İlhan Berk Kimdir? Türk Şairin Hayatı, Eserleri, Şiirleri Edebiyata Katkıları

0
Advertisement

İlhan Berk kimdir ve ne yapmıştır? Ünlü şairin hayatı, biyografisi, eserleri, şiirleri ve Türk edebiyatına katkıları hakkında bilgi.

İlhan Berk

Modern Türk şiirinin dönemselleştirilmesi onlarca yıldır süren bir tartışma konusu. Akademik müfredat, modern şiirin Tanzimat reform döneminde, 19. yüzyılın ortalarında Şinasi ve Namık Kemal gibi yenilikçi şairler tarafından başladığını kabul eder.

İlhan Berk

Öte yandan, şiir çevrelerinin genel onayı, 1930’ların sonlarında Orhan Veli ve arkadaşları tarafından başlatılan Garip (Garip) hareketi ile başlayan modern Türk şiirinin bir resmini tasvir etmektedir. Hatta bazı insanlar “yeni” nin “modern” terimini çevirecek Türkçe kelimelerden biri olması koşuluyla Garip’in “Birinci Yeni” hareketi olduğunu düşünüyor.

Her iki dönemselleştirme yöntemi de Türk şiirinin bir dereceye kadar ideolojik yorumlarına dayanırken, ikisinin de şiir estetiği ile ilgisi yoktur. Sanırım Türk şiirinin son yüzyıllarını dönemselleştirirken “modern” ve “modernizm” terimlerinin farklılaşmasını göz önünde bulundurmalıyız. Şinasi ve Kemal eski şiir bedenine yenilikçi formlar ekleyerek çok yeni bir şey yaptılar. Bununla birlikte, ne iki kurucu baba ne de akranları ve öğrencileri estetik vizyonlarında modernist olarak değerlendirilemez.

Peki modernizm Türk şiirinde ne zaman başladı? Nazım Hikmet modernist bir şair miydi? Yoksa Necip Fazıl’ı modernist hareketin sıfır noktasına koyabilir miyiz? Sanırım hiç kimse Hikmet, Fazıl ya da akranlarından herhangi birinin şiirlerinin bir kısmını geleneğe borçlu olduğu için modernist ivmeyi başlatmaktan sorumlu olduğunu iddia edemez. Gelenek çerçevesinde inovasyonlar, yenilemeler veya vardiyalar yapmak yerine gerçek ana bağlı olarak şiir yazmaya çalışan ilk nesil, kısaca Veli ve arkadaşlarının – Garip hareketi idi.

Advertisement

Ancak Garip, sadece Cemal Süreya’ya göre var olmayan ve modernizmlerinin şiirsel bir estetiğini şiirsel bir şekilde yaratamayan geleneğe karşıydı. Öte yandan, 1950’lerin İkinci Yeni hareketinin üyeleri, bazıları sadece deney yapmak amacıyla yapılmış ve belirsizliğe sahip çok fazla çizgiye neden olan veya hiçbir anlam ifade etmeyen çok fazla deney içeren gerçekten modernist estetiği icat etmeyi başardı. hiç. İlhan Berk ve Ece Ayhan, İkinci Yeni’nin “uç beyi” si. Berk genellikle en deneysel olanıydı.

Erken dönem

Berk, 18 Kasım 1918’de Manisa’da alt orta sınıf bir aileye “İlhan Birsen” doğdu. Babası Veli okuma yazma bilmese de bir iş adamıydı. İlhan, İlhan çok gençken Veli’yi boşanan annesi Hesna ve yerel pazarda bakkal olarak çalışan büyük kardeşleri tarafından yetiştirildi.

Berk, Balıkesir Öğretmen Okulu’ndan mezun oldu ve ilkokul öğretmeni oldu. Ancak gerçek tutkusu şiirdi ve 1935’te Hikmet’in ağır etkilerini taşıyan ilk şiiri “Güneşi Yakanların Selamı” nı yayınladı. Manisa Halkevi tarafından yayınlanan “Yeni Doğuş” da dahil olmak üzere Manisa’daki yerel dergilerde şiirler yayınlıyordu. Zorunlu hizmet için orduya katılmadan önce Giresun’un Espiye köyünde ilkokul öğretmeni olarak çalıştı. Askerlik görevini tamamladıktan sonra Edirne’de öğretmen olarak atandı.

Berk, Gazi Öğretmenler Koleji’nin Fransız bölümüne kaydoldu ve 1944’te o okuldan mezun oldu. 1969’da emekli olduğu Ziraat Bankası’nda çevirmen olarak çalışmaya başladığı 1955 yılına kadar çeşitli illerde ortaokullarda Fransızca öğretmenliği yaptı.

