Işığın Kırılması Nedir Kısaca Bilgi

0
Advertisement

Işığın kırılması konusu ile ilgili olarak temel bilgilerin yer aldığı ışığın kırılması hakkında kısaca bilgilerin yer aldığı yazımız.

Işığın Kırılması
Bir ışık ışını düşünelim, bu ışm yoğunlukları farklı bir ortamdan ötekine geçiyor olsun. Bu geçme sonunda ışının doğrultusunda bir değişme olur. işte bu görünüme biz ışığın kırılması deriz.

Bir örnek alalım. Bir değneği suya batırsak, değnek, suyun altında, biraz kırık gibi durur. Sudan çıkarıp bakınca değneğin kırılmadığını, eskisi gibi düz olduğunu görürüz. İşte değneğin suyun altındaki noktalarından çıkıp gözümüze gelen ışınlar sudan havaya geçerken kırıldıkları için biz değneği kırık gibi görürüz. Aynı olay çay bardağına daldırılan kaşıkla da görülebilir.

Su birikintisi yerine camdan, ya da saydam cisimlerden yapılan maddeler de yansıma, kırılma olayını gerçekleştirir. Bunlar arasında ışık prizması’m sayabiliriz. Üçgen tabanlı bir prizmadır bu. Saydam bir maddeden yapılmıştır. Üzerine düşen ışığı içinden geçirirken kırar, üzerine düşen ışık güneş ışığı gibi karışık bir ışıksa renklerine ayırır. Çünkü ışığın kırılma açısı rengine göre değişir. Böylece prizmaya beyaz görünüm altında giren güneş ışığı 7 renk ışık demeti olarak çıkar. Bu demeti bir ekran üzerine düşürürsek, ekran üzerindeki görüntüye tayf deriz.

Kimi cisim ise üzerine ışık düşünce kendisi de belli bir renkte ışık yaymaya başlar. Üzerine düşen ışık kesilince, ışıma da durur. Bu tür cisimlere flüoresan cisimler, bu olaya da flüoresans olayı denir. Kimi cisim de üzerine düşen ışık kesildikten sonra da belli bir süre ışımaya devam ederler. Bunlara da fosforesan cisimler denir.

Işıkla ilgili araçların biri de merceklerdir. Mercekler 1. — İnce kenarlı, 2. — Kalın kenarlı olmak üzere ikiye ayrılır. Genellikle iki kürenin, ya da bir küre ile bir düzlemin kesişmesi sonucu ortaya çıkarlar; elbette ki saydam bir cisimden, çoğunlukla camdan yapılırlar.

Advertisement

Merceğin çok geniş bir kullanılma alanı vardır. Göz kusurlarımızı düzelten, görmemizi kolaylaştıran gözlükler bunların başında gelir. Bundan başka bütün dürbün, mikroskop, teleskop, sinema makinesi, fotoğraf makinesi, merceklerin, aynaların, prizmaların çok kullanıldığı araçlardır. Hepsi de ışıkla bu saydığımız araçların uygun şekilde düzenlenmesi sonunda iş görür.

DÜRBÜN

Dürbün, ışığın kırılma özelliğinden yararlanarak, merceklerle yapılmış bir araçtır. Uzaktaki cisimlerin görüntüsünü yaklaştırarak büyük görünmesini sağlar. Dürbünlerin esası «objektif» ve «oküler» adı verilen iki mercektir. Yine cisimlerin görüntüsünü büyütmeye yarayan teleskop, mikroskop gibi aletlerle birlikte dürbün de XVII. yüzyılın başlarında icat edilmiştir. 1609’da Hollandalı Metius’un buluşundan yararlanan Galileo ilk dürbünü yaptı. Bugüne kadar geçen süre içinde teleskop, dürbün, mikroskop gibi aletler hızla gelişti.


Leave A Reply