Hava Neden Önemlidir? Havanın Hayatımızdaki Yeri ve Hava Basıncının Önemi Nedir?

Hava neden önemli ve gereklidir? Havanın önemi ve etkileri, Sağlık bakımından hava, havanın hayatımızdaki yeri ile ilgili bilgi.

Hava, içinde tabiat olaylarının meydana geldiği bir ortamdır. Canlı tabiat, ancak hava içinde yaşamaya devam edebileceği gibi cansız tabiat da ancak hava içinde değişimlere uğrayabilir. Canlı tabiatın hayatında ilk şart havadır. İnsan günlerce aç, saatlerce susuz kalabilir ancak bir kaç dakika havasız yaşayamaz.

Havanın insan vücudundaki etkileri ve rolü şöyledir: İnsanların yaşamaları sırasında gerek organların çalışmaları, gerekse hareket edebilmeleri için enerjiye ihtiyaçları vardır. Bu enerji alınan çeşitli besinlerin vücutta yanmasıyla sağlanır. Yanma olayları için gerekli oksijen havadan alınır. Hava ağız ve burundan solunum yoluyla akciğerlere girer, bronşların uçlarındaki hava keseciklerini doldurur. Bu keseciklerin çevresinde kan damarları vardır. Damarlardaki kanın alyuvarları oksijeni alarak, temiz kan damarları yolu ile, vücudun her yanına dağıtır.

Yanma olayları bu oksijenle yapılır, meydana gelen karbondioksit kirli kan damarlarıyla akciğerlere döner. Orada keselere gelen taze havanın oksijeniyle yer değiştirerek solunum yolundan dışarı çıkarken, temizlenen kan yeniden vücuda dağılır.

İnsanların bulundukları yerde karbondioksit oranı fazla olursa bu yerler kötü havalıdır. Kapalı bir oda içinde çok sayıda insan bulunursa, soba, mangal gibi ateş yanarsa karbondioksit gazı havayı sağlığa zararlı hale getirir. Böyle yerlerde uzun süre kalmak baş ağrısı yapar.

Havadaki karbondioksitin bitki yaşamı üzerinde de çok büyük etkisi vardır. Bitkiler gündüz yaptıkları fotosentez ile havaya oksijen verirler. Fakat gece olunca fotosentez durur, yalnız solunum devam eder. Bu şekilde gece bitki bulunan kapalı yerlerde uyumak zararlıdır.

Kaynak: pixabay.com

Hava Basıncının Önemi:

Dünyamızın çevresinde havanın meydana getirdiği gaz küreye atmosfer denir. Atmosferdeki havanın çeşitli hareketleri dünyamızda çeşitli tabiat olaylarını doğurur. Bu hareketler daha çok atmosferin ilk tabakası olan troposferde bulunur. Havanın yeryüzünde bir basıncı vardır. Bu basıncın 0 derecede deniz kıyısında 1 mm2 kesitinde 760 mm yüksekliğinde bir civa sütunu ağırlığına eşittir. İnsan vücudunda bu basınç bütün vücut yüzeyinde hesaplanırsa, yaklaşık olarak 15 ton kadar ağırlık tutar. Vücut yapısı bu basınca göre ayarlanmıştır. Bütün dolaşım sistemi, organlarımızın çalışması bu basınç altında olur. Basınç azalırsa insanın daha doğrusu canlının iç basıncı fazla geleceğinden dolaşım sistemi bozulur. İnsan ve hayvanlarda dolaşım sistemi sıvısı olan kan kendi basıncıyla dışarı çıkmak ister. Şiddetli kanamalar, beyne hücum eden kandan bayılma, ölüm meydana getirebilir.

Hava basıncı 10 metrede 1 mm olmak üzere 1000 metreye kadar 10 cm azalır. Örnek: İstanbul’da deniz kıyısında 760 mm olan basınç 240 metre olan Çamlıca Tepesinde 736 mm dir. Basınç azalması 1000 ila 3000 metre arasında her 13 metrede 1 mm, 3000 ila 5000 metre arasında her 16 metrede 1 mm düşer.

Amerikalı Albert W. Stewens atmosferde çıktığı en yüksek nokta olan 18477 metrede basıncı 51 mm olarak ölçmüştür. Yaklaşık olarak 40 kmde basınç 0 mmye düşer. Zamanımızda her çeşit uçaklarda ve uzay gemilerinde insanlar dışarı hava sızdırmayan ve içindeki basıncı ayarlı olan hücrelerde otururlar.