İngiliz Sinema Sanatı Tarihçesi, İlk Ne Zaman ve Nasıl Başlayıp Gelişti?

0
Advertisement

İngiliz sinema sanatı ile ilgili bilgiler. İngiliz sineması ne zaman ve kimler tarafından başlatılmıştır? İngiliz sinemasının tarihi gelişimi nasıldır?

20. yüzyıl döneminde, Manş kıyısındaki Brighton Kenti’nden iki fotoğrafçının çalışmaları İngiliz sinemasının başlangıcı sayılır. Fransa’da Lumiere Kardeşlerin yanında hareketli fotoğraf tekniği üstüne ilk bilgileri edinen James A. Williamson (1855-1933). Brighton’a döndüğünde dış çekim denemelerine girişti. Williamson ve ona katılan arkadaşı George Albert Smith (1864-1959), doğayı, sokakları, insanları görüntülemeye koyuldular. Sonradan Brighton Okulu adı verilen bu akım, belge ve haber filmciliğinin de başlangıcını oluşturdu.

James Williamson: Fire! (1901)

James Williamson: Fire! (1901)

Uzun yıllar sonra sesli film başlarken, John Grierson adında bir toplumbilimci, 1929’da Kuzey Denizi’nde çektiği 40 dakikalık Defters (Balıkçılar) belgesiyle büyük bir atılım yaptı. İki sinema ustası ABD’li Robert Flaherty ve Brezilyalı Alberto Cavalcanti’yi Büyük Britanya’ ya çağırdı. Çeşitli kaynaklardan sağlanan sınırlı paralarla küçük bütçeli ancak estetik ve sanat düzeyleri yüksek filmler ortaya çıktı.

İkinci Dünya Savaşı sırasında cephelerde çekilen belgesel filmler önem kazandı.

Aynı dönemin uzun metrajlı filmlerini, geniş kitlelere ulaştıran sanatçı Alexander Korda oldu. Macar kökenli Korda, kardeşleri yönetmen Zoltan Korda ve dekorcu Vincent Korda ile kurduğu “London Films” yapım evi adına kısa aralıklarla iki başarılı film yönetti. Böylece olağanüstü bir oyuncu, Charles Laughton’ı ortaya çıkarıp dünyaya tanıttılar. Korda yapımlarıyla eşdeğerde filmler çıkarabilen tek yönetmen Alfred Hitchcock 1940′ ta Hollywood’a yerleşti. J. Arthur Rank, dinsel filmler çevirmek amacı ile 1935’te yapımcılık alanına el attı. Birkaç yıl sonra işini büyüterek stüdyolar kurdu (Two Cities, Pinewood) geniş harcamalı filmler çevirtip, yıldız sistemini körükleyerek Amerikan egemenliğiyle rekabete girişti. Yirmi yıl kadar süren Rank imparatorluğu sonuçta Amerikan sermayesi karşısında yenilgiye uğradı.

Korda ve Rank dışındaki İngiliz sinemasında büyük gelişme, Sir Michael Balcon’ın Ealing Studios’un yöneticiliğine geçmesiyle gerçekleşti.

Kara gülmece geleneğini başlatan nitelikli filmler onun öncülüğüyle ortaya çıktı. Bu unutulmaz güldürülerde başrol oynayan Alec Guinnes, aktörlük sanatının ustalarından biriydi. Bu arada başka yapımcılarla çalışan David Lean, art arda üç baş eser gerçekleştirdi; Brief Encounter (Kısa Tesadüfler) 1945; Dickens’in romanlarından iki uyarlama Great Expectations (Büyük Umutlar) 1946 ve Oliver Twist (1948).

Film eleştirmenliğinden gelen gençler, 1953’te Free-Cinema (Özgür Sinema) akımını başlattılar. Bu belgesel geleneğe dayalı “alışılmış sinemaya” sırt çeviren taze bir soluktu. Yaptıkları kısa filmler, uluslararası şenliklerde üst üste ödül kazandılar. 1960’ların başında TV’den gelen genç yetenekler, sinemada önemli başarılar kazandılar. Yapımcı Albert Broccoli’nin James Bond dizisiyle, yönetmen Nichael Winner’ın şiddet sömürüsü filmleri büyük iş yaptı.

Advertisement

Eski aktör Richard Attenborough’un üstün yapımı Gandhi (1981), içerdiği sanatsal değerler ve Ben Kingsley’in olağanüstü oyunuyla ilgi topladı. En geç kuşak İngiliz yönetmenleri ise güçlü bir birikimi iyi kullanarak yola çıktılar. Hugh Hudson, 1924 Olimpiyatları’nı Charitos of Fire’da (Ateş Arabaları) 1980 Tarzan söylencesinin gerçeklerini de Greystoke’da (1983) incelikle anlattı. Michael Radford, ilk filmi Another Time Another Place (Bir Başka Zaman Bir Başka Yer) 1983 ile dikkati çektikten sonra, George Orwell’in Bindokuzyüz Seksendört ünü (1984) sinemaya aktardı. Local-Hero (Yöresel Kahraman) 1983 (yönetmen Edward Bennett) ve 1985 Berlin Film Şenliği’nde büyük ödülü paylaşan, İngiliz taşrasının yergisi Wetherby (yönetmen David Hare), İngiliz sinemasına son yıllarda saygınlık kazandıran filmler oldu.


Leave A Reply