İbrahim Ethem Kimdir?

3
Advertisement

İbrahim Ethem Hazretleri kimdir? İbrahim Ethem hayatı, kerametleri, özellikleri hakkında bilgi.

İbrahim Ethem; Afganistan’ın Belh şehrinde doğan İbrahim Ethem, Milâdî 778 tarihinde Şam’da vefat etmiştir. İlk mutasavvıfların büyüklerindendir.

Önceleri çok zengin iken bir gün her şeyini bırakarak bütün vakitlerini Allah’a ibadete verdi. Gıdasını temin edecek kadar çalışır, elinin emeğini yerdi. Allah katında büyük bir mertebeye eriştiği rivayet edilen İbrahim Ethem, Rabbından çok korkar, O’nun yarattıklarına karşı daima iyi muamelede bulunurdu. Alim ve âbit bir insandı. Kendisinin pek çok kerametleri anlatılır. Rivâyetlere göre bir balık İbrahim Ethem’in denize düşen iğnesini ağzında getirerek kendisine geri vermiştir.

İbrahim Ethem’in İğnesi

(Sağdan Vali gelir. Arkasında balıkçı… İbrahim Ethem gelenleri görmez. Vali bir kaç adım atıp durur.)

VALİ- Selamün aleyküm ey yüce velî…
İBRAHİM ETHEM- (Soluna dönerek) Aleykümüsselâm… Ey koca Vâlil..
VALİ- Belh’den bir nâme aldım. Belh Sultanı, seni, rahat bir araba içinde oraya göndermemi istiyor.
İBRAHİM ETHEM- Boşuna zahmet!.. Ben burada, yumuşak kumların şiltesi üzerinde çok rahatım…
VALİ- Olmaz! Göndermeye mecburum!
İBRAHİM ETHEM- Zorla mı?..
VALİ- Gerekirse zorla… Belh’e dönmelisin!.. İlle dervişlikse muradın, orada sürdürmelisin dervişliğini!..
İBRAHİM ETHEM- Sarayda mı?
VALİ- Senin gibi bir Sultan oğlu, Sultan oğlu bir Sultan, lâyık mı ki, böyle dağlarda, kırlarda, deniz kenarlarında, kayalıklarda seril sefil dolaşsın?..
(Balıkçı hayretten elleriyle başını kavrar)
VALİ- Eski Belh Sultanı İbrahim Ethem, şimdi kumluklarda söküklerini dikiyor. Görülmüş, duyulmuş iş mi bu?..
İBRAHİM ETHEM- (Başparmağı ile şehadet parmağı arasında iğnesi görünen sağ elini valiye uzatarak) Daha neler var bu dünyada görülecek, duyulacak!..
VALİ- Nedir o elindeki?
İBRAHİM ETHEM- Dikiş iğnesi…
VALİ- Bir zamanlar kılıcınla dağları bölerken şimdi bir iğneye mi kaldı işin ?..
(ibrahim Ethem ayağa kalkar. Gömleğini yere bırakır, iğnesi daima parmaklarında…)
İBRAHİM ETHEM- (İğneyi valiye uzatarak) Bu iğne o kılıçtan daha kuvvetlidir.
VALİ- (İğneyi İbrahim Ethem’in parmaklarından kopararak) Aklını da bozmuşsun sen!.. Zaten insan aklını bozmadan senin yaptıklarını yapar mı?
İBRAHİM ETHEM- İyi bildin! Aklımı bozdum. (Elini gırtlağını götürür) Boynumu buradan kesip başımı çöplüğe attım. Şimdi beni çöplük çöplük dolaştırıp başımı mı aratacaksınız? istemiyorum! Sizin olsun!
VALİ- Gelmezsen seni askerlere tutturacağım! Elini, kolunu bağlatacağım! Yemeğini bile ağzına kaşıkla verecekler… Belh ‘e gideceksin! Eğer keramet sahibi isen zincirlerini kırar, havava uçar, kaçarsın! Razı mısın?
İBRAHİM ETHEM- Razı değilim!
VALİ- Keramete güvenmiyor musun yoksa?
İBRAHİM ETHEM- “Yok”a güvenilir mi? Ben “var”da yok olmaya bakıyorum. Hiç “yok”da var olmayı düşünebilir miyim?
VALİ-Ya senin için havada uçuyor, suda yürüyor diyenlere ne buyurulur? Bunlar keramet değil mi?
İBRAHİM ETHEM- Bunlar oyuncak!.. Havada sinek de uçuyor, suda kurbağa da zıplıyor. Keramet bunlarda değil, acizlikte… Toprak üstünde sürünemeyecek kadar acizlikte… (Elini uzatır) Ver bana iğnemi!
VALİ- Vermeyeceğim! Yoksa keramet iğnede mi?
İBRAHİM ETHEM- Olabilir! Allah isterse o iğnenin ucuyla bana üzüm taneleri gibi yıldızları toplatır.
VALİ- Yaaa?.. Demek keramet bu iğnede…
(Vali hızla yürüyüp siyah fonun önüne gelir. İğneyi denize fırlatır, bu sesleri…)
(Balıkçı dehşetle atılıp İbrahim Ethem’in omuz başına geçer. İbrahim Ethem, sol yanını denize vermiş, dimdik bir kaya…)
İBRAHİM ETHEM- (Sağ elini denize uzatmış, en yüksek sesiyle) Balıklar!.. Getirin iğnemi bana!..
(Uzun durak… Vali, kaşları çatık, dehşetler içinde denize bakıyor. Balıkçı bir atılışta İbrahim Ethem’in önüne geçer, iki büklüm, gözlerini sulara saplar. İbrahim Ethem, nereye baktığı belirsiz, kaskatı…)
BALIKÇI- (Aynı iki büklüm vaziyette, elini uzatmış var kuvvetiyle) Bakın, bakın! Bir balık, kafası su yüzünde, ağzında iğne, bize doğru geliyor!..
(Balıkçı koşar, siyah fonun önünde diz çöker, elini uzatarak iğneyi alır, kalkar döner, delilikten aşkın bir hayret tavrıyla iğneyi İbrahim Ethem’e uzatır. İbrahim Ethem son derece sakin, vekarlı…)
İBRAHİM ETHEM- (iğneyi alırken) Emanete kıydım. Sırrı açığa vurdum. Demek bu dünyada nöbetim sona erdi artık…
(Uzun durak… Balıkçı daima şaşkın ve büyülenmiş, vali kaskatı, somurtmakta… İbrahim Ethem aynı vekar içinde…)
İBRAHİM ETHEM- (Balıkçı ve Valiye) Hoşça kalın dostlarım!.. Sen koca Vali; Belh ‘e selâm gönder, şen olsunlar!.. Sen de dertli balıkçı, bana iğnemi getiren balığı ağına düşürmekten sakın!.. Ağ atmayı bırak, Allah’ın ağına düş!..

Advertisement

3 yorum

  1. Hulya moda evi on

    Terziyim mubarek surekli bir seylerimi sakliyor bizde kaybolan bir seyi ararken ibrahimethem gomlegi keten aradigimi bulki sana fatiha okuyayim derler ben okumaya basladimmi bulur onume koyar eyer aradigim evin icindese tabi bazen sakalasirim yeter artik saklama canin yine fatiha istiyor derim Allahim onlarin sefatine nail etsin insallah

Reply To gizemli Cancel Reply