İnsanın Özellikleri Tarihi, İlk İnsanların Yaşayışları Canlılar Arasındaki Yeri

0
Advertisement

İnsanın canlılar arasındaki yeri nedir? İnsanın başlıca özellikleri, insanlığın tarihi, gelişimi, ilk insanların yaşayışları hakkında bilgi.

ilk-insanlar

Yeryüzündeki canlılar arasında en üstün vasıflı yaratık: İNSAN

İNSAN, yeryüzünde yaşayan canlıların en üstün vasıflı olanıdır. İnsanın en büyük özelliği düşünebilmesidir. Bitkilerden, hayvanlardan en geniş ölçüde fayda sağlayan insan, alet yapabilme, bunları kullanma özelliği sayesinde dünyanın tek hakimi olmuştur. İnsan çeşitli iklim şartlarına uymasını bilen bir yaratıktır. Tarih öncesi çağlardan beri en sıcak iklimlerden en soğuk iklimlere kadar her yerde hayatını devam ettirmesini bildirmiştir.

İnsanın Canlılar Arasındaki Yeri

İnsanın incelenmesini başlamadan önce, onun başka canlılara benzeyen, benzemeyen yönlerini görmemiz gerekir. İnsanla öteki diğer yaratıklar arasındaki en büyük fark insanın zeka sahibi olmasıdır. İnsan «düşünen hayvan», yani muhakeme kabiliyeti olan bir yaratıktır. İnsanın manevi tarafına çok defa «ruh» denir. Dinler insan ruhunun «ölümsüz» olduğuna inanır. Dini inanışa göre ölümsüz olan ruhun ebedi yeri «ahret» tir.

Bilginler başka yaratıklara benzeyişi bakımından insanı da Hayvanlar Alemi’ne katar. Bu tasnifte insan hayvanlar âleminin «omurgalılar» şubesindendir. Omurgalılar İçinde «memeliler» e girer. Bütün memeliler gibi insan da sıcak kanlıdır; yavrusunu canlı olarak dünyaya getirir. Memeliler birçok takımlara ayrılır. Bunlardan biri olan «primatlar» memelilerin en üstün vasıflı olanlarını bir araya getirir. İnsan bu takımın «homonidae» familyasına girer. Hömonidae «insana benzeyen» anlamına gelir. İnsan, insana benzeyen hayvanlar familyasının «Homo sapiens» cinsini meydana getirir. «Akıllı adam» anlamına gelen «Homo sapiens» adı 1735’te İsveçli bilgin Carlos Linnaeus tarafından verilmiştir.

İnsanın Başlıca Özellikleri

Yukarıdaki tasnifte görülebileceği gibi insan birçok özellikleri bakımından hayvanlara benzer. Yapılan bilimsel araştırmalar insanın vücut yapısının hayvanlarınkine yakından benzediğini ortaya koymuştur.

Advertisement

İnsan, başka hayvanların tersine, uzun bir çocukluk devresi geçirir. Bu hal insanları «aile» dediğimiz topluluklar halinde yaşamak zorunda bırakmıştır. Çocuğun yaşayabilmesi için yıllarca ana-babasının bakımı altında bulunması gerekir.

İnsanı hayvanlardan ayıran bir başka özellik de tecrübe ve muhakemeyle öğrenebilmesi, hayvanlar gibi yalnız içgüdüleriyle hareket etmemesidir.

İnsan beyni başka hayvanların beyninden büyüktür. Bir insan beyninin ağırlığı, maymun beyninin 3 katıdır, üstelik, önbeyin çok daha fazla gelişmiştir.

İnsanın arka ayakları üzerinde yürümesi de onu başka hayvanlardan ayıran en büyük özelliklerden biridir. Bu sayede insanın kolları serbest kalmış, çok yararlı işler başarmasını sağlamıştır. İnsanın görme duygusu başka hayvanların çoğu kadar kuvvetlidir. Buna karşılık, koku alma duygusu hayvanlardan zayıftır. Vücudunda hayvanlarınkinden az kıl vardır. Yüzü maymunlardan daha küçük olduğu gibi yüz ölçülerinin oranı da değişiktir.

Bugüne kadar geçen zaman, insanın öteki hayvanlar içinde tabiata en çok uyabilen canlı olduğunu göstermiştir. İnsan yalnız kendisi tabiata uymakla kalmamış, tabiatı da kendine uydurmuştur. Mevsimlerin değişmesi, yaşanan çevrenin ormanlık, deniz kıyısı vs. oluşunun insanlar için pek önemi yoktur. İnsan hayvanları evcilleştirerek kendi menfaati için kullanmayı başarmış, bitkileri geliştirmiş, tabiat kuvvetlerini bile dizginlemeyi başarmıştır. Yaptığı aletler sayesinde ırmakların yolunu değiştirmiş, barajlarda biriktirdiği sulardan birçok alanda faydalanmıştır.

