Advertisement
Işık nedir, sözlük anlamları, gerçek ve mecaz anlamları nelerdir? Işık ile ilgili cümleler. İçinde Işık kelimesi geçen cümle örnekleri.
Işık İle İlgili Cümleler
- *** Bilimin ışığında yürümek Mustafa Kemal’in yolunda yürümek demektir.
- *** Işıkları açarsan ortalığı daha iyi görebiliriz.
- *** Işık saçan gök cisimleri ile ilgili ödev hazırlamam lazım.
- *** Her iki ampulde aynı derecede ışık vermesine rağmen sağdaki daha az elektrik harcayarak aynı derecede ışık verebilmektedir.
- *** Fenerimin pilleri bitti ve ışıksız kaldık karanlıkta.
- *** Bu futbolcu bu oyunu ile gelecek için ışık veriyor.
- *** Gereksiz ise ışıkları kapatalım ve tasarruf sağlayalım.
- *** Bilgisizlik, ışıksız ateştir.
- *** İyi bir kitap ruhumuz için bir ışıktır.
- *** Balon turuna gece çıkarsanız eğer şehir ışıklarını net bir şekilde izleyebilirsiniz.
- *** Işık kirliliği sebebi ile teleskop ile yapılan gözlemler başarısızlıkla sonuçlandı.
- *** Yeteneği ile ışık saçan bir ressamdı ancak resim yapmayı bıraktı.
- *** Sapan ile lambayı hedef almayı devem ettirirseniz eğer ışıksız kalacak ve karanlıkta oturmak zorunda kalacağız.
- *** Işık hızını geçmemiz imkansızdır eğer ki aksini ispat edersen Nobel Fizik Ödülünü kazanabilirsin.
- *** Bir çok bilim adamı ışık ile ilgili deneyler yapmışlar ve elindeki kitaptaki formülleri ortaya çıkarmışlardır.
- *** Güneş ışığının doğaya olan faydası inanılmaz. Güneş ışığı olmaz ise doğa yok olur…
Işık Nedir? Sözlük Anlamı
- ışık, -ğı
1. isim Cisimleri görmeyi, renkleri ayırt etmeyi sağlayan fiziksel enerji, erke, ziya, nur, şavk:
“Okuyabilmek için kapıdaki ışık yeterli değildi.” – Halide Edip Adıvar
2. isim Bir yeri aydınlatmaya yarayan araç:
“Bir gece yatmışken kalktı, bitişik odaya girdi, ışığı yaktı.” – Yusuf Atılgan
3. isim Aydınlanmak için kullanılan elektrik:
“Apartmandaki dairelerin ışıkları kapalı, herkes mışıl mışıl uyuyor olmalı.” – Ahmet Ümit
4. isim, mecaz Mutluluk, sevinç veya zekâdan doğan, özellikle yüzde ve gözlerde beliren parıltı:
“Bütün gözlerden manalı ışıklar sıçrıyordu.” – Peyami Safa
5. isim, mecaz Yol gösteren, aydınlatan kimse, düşünce, eser vb:
“Sevgili Behçet Necatigil şiirimizin vazgeçilmez ışıklarından biri olarak ayrıldı aramızdan.” – Necati Cumalı
6. isim, fizik Yüksek derecede ısıtılan cisimlerin veya çeşitli enerji biçimleriyle uyarılan cisimlerin gaz ışı yaydığı gözle görülen ışıma. - ışığı altında
`bir durum veya düşüncenin konuyu aydınlatmasından yararlanarak, onu göz önünde tutarak` anlamında kullanılan bir söz. - ışık almak
güneş ışığından yararlanır durumda olmak. - ışık tutmak
1. bir yeri ışıkla aydınlatmak:
“Biraz evvel bize ışık tutan sakallı adam bu hareketime dikkat etmişti.” – Reşat Nuri Güntekin
2. mecaz düşüncesiyle kılavuzluk etmek, konuyu aydınlatıcı düşünceler söylemek, tutacağı yolu göstermek:
“Gökalp, bu odada her gün yeni bir konuya ışık tutardı.” – Yusuf Ziya Ortaç