Hayatın Başlangıcı ve Hayat Hakkında Bilgiler

0
Advertisement

Hayat nedir? Evrenin en büyük sırrı olan hayat ile ilgili olarak ansiklopedik bilgilerin yer aldığı yazımız.

hayat
HAYAT, bütün canlı varlıkların yaşar durumda bulunuşudur. Yaşam da doğma ile başlar, gelişme, korunma ve üreme ile devam eder, ölümle sona erer,

Hayat evrenin en büyük sırrıdır. Filozoflar yüzyıllardan beri hayatın anlamını incelemiş, bilim adamları hayatın başlangıcını araştırmışlardır. Bütün uğraşmalara rağmen hiçbir kimse maddeden canlı bir varlık meydana getirmeyi başaramamıştır. Bununla beraber, canlılar hakkında birçok şeyler öğrenmiş bulunuyoruz.

Canlı olsun, cansız olsun, dünyadaki her şey bilinen elemanların çeşitli şekillerde birleşmesinden meydana gelmiştir. Yalnız, canlılardaki elemanlar bileşimler halinde bulunur; cansızlar da ise ya ayrı ayrı, ya da alaşım halindedir.

Hayatın Başlangıcı

Yeryüzünde hayat bundan 1.000.000.000 yıl önce başlamıştır. Bilginler hayatın ne şekilde başladığını kesin olarak bilmiyorlar. Bazıları ilk hayatın ya bir göktaşı, ya da parçalanan bir gezegenden düşmüş zerrelerle dünyaya gelmiş olabileceğini sanıyorlar. Başka bilginler de hayatın doğrudan doğruya dünyada başladığını ileri sürüyorlar. Bunlara göre, dünya soğurken türlü kimyasal bileşimler ortaya çıkmış, bunlardan bazıları protoplazmayı meydana getirmiştir. Bu görüş virüslerin karışık atom moleküllerinden meydana geldiğinin keşfedilmesiyle ortaya çıkmıştır. Bu önemli keşfi 1930’da Amerika’da Rockefeller Enstitüsü’nden Dr. William Stanley yapmıştır. Dr. Stanley tütün virüsünün billurlaşmış proteinden ibaret olduğunu keşfetmişti. Kimyasal bir molekülden ibaret olan bu proteinin, cansız maddelerin tersine, çoğalabilme özelliği vardı.

Advertisement

Bilim insanları hayatı meydana getiren esası kimyasal yollarla yapmaya çalışmışlardır. Bugün, özel bir eriyiğe konan çeşitli billurların büyüdüğünü biliyoruz. Ancak, bu büyüme bitkilerin, hayvanların büyümesinden farklıdır. Billûrlar sadece dış kısımlarına eklemler yaparak büyüyorlar; bir canlının vücudu ise her yanı oranlı olarak büyür.

Bilim insanları suni yapay bir hücre yapmayı da başarmışlardır. Bilindiği gibi, hücre bütün canlıların yapı taşıdır. Suni hücreler bir eriyik içine konulunca bu eriyiği içerisine alıp sonra yeniden dışarı verebiliyorlar. Bazı suni hücreler, tek hücreli amipler gibi, hareket de edebiliyor. Bunların bazılarının tıpkı canlı hücreler gibi zehirlenince, havasız kalınca öldüğü görülmüştür. Ama, bütün bunlara rağmen, bu suni hücrelerin hiçbiri gerçek olarak hayatta değildir, yani canlı değildir.

Hayatın Temeli

Bütün canlılar peltemsi bir madde olan protoplâzmadan meydana gelmiştir. Her hangi bir tip hayvanın protoplâzması başka hayvanların, bitkilerin protoplâzmasından değişiktir. Yalnız, bütün protoplâzmaların ortak özellikleri vardır.

Bir defa, hepsinde şu asal elemanlar bulunur: Karbon, hidrojen, oksijen, azot, fosfor, kükürt, klor, kalsiyum, magnezyum, potasyum, sodyum, demir. Protoplâzmanın yapısında bu saydıklarımızdan başka maddeler de bulunmakla beraber, bunların miktarı daha azdır. Bu maddelerin başında iyot, flüor, silikon, bakır, boron ve manganez gelir. Protoplâzmanın yapısında kırk iki çeşit eleman olduğu tesbit edilmiştir.

Ayrıca DNA’nın keşfi hayat ile ilgili bildiklerimizi de iyice ileriye götürmüştür. DNA sentezi ve DNA analizleri ile artık bir canlının bir çok özelliğini öğrenebilsek bile hala hayatın nasıl ilk olarak ortaya çıktığı bilimsel anlamda açıklanamamıştır.

Advertisement

Canlıların Kimyasal Bileşimleri

Yukarıda saydığıımz elemanlar hayatı meydana getirmek için çeşitli ‘bileşimler halinde bulunurlar. Bunların başında karbonhidratlar, yağlar ve proteinler gelir. Ayrıca tuz, su, enzimler de vardır.

Karbonhidratlar. — Karbon, hidrojen ve oksijenden karmadır. En tipik örneği şekerle nişastadır. Bunlar canlılara enerji vermeye yararlar.

Yağlar. — Protoplâzma için önemlidir. Bunlar besinlerin, dolayısiyle enerjinin, depo edilmesine yararlar.

