Hızır Reis (Barbaros Hayrettin) Kimdir? Biyografisi, Zaferleri, Türbesi

3
Advertisement

Büyük Türk denizcisi Barbaros Hayrettin Paşa kimdir ve ne yapmıştır, hayatı, biyografisi, başarıları, türbesi, Hızır Reis dönemi ile ilgili bilgi.

Barbaros Hayreddin Paşa

BARBAROS [Hızır Reis] (1473-1546),

Barbaros Hayrettin Paşa Türk amirallerinin en büyüğüdür. Asıl adı Hızır Reis’tir. Bütün dünyanın bildiği ve kullandığı Barbaros adı tartışmalı bir lâkaptır. Bu adın «Kızıl Sakal» anlamına gelen İtalyanca «Barbarossa» veya Fransızca «Barbe Rousse» tan Türkçeleştirilerek Barbaros haline geldiğini söyleyenler bulunduğu gibi, Hızır Reis’in, büyük kardeşi Baba Oruç’la karıştırılması sonunda Baba Oruç adının «Barbaros» şekline getirilmesinden dolayı olduğunu ileri sürenler de vardır. Nitekim Oruç Reis’e de «Barbaros» denir. Onun için, «Baba Oruç» adının Barbaros’a çevrilmiş olması akla daha yakın görünmekte, «Kızıl Sakal» dan geldiğinin bir yakıştırmadan ibaret olduğu fikrini kuvvetlendirmektedir.

Barbaros, Eceovalı Yakup adında bir sipahi subayının oğludur. Yakup Ağa, 1462’cle Midilli adasının fethi sırasında Fatih Sultan Mehmet‘in sipahileri arasında bulunmuş, fetihten sonra Midilli’de yerleşip kalmıştır. Orada dört oğlu dünyaya geldi. Oğullarının adı İshak, Oruç, Hızır ve İlyas’tır.

Barbaros (Hızır) kardeşi İlyas’la gemi seferleri yaparken Rodos civarından geçtikleri sırada gemileriyle birlikte Rodos şövalyelerinin eline esir düştü. Bir müddet Rodos zindanına kapatıldı, bir kolayını bulup kaçmaya muafakkak oldu. O tarihlerde Oruç ise kendi başına korsanlığına başlamıştı. Barbaros Rodos korsanlarının elinden kurtulduktan sonra bir müddet Antalya’da Şehzade Korkut’un hizmetinde bulundu, sonra Korkut tarafından desteklenerek büyük kardeşi Oruç’la birleşip o da korsanlığa başladı.

Osmanlı devletinin korsan gemilerine Anadolu kıyılarında dolaşmayı yasak ettiği tarihten sonra iki kardeş Tunus’taki Cerbe adasına gittiler, orayı kendilerine üs yaptılar. O sıralarda Tunus’ta Benihafs Hanedanı hüküm sürüyordu. Barbaros ve Oruç, korsanlık suretiyle ele geçirdikleri ganimetlerin beşte, birini bu hanedanın hazinesine bağışlamak şartiyle Halk-ul-Vaad kalesinde barınmak müsaadesini aldılar. Artık faaliyetlerini genişletiyorlar, Akdeniz’de Ceneviz, Venedik, Fransız ve İspanyol gemilerini, bu memleketlerin kıyılarını hedef tutarak servet ve şöhret kazanıyorlardı. 1516’da Cezayir Kalesi’ni İspanyollar’ın elinden aldılar, orada küçük bir hükümet kurdular.

Advertisement

Oruç Reis, bu hükümetin başına geçti. Fakat az bir zaman sonra, Cezayir’e hücum eden Araplar ve İspanyollarla vuruşurken 1519’da Tlemsen’de şehit düştü.

Preveze Deniz Savaşı

Barbaros’un Yükselişi

Barbaros Cezayir’de kalmıştı. Ölen kardeşinin yerini o aldı, hükümetin başına geçti. Aynı tarihlerde Yavuz Sultan Selim de Mısır’ı fethetmiş bulunuyordu. Barbaros Kuzey Afrika’daki durumunu sağlamlaştırmak için Cezayir’i Osmanlı Saltanatının emrine bıraktı. Yavuz Sultan Selim bu iş için Barbaros’a Beylerbeyi pâyesi vermiş, iki bin yeniçeriyle top ve daha başka harp malzemesi göndermişti.

