İskelet ve Kemiklerin Özellikleri, İskeletin Önemi, Yapıları, Çeşitleri ve Görevleri

9
Advertisement

Hareket sistemimizin önemli organı kemikler ve iskelet hakkında bilgiler. Vücudumuzda kaç adet kemik bulunur ve kemiklerin özellikleri ile kıkırdak hakkında da kısa bilgi

iskelet

İskelet ve Kemikler Hakkında Bilgi

Vücudun kemik çatısına iskelet denir. Birtakım kemikler ya yan yana, ya uç uca gelerek, bu çatıyı kurmuşlardır. Kemiklerimiz, uzun, kısa, yassı olmak üzere, üç türlüdür.

Kemiklerimiz kireçli bir dokudan yapıldıkları için, serttirler. Bu sayede, vücudumuzdaki kaslara da destek olurlar. Çocukluk çağında kemikler daha yumuşak, daha esnektir. Yaş ilerledikçe, kemikler sertleşir.

İskeletimiz de ki kemikler birbirine eklemlerle bağlanmıştır. Bu eklemler sayesinde, kemiklerin üzerine yapışık kaslar toplanıp açılır, uzayıp kısalır. Böylece, organlarımız da hareket eder. Oturmamız, kalkmamız, türlü işler görmemiz eklemlerle kaslarımızın sayesinde olur.

Kemik Çeşitleri

Advertisement

BAŞLICA KEMİKLER

Iskeletimizdeki kemikler, vücudun bölgelerine göre, şu bölümlere ayrılır:

  • Kafa Kemikleri : 8 tanedir. Hemen hepsi yassıdır. Testere ağzı gibi tırtıllı kenarları vardır. Bu kenarlar, birbiriyle birleşir, kafatasını meydana getirir.
  • Yüz kemikleri : 14 tanedir. Hepsi yassı kemiklerdir. Yan yana gelerek birleşmiş, göz, kulak, ağız, burun boşluklarını çerçevelemişlerdir.
  • Omurga : Halka biçimi 33 kemikten meydana gelmiştir. Enseden kuy-ruksokumuna kadar uzanır. Omurga, vücudun yapısını tutan bir ana direk gibidir. Omürgamızdaki kemikler oynaktır; birbirlerine kaslarla, bağlarla tutturulmuştur. Birbiri üzerinde oynayarak, gövdenin öne, arkaya, sağa, sola bükülmesini sağlarlar. Bu halkaların ortasında bir boşluk meydana gelmiştir. Bu boşluğun içinde omurilik vardır. Omurilik sinir sisteminin önemli bir bölümüdür.
  • Göğüs Kemikleri : İnce, uzun kemiklerdir. Göğüs boşluğunu bir kafes gibi çevrelerler. Bunlardan kaburga kemikleri arkadan omurgaya, önden de göğüs kemiğine birleşmişlerdir. Her iki yanda 12’şerden, 24 tane kaburga kemiğimiz vardır, önde bulunan göğüs kemiği’ni de sayarsak, göğüs kemiklerimiz 25 tanedir.
  • Kol Kemikleri : Yukarıdan köprücük ve göğüs kemikleri ile, omurgaya bağlanmışlardır. Uzunlu-kısalı, büyük-lü-küçüklü olmak üzere, her kolumuzda 32’şer kemik vardır.
  • Bacak Kemikleri : Kalça kemikleriyle omurgamıza bağlıdırlar. Her bacağımızda 31’er kemik bulunur.

İskeletimizdeki bütün kemikler 213 tanedir. Bunların 8’i kafada, 14’ü yüzde, 33’ü omurgada, 25’i göğüste, 64’ü kollarda, 62’si bacaklardadır. Ayrıca, 6 tane kulak kemiği, 1 de dil kemiği vardır.

KEMİKLERİMİZİN İÇ YAPISI

Kemik dokusunun bir kısmı organik, bir kısmı da inorganik maddelerden meydana gelmiştir. İnorganik maddelerin çoğu kalsiyum bileşikleri’dir.

Kemiklerimizin üstünü ince bir zar kaplar. Bu zara periost adı verilir. Kemiğin içinde yumuşak bir kesim vardır; buna da kemik iliği denir. Kemiği besleyen kan damarları, sinirler kemik iliğinden geçer. Kemik iliği, ayrıca, kan yuvarlarının yapımında da önemli bir iş görür.

Vücudumuzun bütün öbür dokuları gibi, kemiklerimiz de, gelişme çağında büyür. Uzun kemiklerimiz, uçtan büyürler. Kısa, yassı kemikler ise yana doğru gelişir.

Eklem

Advertisement

EKLEMLER

İskeletimizdeki kemiklerin birbirine eklendiği yerlere eklem denir. Üç türlü eklem vardır: 1) Oynamaz eklemler; 2) Yarı oynak eklemler; 3) Oynar eklemler.

Oynamaz eklemler : Kafatası kemiklerinin birbirine kenetlendikleri yerde bulunurlar. Kafatası kemiklerinin kenarları testere gibi girintili-çıkın-tılıdır. Bunlar iyice iç içe girmiş olduğu için. buradaki eklemler oynamaz.