Proteinler. — Bunların yapısında karbon, hidrojen ve oksijenden başka azot da bulunur. Proteinler protoplâzma yapısının desteğidir. Çeşitli amîno asitlerden meydana gelmişlerdir. Bugün otuzdan fazla amino asit çeşidi biliniyor. Bunlardan on birinin memelerin büyümesinde önemli bir payı vardır. Her hayvan çeşidinin kendine öz proteinleri bulunur. Alerji dediğimiz rahatsızlık bu yüzden meydana gelir, çünkü alerji başka bitki ve hayvanlarda bulunan proteinlere karşı vücudun gösterdiği tepkiden doğar (Bk. Alerji).

Tuzlar. — Vücuda yararlı önemli bileşimlerden biri de tuzlardır. Bunlar, sodyum, potasyum, magnezyum ve kalsiyum bitişikleridir.

Su. — Protoplâzmada suyun da yeri büyüktür. Bir protoplâzmanın ağırlığının % 80’i sudur.

Enzimler. — Protoplâzmadaki kimyasal bileşimlerden biri de enzimlerdir. Bunlar yenen besinlerin bölünüp parçalanmasını, böylece vücutta kullanılabilir hale gelmesini sağlar.

Protoplâzmada bulunan bütün bu maddelerin dışarıdan sağlanması gerekir. Canlılar, bunun için, proteinli, yağlı ve karbonidratlı besinler yerler. Hayatta kalabilmeleri için yukarıda saydığımız madenî tuzlarla suya da ihtiyaçları vardır.

Canlıların vücudu devamlı değişiklik halindedir. Bir bilgin, canlı vücudunu mum alevine benzetmiştir. Yanan mumun alevi daima aynı göründüğü halde, aslında fitilin mumdan emdiği maddelerin yanmasiyle meydana gelir, devamlı olarak da değişir. Canlıların vücudu da, görünüşte aynı kalmakla beraber, devamlı değişiklik halimdedir. Hücreler, durmadan, yapısındaki kimyasal maddeleri değiştirirler, besin maddelerini alır, işe yaramıyanları da dışarı atarlar.

Canlıların Başlıca Özellikleri

Advertisement

1. — Hareket: Bütün canlı varlıklar dışarıdan her hangi bir yardım görmeden hareket
edebilirler. Bu onları cansız maddelerden ayıran en büyük özelliktir. Bir dere bayır aşağı akar, bir motor çalıştırıldıktan sonra kendi kendisine çalışmakta devam eder. Bunlar da birer harekettir ama, dışarıdan bir güçle sağlanmıştır. Dereyi aşağı doğru akıtan, yer-çekimidir; motor da bir güçle çalışır. Her hangi bir canlr ise dışarıdan hiçbir etki almadan hareket edebilir.

2.— Beslenme: Bütün canlılar beslenirler. Kimisi ısırıp çiğniyerek, kimisi yutarak, kimisi emerek, kimisi de vücudunu kaplıyan doku yolu ile besinini alır. Yeşil bitkiler madenî maddeler, su, azot ve gaz yardımiyle kendilerine gerekli besini yaparlar.

3.— Büyüme: Canlıların en büyük özelliklerinden biri de büyümedir. Canlılar kendilerine yeni yeni kısımlar ekliyerek büyürler. Çocuk büyürken yeni yeni dişler çıkarır. Bir yerimiz kesilince vücut kendiliğinden bunu tamir eder. Ağaçlar, çalılar yaralanan yerlerini bir kabukla kapıyarak yarayı iyi ederler. Yengeçlerin kopan bacakları, kertenkelelerin kopan kuyrukları yerine yenisi çıkar.

4. — Üreme: Canlılar yeni yeni canlılar meydana getirerek ürerler. En küçük mikroplar bile bölünmekle çoğalırlar.

5. — Uyanıklık: Bütün canlılar çevrelerindeki şartlara uyarlar. Yeşil bitkiler güneşe döner, mikroplar kendilerine bîr şey dokununca toparlak bir hal alırlar. İnsanlar ışık vurunca gözlerini ya kapar, ya kırpıştırırlar.

6. — Çıkarma: Canlılar artık kullanılmaz hale gelen maddeleri vücutlarından dışarı atarlar. Bu maddelerin çoğu besin artıklarıdır. Canlılar bunları dışarı çıkarmazlarsa hayat imkânsız hale gelir.

Cansız maddeler, canlılara öz olan hareketleri yapamaz. Bu işlörin bazılarını yapabilen cansız modeller yapılmışsa da bunların yaşadığı, hayatta olduğu kabul edilemez.

Canlıların Yapısı

Canlılardaki protoplâzma hücreler halinde düzenlenmiştir. Bitki ve hayvan hücreleri çeşitli biçimlerde olur. Bununla beraber, birçok ortak tarafları vardır.

En basit bitki ve hayvanlar bir tek hücreden ibarettir. Bu tek hücrede bir canlıda olması gereken bütün faaliyeti görebiliriz. İnsan vücudu milyonlarca hücreden yapılmıştır. Bu hücreler, aralarında birleşerek, organları meydana getirirler. Birleşen hücrelerle önce çeşitli dokular ortaya çıkar. Kaslar, kemikler hep birer dokudur. Çeşitli cinsten dokuların birleşmesi de organları meydana getirir.

Hücrelerin, dokuların çeşitli görevleri vardır. Kemikler iskeleti meydana getirerek vücuda destek olur. Kaslar hareket etmemizi sağlar. Sinir hücreleri sayesinde olup bitenleri görmek, işitmek, duymak imkânını buluruz.

Advertisement


Leave A Reply