, V. Mehmet Reşat’ın padişahlığında (27 Nisan 1909-3 Temmuz 1918) dört yıla yakın sarayda başkâtip olarak görev yaptı (1909-1912 Temmuz). Sonunda hiçbir memurluk kabul etmediği yalnızlığa çekildi, anılarını yazdı (Kırk Yıl, 5 cilt, 1936, 6. cilt 1969; Saray ve Ötesi, üç cilt, 1940-1942; Bir Acı Hikâye 1942), edebiyat üzerine yazdıklarını ayıklayıp kitaplaştırdı (Sanata Dair, 3 cilt, 1938-1955), öykü ve romanlarının çok ağır ve yabancı tamamlamalarla dolu eski anlatımını yalınlaştırmayı sürdürdü. Yeni öyküler ekledi: Hepsinden Acı, 1934; Onu Beklerken 1935; Aşka Dair 1935; İhtiyar Dost, 1937; Kadın Pençesi 1939; İzmir Hikâyeleri, 1950.

Uşaklıgil bir büyük kent romancısı oldu. Efendi yaratılışı, görgü ve incelik kurallarına düşkün tutumu, yaşam gerekçelerinin bir bölümünden uzakta kalmasını gerektiren yüksek zümre yaşayışıyla gözleminin konuları, hep kendi çizgisiyle buna eş yaşamların betimlenmesine yöneldi.

Romancılığı

Aşk-ı Memnû’yu Mai ve Siyahtan çok beğendiğini, Kırık Hayatlar’ı ise öteki ikisinden daha iyi ya da daha az kötü bulduğunu söyleyen kendisidir. En değerli bu üç romanında da düş gücü hiç işe karışmamıştır. Gerçekte Halit Ziya, Tanpınar’ın nitelemesiyle ‘romancı muhayyelesine’ sahip ilk yazarımızdır; bunun için de eserinde masal geleneğinden, romantik ürünlerden gelen hiçbir gerçek dışı öğeye yer vermez. Günlük yaşam, en doğal toplumsal ilişkiler çevresi olan aile, iyi gözlenmiş ve tipik yanlarının bileşimiyle canlandırılmış kahramanların genellikle kendi yarattıkları sorunlar içinde bütün mantıklı olasılıkların kabul edileceği bir tutarlılıkla geliştirilmiştir. İstanbul’un aydın ve seçkin katlarını konu almıştır. Kişilerin ruh çözümlemeleri de gerçeğe uygundur. Yaşadığı ve bulunduğu olanakların dışına çıkmaya özellikle dikkat eder. Böylece eserlerinde 19. yüzyılın sonu İstanbul’unun yüksek kentsoylu yaşamı görünür.

Yukarıda anılan uzun öykülerinden başka tek örnek içeren başka kitapları da vardır. Bu değişimin temel nedeni, Halit Ziya’ nın belli bir süre hiç emek vermeksizin edebiyattan tümüyle uzaklaşmış olmasıdır. Uşaklıgil, 35 yaşından sonra roman yazamadı. Sabah’ta tefrika olarak kalan Nesl-i Ahir i hiçbir zaman kitaplaştıramadı. Servetifünun tefrikası Kırık Hayatlar’ı (Mayıs-Şubat 1901-1902) ancak 1924’te kitaplaştırmaya vakit bulacak, yalınlaştırarak 1944’te yeniden yayımlatacaktır. Böylece dil konusuna uyarlamaya ne kadar çaba gösterirse göstersin, Servitifünun’dan yola çıktığı için Cumhuriyette artık verimli ve doğurgan olamadı.


6 yorum

  1. ödevimi bu site sayesinde yaptım öğretmenimiz bir edebiyatçının biyografisi dedi bende düşünüp durdum sonra ünlü yazarlar yazdım ve ordan doğruda halit ziya uşaklıgille ilgili bir sürü bilgi buldum teşekkürler

  2. ne yapcan mk on

    süper site laa bu site olmasa ödevimi zar zor bulmuştum yine böyle güzel siteler sayesinde ödev yapıyorum :*

Leave A Reply