Barbaros artık bir Osmanlı paşası olmuştu. Durumu büsbütün kuvvetlenmişti. Bundan dolayı, karşılaştığı hücumlar daha da arttı. Fakat Barbaros bu hücumların her birine karşı giriştiği savaşta hep üstün geliyor, etrafa saldığı korku ve dehşet nispetinde şöhreti artıyor, adı ve menkıbeleri bütün Akdeniz kıyılarına yayılıyordu. Kanuni Sultan Süleyman, tahta geçtikten sonra ( 1520), Akdeniz hakimiyeti için o zaman Türkiye’den sonra Avrupa’nın en güçlü devleti olan İspanya ile mücadele halinde olduğundan onu İstanbul’a davet etti. Barbaros donanmasıyla geldi, hünkârın huzuruna kabul edildi. Her biri bir deniz kurdu olan 18 kaptanı da yanında getirmişti. O zaman Kanuni Sultan Süleyman Barbaros’u Kaptanı Deryalığa tâyin etti. Barbaros Hayrettin Paşa bu makamda 13 yıl kadar kaldı, Osmanlı donanmasına, birbiri peşi sıra şanlı zaferleriyle birinciliği kazandırdı.

Barbaros’un Zaferi

Barbaros Hayrettin, Yunan adalarından bir çoğunu, Kandiye’yi, Messina’yı, İtalya’nın birçok kıyılarını zaptetti. Avrupalılar’ın tertip ettikleri deniz Haçlı Seferleri’ni bozdu. Akdeniz’in o devirdeki en değerli amirali sayılan Andrea Dorya‘yı meşhur Preveze Deniz Savaşı’nda yenerek Türk denizcilik tarihinin en şanlı sayfalarını yazdı. Preveze Deniz Savaşı’na katılan Birleşik Haçlı Donanması, Barbaros’un donanmasından kat kat üstün sayıdaydı. Barbaros düşman gemilerinin büyük bir kısmını batırdı. 1538 eylülünün 28’inde olan Preveze Deniz Savaşı dünyanın en büyük deniz savaşlarından biri, Türk denizcilerinin ebediyen iftihar edecekleri zaferlerin en ihtişamlısıdır. Bu savaş Barbaros’un Akdeniz’de yenilmez müthiş bir kuvvet olduğunu bir kere daha ortaya koydu. Başta Venedikliler olmak üzere Akdeniz’e sahili olan bütün devletler Osmanlı İmparatorluğu ile iyi geçinmeye baktılar. Bu arada Venedikliler 300.000 altın savaş tazminatı vererek barış yaptılar.

Fransa Kralı I. François, Kanuni Süleyman‘ dan yardım istediği zaman da Barbaros Türkler’in denizlere hâkimliğini cihana bir kere daha tasdik ettirmişti. Donanmasıyla Nice’e gitti, orayı zaptetti. V. Karl (Charles Quint) in donanmasını perişan ederek Fransız hükümdarını kurtardı. Barbaros, Osmanlı hükümetine, birçok zaferlerle beraber, Cezayir ve Tunus’u da kazandırmış, ondan sonra, uzun zaman Akdeniz hâkimiyetini elinde tutan büyük denizciler yetiştirmiştir. 1546 temmuzunun dördüncü günü, yetmiş üç yaşında, İstanbul’da öldü, Beşiktaş kıyılarına gömüldü.(Barbaros Hayrettin Paşa Türbesi)

Advertisement

Akdeniz’i yıllarca avucunda tutan, sayısız zaferler, ölçüsüz hazineler elde eden Barbaros, oğlu amiral Hasan Paşa’ya servet olarak altmış bin altınla iki bin köle bırakmıştır.

Barbaros Hayrettin Paşa Türbesi

Barbaros Hayrettin Paşa Türbesi – Kaynak: wikipedia.org

Barbaros Hayrettin Paşa Türbesi

Barbaros Hayrettin Paşa Türbesi; İstanbul’un Beşiktaş İlçesi’nde aynı adla anılan parkın içinde yer alır. 1541’de Mimar Sinan tarafından yapılmıştır. Sekizgen gövdeli, kubbeli, düzgün kesme taşla yapılmış yalın görünümlü bir yapıdır. Önünde, iki kolon üzerindeki kemerlere oturan aynalı tonozlu ve tek gözlü bir revak bölümü yer alır. Türbenin üstü 8.25 m çapında, basık tanburlu, sivrice bir kubbeyle örtülüdür. Silmelerle çevrelenmiş iki sıra pencerelerle kurulan cepheleri, klasik Osmanlı dönemi mimarlığının oran ve özelliklerini yansıtır. Alçı tepe pencereleri dairesel peteklidir. İçindeki sandukaları kuşatan şebekeler ve pencere kanatlarındaki özenli ahşap işçilik dikkat çekicidir. Kubbenin iç yüzeyi renkli kalem işleriyle bezelidir.


3 yorum

Reply To tyhrs Cancel Reply