Hamidiye Kahramanı Asker ve Devlet Adamı Rauf Orbay’ın Hayatı ve Dönemi Olayları

0
Advertisement

Hamidiye Kahramanı olarak tarihimize damga vurmuş Hüseyin Rauf Orbay Kimdir? Hüseyin Rauf Orbay hayatı, biyografisi, siyasi kariyeri, dönemi ile ilgili bilgi.

Rauf Orbay

Hüseyin Rauf Orbay; siyaset adamıdır. (İstanbul 1881-ay.y. 1964). Amiral Mehmet Muzaffer Paşa’nın oğludur. 31 Mart 1899’da güverte mühendisi (teğmen) rütbesiyle Deniz Harp Okulu’ nu bitirdi. Mahmudiye zırhlısında (1 Nisan 1901) üsteğmenliğe yükseldi. 23 Mart 1904’te yüzbaşı rütbesiyle Mesudiye zırhlısına atandı. İngiltere ve ABD’de bulundu. 28 Ekim 1906’da Asarı Tevfik zırhlısına atanarak Almanya’da Kiel Tersanesi’nde onarılıp yenileştirilen gemiyi yurda getirecek subaylarla birlikte Almanya’ya gönderildi. 2 Mart 1907’de Peyki Şevket gemisinin komutanlığına atandı ve Sisam’da patlak veren ayaklanmayı bastırmakla görevlendirildi. 31 Mart Ayaklanması nedeniyle İstanbul’a gelen Hareket Ordusu’nun eylemlerine katıldı. 5 Mayıs 1909’da Hamidiye kruazörünün komutanlığına atandı, bu gemiyle Arnavutluk’ta baş gösteren ayaklanmayı bastırdı. 1911 ‘te İtalyanların Trablusgarp’ı ele geçirmeleri üzerine buraya silah ve cephane taşımakla görevlendirildi. 1912 Balkan Savaşı’nda Varna ve dolaylarını bombaladı. 22 Aralık 1912’de Çanakkale Boğazı’ndan çıkarak yaptığı keşif harekâtı sırasında Delphin adlı Yunan denizaltısını ağır yaraladı.

Rauf Bey’in ünü, Balkan Savaşı’nın karanlık günlerinde Hamidiye kruvazörü ile yaptığı korsan savaşıyla başlar. Hamidiye 14 Ocak 1913’te Çanakkale önündeki Yunan Donanması’ nın önemli üslerinden biri olan Şira Limanı’nı topa tuttu ve Makedonya adını taşıyan yardımcı kruvazörü batırdı, barut fabrikasıyla cephane depolarına zarar verdi. Bu harekâttan sonra Mısır’ın Port Sait Limanı’na hareket etti. Ancak İngilizlerin limanda 24 saatten fazla kalmasına izin vermemeleri üzerine Kızıldeniz’e geçti. 11 Mart 1913’te yeniden Akdeniz’e açılan Hamidiye, Adriya Denizi’ne girdi ve bir ikmal üssü olan Draç Limanı’nı bombaladı ve Şingin Limanı’nda cepheye gönderilmek üzere bekleyen Sırp askerleri ve savaş araç-gereçleriyle yüklü yedi Yunan taşıt gemisini batırdı.

Hamidiye Kahramanı

Doğu Akdeniz’de dolaştıktan sonra 6 Nisan 1913’te Kızıldeniz’e geçti ve Balkan Savaşı’nın bitimine kadar burada kaldı. Rauf Bey’in Hamidiye gemisiyle gösterdiği başarılar, ona “Hamidiye kahramanı” denmesine neden olduğu gibi, devlet “Hamidiye Kruvazörü Hümayunu” adını taşıyan bir madalya çıkardı. 2 Temmuz 1913’te binbaşı oldu. 4 Ekim 1915’te firkateyn kaptanı (yarbay), 28 Eylül 1917’de de kalyon kaptanı (albay) oldu ve savaş süresince deniz kurmay başkanı sıfatıyla bu görevde kaldı. Birinci Dünya Savaşı sonunda Talat Paşa Kabinesi’nin çekilmesi üzerine özellikle ateşkes koşullarını araştırmak üzere işbaşına gelen Ahmet İzzet Paşa ve öteki üyelerle birlikte Ankara’ya geldi. 12 Ocak 1920’de son Osmanlı Mebusan Meclisi’ne Sivas milletvekili olarak katıldı. Meclis’in 17 Şubat 1920’de “Misak-ı Milli”yi kabul etmesi için çaba harcadı.

16 Mart 1920’de İstanbul’un İngilizler tarafından işgal edilmesi üzerine sürüldüğü Malta Adası’ndan gelerek Sivas milletvekili olarak TBMM’deki yerini aldı. 17 Kasım 1921’de TBMM tarafından Nafıa (Bayındırlık) Bakanlığı’ na seçildi. 8 Temmuz 1922 ve 244 sayılı “İcra Vekillerinin Sureti İntihabına Dair Kanun”un kabulünden sonra yapılan seçimde İcra Vekilleri Heyeti Reisliği’ne (başbakan) getirildi. 4 Ağustos 1923’e kadar bu görevi sürdürdü.

Advertisement

Cumhuriyet’in ilanından sonra gazetelere yansıyan demecinden ötürü 25 Kasım 1923’te toplanan Halk Fırkasında ağır eleştirilere uğradı. Kasım 1924′ te bazı arkadaşlarıyla birlikte Halk Fırkası’ndan ayrılarak 17 Kasım 1924’te Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nın kurucuları arasında yer aldı. 14 Nisan 1925’te İstiklal Mahkemesi’nin kararıyla fırkanın İstanbul şubesinin kapatılması üzerine bağımsız milletvekili olarak görevini sürdürdü. 1926 başlarında tedavi için Avrupa’ya gitti. Londra’da bulunduğu sırada İzmir’de Mustafa Kemal Paşa’ya suikast düzenlenmesi olayı ile ilgili görülerek 26 Ağustos 1926 tarihli mahkeme kararıyla on yıl kalebentliğe mahkûm edildi; temyiz olanağından yoksun olduğu için Türkiye’ye dönmedi.

Hükmün 26 Ekim 1933 tarihli af yasasıyla ortadan kalkmasından sonra 7 Temmuz 1935′ e yurda döndü. 3 Aralık 1935 tarihli Bakanlar Kurulu kararıyla emekli aylığı bağlandı. TBMM’nin 6. döneminde CHP Başkanlık Divanı 22 Ekim 1939 tarihli bir duyuruyla kendisini milletvekilliğine aday gösterdi. Bu duyuruda İzmir suikastiyle ilgili olmadığı da vurgulandı. 8 Kasım 1939’da Kastamonu milletvekili olarak TBMM’ne girdi. Türkiye’yi İngiltere’de temsil etmesi daha uygun görülerek 17 Şubat 1942’de Londra Büyükelçiliğine atandı. 3 Nisan 1944’e kadar bu görevi yürüttü, Türkiye’ye döndü; ölümüne kadar devlet görevi ve politikadan uzak kaldı.


Leave A Reply