Advertisement
İçinde ve Anlamında ihmalkarlık, ihmal etmek olan deyimler nelerdir? Bu deyimlerin anlamları ve açıklamaları. İhmalkarlık konulu deyimler ve anlamları.
İhmalkarlık İle İlgili Deyimler
- “(bir şeyi) rafa koymak (kaldırmak)”
savsamak, artık üstünde durmamak, ihmal etmek: Anayasayı rafa kaldırarak keyfî, gelişigüzel sınırlar çizmeye kalkışmak, bu yaygaraları koparanların başlıca özelliğidir. -N. Cumalı. - “yüzüstü bırakmak”
1) birini yapayalnız, kimsesiz, kötü bir durumda bırakmak: Adam yüzüstü bırakıp gidince böyle bir numara çevirip başına kalmayı deniyor anlaşılan. -E. Bener. 2) bir işi zamanında yapmayıp savsaklamak, olduğu gibi bırakmak, ihmal etmek: Evdeki işimi gücümü yüzüstü bıraktım. -H. R. Gürpınar. - “(birini) yarı yolda bırakmak”
yapılan yardımı sonuna kadar sürdürmemek - “(birinin) ipiyle kuyuya inilmez”
kendisine güvenilmez anlamında kullanılan bir söz: O tüysüz keratanın ipiyle kuyuya inilmez. -A. İlhan. - “vurdumduymazlıktan gelmek”
aldırış etmemek, umursamamak, önem vermemek: Şimdi böyle bir iftira karşısında bizim için vurdumduymazlıktan gelmeye imkân kalır mıydı? -Y. K. Karaosmanoğlu. - “vurdumduymaz kör ayvaz”
duygusuz. - “aldırış etmemek”
1) ilgi göstermemek, ilgilenmemek, ilgisiz kalmak; 2) önem vermemek, aldırmamak, umursamamak: Kendi alanına dokunmayan bir şeye aldırış etmez. -H. E. Adıvar. - “ilgisini kesmek”
bir kimse veya şeyle bütün bağlarını koparmak, ilişkisi kalmamak, alakayı kesmek: Çocuğu babasına bırakıp kendisi erkekle ilgisini keser ve familyasının yanına döner. -F. R. Atay. - “leyleğin attığı yavru”
çevresinde yeteri kadar ilgi görmeyen kimse: Gözlerimi önüme indirmiştim, başım dönüyor, kulaklarım vınlıyordu. Ben, bilhassa ben, leyleğin attığı yavru. -O. Kemal. - “yüz vermemek”
1) ilgi, yakınlık göstermemek: Sonra geniş bir odada orta yaşlı bankacı kendisine yüz vermeyen yargıcın kızına saldırdı. -Y. Atılgan. 2) önemsememek: Bursa, yeşiline en uygun maviyi kondururken yüksek mimarlarımız renge hiç yüz vermiyorlar. -B. R. Eyuboğlu.
“devre dışı kalmak”
konudan uzak düşmek, konuyla ilgilenememek.
- ” bir köşeye atılmak”
terk edilmek, ilgilenilmemek, kendi kaderine terk edilmek: Böyle bir köşeye atılmak, iktidardan uzak kalmak, diri diri gömülmekti benim için. -T. Oflazoğlu. - “(birini veya bir şeyi) kendi hâline bırakmak”
ilgilenmemek, karışmamak: Ertesi sabah beni balığa çıkarken uyandırmayacaklardı. Bırakacaklardı kendi hâlime. -S. F. Abasıyanık. - “(bir yerden, bir şeyden) elini ayağını (eteğini) kesmek (çekmek)”
1) uğramaz olmak; 2) uğraşmamak, ilgilenmemek: Ben artık öyle şeylerden elimi ayağımı çektim. -O. C. Kaygılı. 3) o şeyle ilgisini kesmek: Odasına kapandı, aylarca dünyadan elini eteğini çekti. -R. H. Karay. - “etliye sütlüye karışmamak”
toplum içindeki çeşitli hareketlerden uzak durmak, hiçbir şeyle ilgilenmemek, tartışmalı konulardan kaçınmak: Etliye sütlüye karışmamak ve hiçbir ideal için hiçbir mücadeleye katılmamak onun mizacıdır. -P. Safa. - “allahlık Ali Bey”
hiçbir şeyle ilgilenmeyen, olaylardan habersiz olan.