Hucurat Suresi Özellikleri, Açıklaması ve Ayet Ayet Türkçe Meali, Hakkında Bilgi

0
Advertisement

Hucurat Suresi nedir? Hucurat Suresi ne zaman ve nerede indirilmiştir, kaç ayetten oluşur? Hucurat suresinin konusu ve anlamı hakkında bilgi

Hucurat Suresi

Hucurat Suresi Hakkında Bilgi

Hucurat Suresi; Kuran-ı Kerim in 49. suresidir. 18 ayetten oluşur. Medine’de inmiştir. Hucurat, hücre sözcüğünün çoğuludur; odalar anlamına gelir. 4. ayette bu sözcük geçtiğinden sure bu adı almıştır. Sure Müslümanların bağırarak, Hz. Muhammed’e hitap etmemelerini daha saygılı olmalarını bildirir. Allah’a ve Peygamberine nasıl davranılması gerektiğini açıklar.

Medine döneminin son yıllarında Fetih suresinden sonra indirildiğine inanılmaktadır. Medine’de Muhammed’in her eşi için bir oda yapılmıştı. Bu odaların sayısının 9’a kadar çıktığı ifade edilmektedir.

Hucurat Suresi Anlamı

Rahman Rahim olan Allah’ın adıyla

  • Ey iman edenler, Allah’ın Resûlü’nün huzurunda öne geçmeyin ve Allah’tan sakının. Şüphesiz Allah, işitendir, bilendir.
  • Ey iman edenler, seslerinizi peygamberin sesi üstünde yükseltmeyin ve birbirinize bağırdığınız gibi, ona sözle bağırıp-söylemeyin; yoksa siz şuurunda değilken, amelleriniz boşa gider.
  • Şüphesiz, Allah’ın Resûlü’nün yanında seslerini alçak tutanlar; işte onlar, Allah kalplerini takva için imtihan etmiştir. Onlar için bir mağfiret ve büyük bir ecir vardır.
  • Şüphesiz, hücrelerin ardından sana seslenenler de, onların çoğu aklını kullanmıyor.
  • Eğer gerçekten, yanlarına çıkıncaya kadar sabretmiş olsalardı, herhalde kendileri için daha hayırlı olurdu. Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.
  • Ey iman edenler, eğer bir fasık, size bir haber getirirse, onu ‘etraflıca araştırın’. Yoksa cehalet sonucu, bir kavme kötülükte bulunursunuz da, sonra işlediklerinize pişman olursunuz.
  • Ve bilin ki Allah’ın Resûlü içinizdedir. Eğer o, size birçok işlerde uysaydı, elbette sıkıntıya düşerdiniz. Ancak Allah size imanı sevdirdi, onu kalplerinizde süsleyip-çekici kıldı ve size inkarı, fıskı ve isyanı çirkin gösterdi. İşte onlar, doğru yolu bulmuş olanlardır.
  • Allah’tan bir fazl ve bir nimet olarak. Allah, bilendir hüküm ve hikmet sahibidir.
  • Mü’minlerden iki topluluk çarpışacak olursa, aralarını bulup düzeltin. Şayet biri diğerine tecavüzde bulunacak olursa, artık tecavüzde bulunanla, Allah’ın emrine dönünceye kadar savaşın; eğer sonunda dönerse, bu durumda adaletle aralarını bulun ve adil davranın. Şüphesiz Allah, adil olanları sever.
  • Mü’minler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını bulup-düzeltin ve Allah’tan korkup-sakının; umulur ki esirgenirsiniz.
  • Ey iman edenler, bir kavim kavimle alay etmesin, belki kendilerinden daha hayırlıdırlar; kadınlar da kadınlarla, belki kendilerinden daha hayırlıdırlar. Kendi nefislerinizi yadırgayıp-küçük düşürmeyin ve birbirinizi ‘olmadık-kötü lakablarla’ çağırmayın. İmandan sonra fasıklık ne kötü bir isimdir. Kim tevbe etmezse, işte onlar, zalim olanların ta kendileridir.
  • Ey iman edenler, zandan çok kaçının; çünkü zannın bir kısmı günahtır. Tecessüs etmeyin (birbirinizin gizli yönlerini araştırmayın). Kiminiz kiminizin gıybetini yapmasın. Sizden biriniz, ölü kardeşinin etini yemeyi sever mi? İşte, bundan tiksindiniz. Allah’tan korkup-sakının. Şüphesiz Allah, tevbeleri kabul edendir, çok esirgeyendir.
  • Ey insanlar, gerçekten, Biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışmanız için sizi halklar ve kabileler kıldık. Şüphesiz, Allah Katında sizin en üstün olanınız, takvaca en ileride olanınızdır. Şüphesiz Allah, bilendir, haber alandır.
  • Bedeviler, dedi ki: “İman ettik.” De ki: “Siz iman etmediniz; ancak “İslam olduk deyin. İman henüz kalplerinize girmiş değildir. Eğer Allah’a ve Resûlü’ne itaat ederseniz, O, sizin amellerinizden hiçbir şeyi eksiltmez.
  • Şüphesiz Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.”
  • Mü’min olanlar, ancak o kimselerdir ki, onlar, Allah’a ve Resûlü’ne iman ettiler, sonra hiçbir kuşkuya kapılmadan Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla mücadele ettiler. İşte onlar, sadık olanların ta kendileridir.
  • De ki: “Siz Allah’a dininizi mi öğreteceksiniz? Oysa Allah, göklerde ve yerde olanları bilir. Allah, herşeyi bilendir.”
  • Müslüman oldular diye sana minnet etmektedirler. De ki: “Müslümanlığınızı bana karşı minnet etmeyin. Tam tersine, sizi imana yönelttiği için Allah size minnet etmektedir. Eğer doğru sözlüler iseniz.”
    Şüphesiz Allah, göklerin ve yerin gaybını bilir. Allah, yaptıklarınızı görendir.

Advertisement

Leave A Reply