İlhan Berk

Battaniye şiirleri

Berk’in ilk şiiri Nazım Hikmet, Guillaume Apollinaire ve Walt Whitman gibi destansı şairlerin etkilerini gösterir. Daha sonraki yıllarda alay ettiği her şiir yayma sayfasıyla uzun satırlar yazardı, “O yıllarda battaniye şiirleri yazardım”. İlk şiiri, “İstanbul” adlı cildin en iyi karakterize ettiği hayata, insanlara ve kentsel mekanlara olan hevesini göstermektedir. Bu şiirlerde ata camilerinin öncü kubbelerinden İstanbul’un ticaret bölgelerinde yer alan günlük işçilerin ağır ağırlıklarına kadar her şeyden bahsedebilirdi. Şiirleri kalabalık bir şehrin sokaklarında yürürken alınan notalara benziyordu.

Advertisement

Berk battaniye formunu İkinci Yeni’nin genç şairlerinden aldığı daha yeni etkiler altında bıraktı. 1950’lerin başında tarzının biçimini değiştirdi ve modernist hareketin özel bir üyesi oldu.

“Galile Denizi” (Celile Denizi) Berk’in İkinci Yeni tarzda yazılmış ilk ama muzaffer kitabıydı. Kitap, İstanbul yaşamının ilginç yönlerinin egzotik, bireysel ve anlık anlayışlarını içeriyordu. Ece Ayhan, Cemal Süreya ve Tomris Uyar ile birlikte yaptıkları bir röportajda Berk’in 1950’lerde Hıristiyanlığa geçtiğini iddia ediyor, ancak Berk bunu sadece “Yapmadım” diyerek reddediyor.

İster dini ister ideolojik bir inanca dönüştürülmüş olsun ya da olmasın Berk, din karizmatik figürleriyle o kadar ilgiliydi ki, Sünni’deki Hanefi düşünce okulunun lideri Abu Hanife gibi dini figürler üzerine en seçkin şiirlerini yazdı.

İlhan Berk ise şehirler ve insan figürleri üzerine yazılan battaniye şiirlerinin şairi olarak kaldı. Genel izleyici ile sağlam bir bağlantı kurmasını engelleyen kültürel ve entelektüel şiirler yazmayı severdi. Çok sayıda prestijli şiir ödülü almasına rağmen, medyada popüler bir simge haline gelmedi. Ölümünden sonra adı simgelendi.

Berk son yıllarını 28 Ağustos 2008’de ölmeden önce Bodrum’da yaşadı.

Eserleri

İlk kitapları toplumsal gerçekçiliğin izlerini yansıtır: Güneşi Yakanların Selamı (1935), İstanbul (1947), Günaydın Yeryüzü (1952). Sanatının yabancı kaynaklarına yaklaşma fırsatları bulduğu için çok değişik beğenilerin birbirine uzak örneklerini verdi: Türkiye Şarkısı (1953), Köroğlu (1955), Galile Denizi (1958), Çivi Yazısı (1960), Otağ (1961), Mısırkalyoniğne (1962), Aşıkhane (1968), Şenlikname (1972), Taş Baskısı (1975), Atlas (1975), Kül (1979), İstanbul Kitabı (1979).

Yaşamı boyunca şiire adandığı, emeğini ve çabasını hiç eksik etmediği, sanatına gerekli benlik saygısını kattığı için son yıllarda süreklilikle ödüllendirildi: Kül kitabı 1979 TDK Şiir Ödülü’nü aldı; İstanbul kitabı Necatigil Şiir Armağanı’nı kazandı (1980), Deniz Eskisi (Şiirin Gizli Tarihi, 1982) Yeditepe Ödülü’nü hak etti (1983).

Düzyazı ürünleri de verdi: Uzun Bir Adam (kendisi üstüne bir kalem denemesi) 1982, El Yazılarına Vuruyor Güneş (günlük) 1983, Şiirin Açık Tarihi (deneme) 1983, Delta ve Çocuk (şiir) 1984, Galata (şiir) 1985, Güzel Irmak (1988; Sedat Simavi Vakfı Edebiyat Ödülü’nü Ferit Edgü ile paylaştı), Pera (1990). İspanyolca yayımlanan ikinci şiir kitabı çıktı (ilki Estanbol / İstanbul, 1985): Poemas (1992). Şiirin Gizli Tarihi (Histoire Secreète de la Poésie) Fransa’da yayımlandı (1992).

Bazı ilginç meraklarının bir örneği: Şifalı Otlar Kitabı (1982).

Düzyazılarının 1955’ten günümüze uzanan gelişimini yansıtan eserleri: El Yazılarına Vuruyor Güneş (1992), Şairin Toprağı (şiir üzerine denemeler, 1992). Şiir çevirilerinin yanı sıra iyi düzenlenmiş çeşitli antolojileri de vardır.

Advertisement


Leave A Reply