Hormonlar Hakkında Bilgi

0
Advertisement

Hormon nedir? Hormonlar ne işe yarar, nereden salgılanır? Hormonların özellikleri nelerdir? Hangi hormonun vücutta ne görevi vardır, hakkında bilgi.

HORMON; çok hücreli canlılarda vücudun bir bölümünde yapıları ve başka bir bölümün işlevini etkileyen organik maddedir. Hormonlar büyüme ve üreme etkinliklerinin yanı sıra canlının iç dengesinin (homeostazi) korunmasıyla ilgili birçok fizyolojik etkinliği düzenler. Omurgalı hayvanlardaki (özellikle insan ve öbür memeliler) hormonların yapı ve işlevleri ayrıntılarıyla bilinmektedir. Omurgalılarda hormonların çoğu, iç salgı-bezi olarak bilinen özelleşmiş dokularda yapılır ve kan dolaşımıyla etki göstereceği organ ya da dokulara taşınır. Omurgalılardaki iç salgıbezlerinin en önemlisi iki lobdan oluşan hipofizdir. Ön lob (adenohipofiz), öbür iç salgıbezlerini uyaran hormonlar salgılayarak vücuttaki işlevlerin önemli bir bölümünü denetler. Ön lob hormonlarından tirotiropin, tiroit bezinin; adrenokortikotirop hormon (ACTH) böbreküstü bezinin kabuk bölgesinin (korteks) iç salgı işlevini düzenler. Ön lobdan salgılanan öbür hormonlar, eşey bezlerini etkileyen folikül uyarıcı hormon (FSH) ile lutein yapıcı hormon (LH), vücudun büyüme ve gelişmesinden sorumlu olan büyüme hormonu ve memelilerde süt yapılmasını sajlayan prolaktindir.

Ön lobdan hormon salgılanması, hipofizin üstünde yer alan hipotalamustan salgılanan ve serbestleştirici hormonlar olarak bilinen maddelerce denetlenir. Hipotalamus hormonları, ön hipofizin hormon salgılamasını uyarır ya da vücutta hipofiz hormonlarının miktarının çok arttığı bazı durumlarda engeller.

Hipotalamusta yapıldıktan sonra hipofizin arka lobundan (nörohipofiz) salgılanan iki hormon vardır: Doğum sırasında dölyatağı-nın kasılmasını sağlayan oksitosin ile böbreklerde idrar yapımını sınırlayan antidiüre-tik hormon.

Omurgalılarda bulunan öbür iç salgıbezleri tiroit, paratiroitler, böbreküstü bezleri, pankreas ve eşey bezleridir. Tiroit bezinde, oksijen tüketimini ve metabolizma hızını denetleyen hormonlar yapılır. Paratiroit hormonları, kandaki kalsiyum miktarı üzerinde etki gösterir; pankreas, kan şekerini düşüren insülin ile yükselten glükagonu salgılar. Böbreküstü bezinin kabuk bölgesinden glikoz ve sodyum metabolizmasını düzenleyen steroit türü hormonlar ile erkeklik hormonları olan androj enlerden bazıları salgılanır. Böbreküstü bezinin iç bölgesinden (medulla) salgılananlar ise, dolaşım ve solunum sistemini etkileyip bireyin stres karşısında gösterdiği tepkilere neden olan adrenalin ve noradrenalindir. Yumurtalıklarda yapılan dişi eşey hormonları (östrojen ve progesteron), FSH ve LH ile birlikte, üreme organlarındaki çevrimsel değişiklikleri (örn. insanda âdet kanaması, memelilerde kızışma) denetler. Östrojen ayrıca, eşey özelliklerinin ortaya çıkmasını, progesteron, gebeliğin kesintiye uğramadan sürmesini sağlar. Başlıca erkeklik hormonu olan testosteron erbezlerinden salgılanır ve eşey özelliklerinin ortaya çıkmasından sorumludur. Omurgalılarda hormonlar, yapılarına göre iki grupta incelenebilir. Böbreküstü bezinin kabuk bölgesinden ve eşey organlarından salgılananlar steroit yapısındaki lipitli bileşiklerdir. Öbür hormonların tümü kısa ya da uzun aminoasit zincirlerinden oluşur. Bunlardan böbreküstü bezinin iç bölgesinden salgılananlar, amin olarak bilinen aminoasit türevlerinden, tiroit hormonları ise, iyot atomları bağlanmış tek bir aminoasitten oluşur.

Hormonlar, hedef dokular ve organlar üzerindeki etkilerini iki mekanizmayla gerçekleştirir. Steroit yapısındaki hormonlar ve tiroit hormonları, kimyasal yapılarının özelliği nedeniyle hücre zarından geçebilir. Bu moleküller hedef hücreye girince protein yapısındaki bir alıcıya bağlanır; hormon-alıcı bileşeni hücre çekirdeğine girerek belirli genlerin işlevini etkiler. Hücrede protein bireşimlenmesi için gerekli kalıtsal bilgiyi taşıyan genler etkilendiğinde protein yapımı da etkilenir. Hücre içindeki proteinlerin çoğu enzim görevi gördüğünden protein yapımının etkilenmesi hücrenin bütün işlevlerini etkileyebilir.

Advertisement

Polipeptit, protein ya da amin yapısındaki hormonların işlev mekanizmasının farklı olduğu düşünülmektedir. Bu hormonlar hedef hücreye girmeden, hücre zarında yer alan alıcı bir protein molekülüyle birleşirler. Hormon-alıcı bileşeni hücre zarındaki bir enzimi uyarır; böylece “ikinci haberci” olarak da bilinen siklik adenozin monofosfat molekülü hücrenin istenen etkiyi göstermesini sağlayan enzim sistemlerini harekete geçirir.

Bu mekanizmaların her ikisinde de hormon özgün bir alıcı moleküle bağlanır. Bu özellik hormonların yalnız uygun alıcıya sahip hücreleri etkileyebilmesine neden olur.

Omurgasızların tümünde hormon olduğu düşünülmektedir. Böceklerde, beyinde bulunan salgı hücrelerinde, torakotrop hormon yapılır. Bu hormon göğüs boşluğunda yer alan bezleri uyararak, hayvanın düzenli aralıklarla deri değiştirmesine neden olan ekdizon adlı hormonun salgılanmasını sağlar. Neotenin ya da gençlik hormonu olarak bilinen hormon larva evresinin sürmesini sağlar. Bu hormonun miktarındaki azalma, erişkin özelliklerinin gelişmesini başlatır.

Bitkilerde de oksin, gibberellin ve sitokinin gibi büyümeyi sağlayan hormonlar bulunur. Bitki hormonları, sonbaharda yaprakların dökülmesine yol açan ve tohum ile tomurcuklarda geçici bir dinlenme dönemi oluşturan büyümeyi önleyici maddeleri de içerir.


Yorum yapılmamış

Reply To Anonim Cancel Reply