İslam Felsefesi Filozofları Kimlerdir? Önde Gelen İslam Filozofları

0
Advertisement

İslam Felsefesi filozofları kimlerdir? İslam Felsefesi filozoflarının, bilim adamlarının isimleri ve kısaca hayatlarının yer aldığı sayfamız.

Farabi(872 – 950)

Farabi

Farabi

Çeşitli bilim dallarında çalışmalar yapmış olan Farabi, islam Felsefesinin kurucularından sayılır. Farabi’ye göre en yüce, en gerçek varlık Tanrı’dır. Çünkü Tanrı, varlığını kimseden almaz, varolmasını bir başka şeye borçlu değildir. Bütün varlıkların nedenidir. O’nun “madde“si, “suret“i, “yakın cinsi” ve “ayrım“ı yoktur. Bu nedenle, tanımı yapılamaz. Tanrı dışındaki tüm varlıklar, öze sonradan eklenmişlerdir.

Farabi’nin önemli bir görüşü de “akımlar kuramı”dır. Bu kurama göre, Tanrı’dan bir ilk akıl çıkmıştır. Bundan zorunlu olarak yeni bir akıl, ruh ve gök oluşmuştur. Farabi, doğa olaylarının açıklanmasında Aristo’nun “form” ve “madde” kuramını benimser.

Aristo’nun mantık konusundaki eserlerini ele alıp en ince noktalarına kadar anlatan Farabi, bu nedenle Muallim-i Sâmi (ikinci Öğretmen) adıyla tanınmıştır. İdeal bir toplumun nasıl olması gerektiği konusunda özgün görüşleri olan Farabi, “tüm insanlığı kapsayan toplum düşüncesini ileri sürer.

İbni Sinâ (980 – 1037)

ibni sina

İbni Sinâ da, Farabi gibi doğa olaylarını “madde” ve “form” kuramıyla açıklar. Varlık konusunda da Farabi’nin görüşlerini benimser. O’na göre bütün varlıklar Tanrı’dan çıkmış bir kademeleşmedir. Tanrı bütün varlıkların ilk nedenidir, “faal akıl”dır. Bundan da gökler ve onların akılları doğar.

Advertisement

Ibni Sina’nın ahlak felsefesi, mezafiziğe dayanır ve tasavvufa yakındır. “Mutluluk ve doğru yaşam nedir?” sorusuna; “Mutluluk, insan ruhunun kendisini arıtması, temizlemesi, faal akla yönelmesidir.” diye karşılık verir.

Gazali (1058 – 1111)

Gazali

Gazali bilgi kuramı çerçevesinde en ilgi çekici çalışmayı yapmıştır. Gazali şu ve benzer sorulara karşılık aramıştır:

  • “Kesin bilgiye nasıl ulaşabiliriz?”
  • “Hangi bilgi alanında, kesinlikten söz edilebilir?”
  • “Duyuların ve akim sağladığı bilgilerin sağlamlığı ne ölçüdedir?”
  • “Felsefe ve metafizik, kesin bilgiler verebilir mi?”

Gazali her şeyden önce bilgilerimizde kesinlik ve sağlamlık arar. Matematik ve mantık gibi alanı sınırlanmış bilgi dallarının kesin bilgiler verdiğini, buna karşılık metafiziğin sağlam bilgiler vermediğini söyler.

Gazali, bilgi konusundaki genel eleştirisine, duyuların bizi aldatabileceğim ortaya koyarak başlar. Akim, metafizik konularda kesin doğrulara varabileceğinden kuşku duyar. Bunu da daha önceki düşünürlerin görüşlerini eleştirerek temellendirir. Filozofların akıl ile inancı (imam) birleştirmeye çalışmalarının bir yanılma olduğunu öne sürer.

Gazali, şüphecilikten yola çıkıp tasavvufa ve mistik düşünceye varmıştır. Akıl ve imanı birbirinden ayıran Gazali ahlaklı yaşamış Tanrı ile birleşmenin ve doğruya ulaşmanın bir hazırlığı olarak görür. En ünlü yapıtı Tahâfüt (tutarsızlık) adını taşır.