Yarı oynar eklemler : Omurga kemiklerinin birbirine eklendikleri yerde bulunurlar. Pek az oynarlar.

Oynar eklemler : Kol, bacak kemiklerinin bağlantı yerlerindeki eklemler bunlardandır. İnsan vücudunda daha birçok oynar eklem vardır. Bu çeşit eklemler kemiklerimize büyük bir hareket imkânı sağlarlar.

Oynar eklemlerde, uzun bir kemiğin başı öteki kemiğin çukuruna girmiş durumdadır. Bu iki kemiği birleştiren bağlara eklem bağları denir.

Kemiklerin uçlarında birtakım kıkırdak yastıklar vardır. Bunlar, kemiklerin birbirine sürtünerek aşınmasını öpler. Eklemleri yağlamaya yarayan keseciklere de eklem kesecikleri adı verilir. Bu kesecikler, yumurta akı maddelerinden yapılmış bir sıvı çıkarırlar. Bu sıvı kıkırdak tabakalarının yüzeyini nemli, kaygan tutmaya yarar.

Eklemler, bulundukları kemiklerin görecekleri işe göre, çeşitli biçimlerdedir. Meselâ, omuzlarımızdaki eklemler menteşe gibidir. Bir çerçeve nasıl öne, arkaya açılıp kapanırsa, kolumuz da bu eklem sayesinde sağa, sola hareket eder. Bacak kemiği ise tıpkı bir yuva içinde dönen makine pistonunu andırır. Dirsekteki eklem yalnız öne doğru açılıp kapanır. Dizdeki eklem ise ancak geriye doğru bükülür.

KIKIRDAK NEDİR?

Esnek, sert, beyaz bir dokudur. Kimi organlarda kemik yerine geçer. Yeni doğmuş çocukların vücudundaki kemiklerin çoğu kıkırdak halindedir. Bebeklerin başlarındaki bıngıldak denen yumuşak kısım da kıkırdaktır. Çocuk büyüdükçe, kıkırdak kısımlar sertleşerek kemikleşir. Gelişmiş bir insan vücudunda da kıkırdak kısımlar vardır; burunda, gırtlakta olduğu gibi. Ayrıca, eklemlerimizin üzerleri de kıkırdak dokusuyla kaplıdır.

İskeletin Önemi Nedir?

Çoğu hayvanların bir iskeleti vardır. İskeleti bulunan omurgasız hayvanlarda (böcekler, yengeçler, salyangozlar vb.) bu iskelet genellikle sert bir dış iskelet (eksoskelet) dir. Omurgasızlarda (balıklar, kuşlar, memeliler vb.) iskelet, sert bir iç iskelet (endoskelet) dir.

Çok basit hayvanlar dışında hareket, uzayıp kısalan kaslar aracılığıyla olur. Bu işi yapabilmeleri için de kasların sağlam bir yere tutunmaları gerekmektedir; bu destek de hayvanın iskeletidir.

Bundan başka, eğer bir hayvanın vücudu çok büyükse yumuşak kısımların birbiri üzerine yığılmaması için, onları yerinde asılı tutacak desteklere ihtiyaç vardır.

Advertisement

Suda yaşayan hayvanların iskeletleri bir dereceye kadar daha hafif olabilir; çünkü, su bir çeşit destek yerine geçer. Ama, hayvan karada yaşıyorsa, bütün ağırlığını kendisi taşıyacağından, sert ve kuvvetli bir destekle bu ağırlığını toprağa dayatmalıdır.

İri gövdeli bir kara hayvanına gerekli olan bir iskelet için fosil hayvanlardan Brontosaurus’un iskeleti bize bir fikir verebilir. Bu iri gövdeli hayvanın böcek kemiklerinin kalınlığı otuz santimetre kadardır. Brontosourus’un sığ sularda yaşamış olduğu kesin gibidir. Böylece, gövde ağırlığının bir kısmını da su desteklemiştir. Yoksa, bacak kemikleri çok kalın olduğu halde, bütün gövdenin ağırlığını kaldırabilecek bir destek meydana getiremeyecekti .

Bir balinanın, kendi ağırlığına göre, iskeleti çok hafiftir; ama, bu hayvan bütün ömrü boyunca, ağırlığını kaldıracak olan su içinde bulunur. Bir balina karaya çıkarıldığı zaman, büyük ağırlığı altında ciğerleri sıkışır ve hayvan nefes alamayarak ölür (balinalarda, kara memelilerindeki gibi kaburgalar ve gövdeyi yüksekte tutacak bacaklar yoktur).

İskelet, sert ve dayanıklı maddelerden yapılmış olduğundan, organları zedeleyecek sıkışma ya da çarpmalardan da korur. İnsan vücudunda beyni koruyan kafatası, omuriliğin yanlarındaki omur kemikleri, yüreği ve ciğerleri koruyan kaburgalarla göğüs kemiği buna birer örnektir.


9 yorum

Reply To Anonim Cancel Reply