İnsanın Tarihi

Bilginlere göre insan, yeryüzündeki canlıların en yenilerinden biridir. Yapılan araştırmalara göre dünyanın yaşı 2.000.000.000 yıl kadardır. Halbuki ilk insan tipi olan Cava Adamı’nın 1.000.000 yıl önce yaşadığı düşünülürse yeryüzünde insanın yaşadığı sürenin dünya yaşının ancak 1 / 2.000’i olduğu görülür. Halbuki dünyada yüzlerce milyon yıldan beri başka canlılar vardı, ilk memeliler de bundan 70.000.000 yıl önce yaşamaya başlamışlardı.

Advertisement

Bu rakamlar insanın yeryüzünde ne kadar yeni olduğunu açıkça gösteriyor. Öte yandan, insan bugünküne benzeyen şekliyle ancak 11.000 yıldan beri vardır. Bazı bilginler ise insana benzeyen canlıların 5-10.000.000 yıl önce bile var olmasının mümkün bulunduğunu ileri sürmüşlerdir.

Yapılan kazılarda eski insan tiplerine ait üç çeşit taşıl (fosil) bulunmuştur. Pekin Adamı, Piltdown Adamı, Cava Adamı diye adlandırılan bu üç çeşit insandan Pekin ve Cava adamlarının birbirleriyle akraba olduğu kabul ediliyor. Piltdown Adamı bunlardan daha gelişmiştir. Bilginlere göre Pekin ve Cava adamlarının gelişmesi sonunda Neandertal Adamı meydana gelmiştir. Bu tip insana «Mağara Adamı» da denir. Afrika’da da Neandertal Adamı tipinin fosillerine Taşlanmıştır. Neandertal Adamı’nın gelişmesi sonunda Cromagnon Adamı meydana gelmiştir ki, bugünkü insanın ilk örneğidir.

İlk İnsanların Yaşayışları

insanların, ilk meydana geldikleri sıralarda, sıcak, ormanlık bölgelerde rastgele dolaştıkları, ellerine ne geçerse onunla beslenmeye çalıştıkları tahmin ediliyor. İlk insanların vücutlarını gerektiği gibi korumadan yoksun olmaları onların sıcak yerlerde yaşadıklarının tahmin edilmesine yol açmıştır.

İlk insanlar hiçbir şey giymiyorlardı. Zaten, sıcak iklimlerde her hangi bir şey giymeye de lüzum yoktu. Geceleri, yabani hayvanlardan korunmak için ya mağaralarda, ya ağaçlarda barınıyorlardı. Orman yangınları onlara ateşin ne olduğunu öğretti. İlk insanların, yangınlardan artan korları yaşadıkları yere götürerek orada söndürmeden muhafaza etmeye çalıştıkları akla geliyor. Aradan geçen uzun bir devre sonunda iki kuru ağaç parçasını birbirine sürterek ateş yakmayı başarmaları insanlığın ilk ve en önemli icatlarından biri olmuştur. İnsan bugüne kadar hiçbir hayvanın başaramadığı bir işi yaparak medeniyet yolunda önemli bir adım atmıştır.

Önceleri insanların hiçbir aleti yoktu. Avlarını elleriyle yakalamaya çalışıyorlardı. Zamanla, taşlardan bazı aletler yapmaya başladılar. Geçirdikleri denemeler sayesinde, yaptıkları aletler gittikçe daha düzgün hale geldi. Mağaralarda yaşayanlar artık yalnız hayatlarını sürdürmekle de kalmıyor, mağaralarının duvarlarına zamanın hayvanlarının resimlerini çiziyorlardı. Fransa, İspanya, İtalya’da duvarlarında resim bulunan mağaralara Taşlanmıştır. Bu resimlerin büyü ile ilgili olduğu sanılıyor.

İnsanlar artık tabiata hâkim olmaya başlıyorlardı. Avrupa’da yaşayanların kimisi yabani hayvanlardan da, daha başka düşmanlardan da korunuyorlardı. Bakırın keşfedilmesi insanlığın en büyük zaferlerinden biri oldu. Daha sonra insanlar tunç yapmayı öğrendiler, demirden faydalanmaya başladılar. M. Ö. 1500 yıllarında başlayan Demir Çağı’ndan beri insanlar medeniyet yolunda hızla İlerlemeye başlamışlardır.


Yorum yapılmamış

  1. Nuri Hakan Tataroğlu on

    İNSANLARA MASUS

    Para kazanmak harcamak
    Ağlamak gülmek sevmek
    Okumak yazmak
    Kinlenmek öfkelenmek
    Evlenmek boşanmak
    Geçmişi anmak
    Geleceği düşünmek
    Üzülmek sevinmek
    Örtünmek modayı takip etmek
    Küsmek barışmak birbirini üzmek
    Konuşmak ibadet etmek
    Tarlaya tohum ekmek
    Ağaç dikmek kesmek
    Hastalanınca doktora gitmek
    Dedikodu yapmak kavga etmek
    Bitkilere hayvanlara değil
    İnsanlara mahsus. ….

    Ankara, 5,4.2016, Nuri Hakan Tataroğlu

Reply To Nuri Hakan Tataroğlu Cancel Reply