Advertisement

İbni Rüşd (1126 – 1198)

İbni Rüşd

İbni Rüşd

Batı düşüncesi üzerinde en fazla etkide bulunan İslam felsefecisidir. Aristo’nun görüşlerini özgün bir biçimde açıklayan İbni Rüşd, İspanya‘da yaşamış ve meşai felsefesinin seçkin temsilcileri arasında yer almıştır.

İbni Rüşd, dinde açıklanmış olan her şeyin akıl yoluyla ispatlanabileceğini ileri sürmüştür. Maddenin ve hareketin öncesiz, sonrasız olduğunu; hareket olmaksızın zamanın düşünülemeyeceğini, insan ruhunun ölümsüz olmadığını söylemiştir. O’na göre ölümsüzlük, insanlar içinde, gelecek kuşaklarda yaşamaktır. İbni Rüşd, Aristo felsefesini yeniden yorumlayarak, islam düşüncesiyle bağdaştırmaya çalışmıştır.

Suhreverdi(1155 – 1191)

Zerdüşt dininin etkileri ile meşai felsefesinin ve tasavvufun görüşlerini yeni bir sentez içinde birleştirmeye çalışan Şehabettin Suhreverdi Yeni-Platonculuğun da etkisinde kalmıştır. Bu nedenle “idealar”dan söz eder. Ancak “idealar” nur ve karanlık kavramlarıyla anlatılır. Suhreverdî’ye göre; gerçekleri akıl sezgisiyle kavramak, insanları karanlıktan nura yavaş yavaş yaklaştırır. Bütün nurlar ise Tanrı’da birleşir. Tanrı, “nurların nu-rü’dur. insan, benliğini eğiterek ve arıtarak bu nura ulaşabilir.

İslam Felsefesi Hakkında Kısa Bilgi

Eski Yunan felsefesinin İslam felsefesine büyük etkileri olmuştur. Yunan etkisini İslam felsefesine ilk getirenler El-Kindî (Ölümü: 873) ile Farabi (ölümü: 950) ‘dir.

İslâm felsefesine baştan başa hakim olan tek kavram «imkan» anlayışıdır. Buna göre, kendiliğinden var olan Tanrı evrenin hayat kaynağıdır. Evrende var olan başka her şey, varlıklar dalgası halinde ondan çıkar. İslamda «tasavvuf» diye anılan felsefi görüş bundan doğmuştur. Tasavvuf bütün maddi alemi, tek varlık olarak kabul ettiği Tanrı’nın bir belirmesi olarak düşünür.

Farabi‘den sonra İbni Sina (ölümü: 1037) Eski Yunan felsefesinin özünü, kendi dehasını da katarak kolay anlaşılabilecek bir şekilde açıkladı. Böylece, Müslüman medeniyetinin bu felsefeyi tanıması İslam bilginlerinin bu konuda çalışmasına yol açtı. Bu felsefe İslam dini için benimsenecek bir bütün haline geldi. Gazali ise (1058-1111), Aristoteles felsefesine şiddetle karşı çıkmış, «kelâm» denen asıl İslam felsefesinin en büyük temsilcisi olmuştur.

İslam aleminin en büyük filozoflarından biri olan İbni Rüşd (1126-1198), yalnız İslam dünyasında değil, Avrupa’da da Aristoteles‘in fikirlerini açıklayanların en büyüğü olarak kabul edilir. Aristoteles‘i yorumlamış, İbni Sina öğretisi (doktrini) nin de bazı noktalarını yumuşatmaya çalışmıştır.

Diğer önemli İslam filozofları Zemahşeri (ölümü: 1143), Sühreverdî (öl. 1191), Amidî (öl. 1233), Tusî (öl. 1273), Râzî (öl. 1364), Şirazi (öl. 1523)’dir. Birçok İslam düşünür ve yazarları bu filozofların eserleri hakkında yorumlar yazmışlardır.


Leave A Reply