Hüseyin Rahmi Gürpınar Edebi Kişiliği, Edebiyatımıza Katkıları, Eserleri

0
Advertisement

Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın edebi kişiliği, edebiyat özellikleri nelerdir? Hüseyin Rahmi Gürpınar ve eserlerinin Edebiyatımızdaki yeri hakkında bilgi.

Hüseyin Rahmi Gürpınar

Tanzimat sonrası Türk edebiyatı, Batıdan yapılan çevirilerle yeni ürünler verirken, iki anlayış ortaya çıktı. Bunlardan biri Namık: Kemal ve arkadaşlarında olduğu gibi, Batılı roman tekniğini savundu, diğeri de Ahmet Mithat gibi, Batılı teknikleri geleneksel değerlerle harmanlayan, halkın dilini kullanan, halkın gerçekleriyle beslenen öteki kolu. Hüseyin Rahmi ikincisinde yer aldı. Kendisine Ahmet Mithat’ı örnek seçti.

Hüseyin Rahmi Gürpınar için “Türk Emile Zola”sı denir. Çünkü Zola gibi, gerçekçi ve doğalcı (natüralist) bir yazardı. O, bir yönüyle 19. ve bir yönüyle 20. yüzyıl romancısı sayılır. Onun ilk romanı olan Şık, 1889 tarihinde yayımlandı. İlkin Ahmet Mithat’ın Tercüman-ı Hakikat gazetesinde tefrika edildi, daha sonra kitaplaştırıldı. Hüseyin Rahmi, bu romanıyla büyük bir başarı ve ün kazandı. Yalın bir anlatım, güçlü bir gözlem, alafrangalığın bütün gülünçlüğüyle ortaya konuluşu vardı. Batılılaşmanın sahte temsilcilerini zaman zaman gündeme getirmekten kaçınmadı. Örneğin Ahmet Mithat’ın Felatun Bey ile Rakım Efendi’de, Recaizade Ekrem’in Araba Sevdası’nda işlediği Batılılaşma modasını o Mürebbiye’de ele aldı. Varlıklı ailelerin, çocuklarını yetiştirmek amacıyla evlerine eğitimci kadınlar alma modasını da bu romanda irdeledi. İşte bu ilk eserdeki temel öğeler, Hüseyin Rahmi romanında sürekli tekrarlandı. 54 eseri yeniden basıldı. Tamamı 70’in üzerindedir.

Agah Sırrı Levent, Hüseyin Rahmi için şu değerlendirmeyi yapar: “Onun romanlarında iyi ile kötü, aldatanla aldatılan, zenginle fakir, akıllı ile beceriksiz, kurnazla saf, karşı karşıyadır. Bunlar arasındaki zıtlaşma, olayları daha da canlandırır. Romancımıza göre insanlar, hiçbir zaman oldukları gibi görünmezler.

Hüseyin Rahmi, insanoğlunun bu zayıf yerlerini, toplumda oynanan oyunları, bu oyunların arkasında yatan gizli gerçekleri, bu gerçeklerin taşıdığı acıklı görüntüleri büyük bir ustalıkla göstermiş, okuyucuyu güldürürken ağlatmanın yolunu bulmuştur … Şüphesiz oyuncular, her günkü dekor içinde, ama fazla makyajla görüneceklerdir … “

Advertisement

Hüseyin Rahmi, halkın psikolojisini çok iyi anlayan ve anlatan bir yazardır. Ahmet Mithat geleneğini sürdürdü. Toplumdaki eski-yeni çatışmalarını ele aldı. Mizahla uğraştı, Ahmet Rasim’le birlikte Boşboğaz dergisini çıkardı (1908). Makale, eleştiri, hikaye, tiyatro, mizah yazarı olarak da tanındı. Ama asıl ününü, İstanbul’un canlı, renkli, Batı’ya uzanan yanını anlatan romancılığıyla yaptı. Geniş bir okur kitlesine sahip olması dil konusundaki titiz tutumuna bağlanabilir. O, “dilimizde sadeliğin gereklilik olduğu gün, edebiyat başlamış olacaktır.” der. Onun dil anlayışı şu sözlerinden çıkarılabilir:

“Dil durmayıp akan bir nehir gibi … Biz de bu nehrin önünde bir çöp … Nehrin akıntısına kendini kaptırıp da kasaba kasaba gidenlere ne mutlu … Fakat gidemeyip de köşede bucakta kalanların vay haline … Dil müthiş süratle koşan, ekspres gibi.”

Başlıca Eserleri

Şık (1889), Net (1896), Mutallaka (Boşanmış Kadın, 1898), Mürebbiye (1889)’, Bir Muadele-i Sevda (1899), Metres (1899), Tesadüf (1900), Nimetşinas (1901), Şıpsevdi (1911), Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç (1912); Gulyabani (1912), Cadı (1912), Sevda Peşinde (1912), Hazım Bülbülü (Oyun, 1916), Hakka Sığındık (1919), Toraman (1919), Kadınlar Vaizi (1920), Son Arzu (1922), Tebessüm-i Elem (Acı Gülüş, 1923), Cehennemlik (1924), Efsuncu Baba (1924), Meyhanede Hanımlar (1924), Ben Deli miyim (1925), Tutuşmuş Gönüller (1926), Billur Kalb (1926), Evlere Şenlik Kaynanam Nasıl Kudurdu (1927), Muhabbet Tılsımı (1928), Mezarından Kalkan Şehit (1928), Kokotlar Mektebi (1928), Şeytan İşi (1933), Kadın Erkekleşince (Oyun, 1933), Utanmaz Adam (1934), Eşkıya İninde(1935), Kesik Baş (1942), Gönül Bir Yeldeğirmenidir Sevda Öğütür (1943), Ölüm Bir Kurtuluş mudur? (1945), Dirilen İskelet (1946), Dünyanın Mihveri Kadın mı? (1949), Eti Senin Kemiği Benim (1963), Deli Filozof (1964), Can Pazarı (1968).

Hikaye Kitapları

Namusla Açlık Meselesi (1933), Katil Buse (1933), İki Hödüğün Seyahati (1933), Tünelden İlk Çıkış (1934), Meslek Sanmıştım Şeytanı (1943).


Leave A Reply