İslam Dininde Yalan Söylemek ve Hile Yapmak Hakkında Hükümler

0
Advertisement

İslam dininde yalan söylemek ve hile yapmak neden yasaklanmıştır? Yalan ve hile ile ilgili ayetler, islamiyette yalan hakkında bilgi.

İslamda Yalan Söylemek – Hile Yapmak

Bilinçli olarak gerçek dışı söylenen her söze” yalan”, bu sözü söyleyene de “yalancı” denmektedir. Gerçeği gizlemek veya söylememek, olanları fazla ya da eksik söylemek yalandır. İslam dini her türlü ikiyüzlülüğü ve aldatmayı yasaklamıştır. Kur’an’da “… Yalan sözden kaçının.” (Hac suresi, 30. ayet) diye buyrularak yalan sözün çirkinliğine ve yapılmaması gerektiğine vurgu yapılmıştır. Peygamber Efendimiz de yapılan güzel davranışların ve yalan söylemenin durumunu şu cümlesiyle adeta özetlemiştir: “Doğru sözlülük; iyiliğe, iyilik de cennete götürür… Yalan; kötülüğe, kötülük de cehenneme götürür…” Peygamberimiz bu sözleriyle, bizlerin her zaman doğru sözlü olmasını istemektedir.

Hz. Ali (r.a) yalan konusuna şöyle değinmiştir: “Bir insan yalanın ciddisini de şakasını da bırakmadıkça imanın tadını alamaz.” Hacı Bektaş Veli de “Doğruluk göster, yalanla uyuşma. Abartarak konuşma, doğruyu söylemekten geri durma. Kendine uygun görmediğini başkalarına da uygun görme.” diyerek doğruluktan kopmamayı ve yalandan uzak durmayı tavsiye etmektedir.

Yalancılık toplum tarafından sevilmeyen kötü bir davranıştır. Yalan söyleyen kişi itibarını kaybeder. Toplumda artık kendisine güven duyulmaz. Herkes yalan söyleyen kişiye karşı daha dikkatli davranır ve temkinli yaklaşır. Yalan söyleyen kişinin sözleri doğru olsa bile söyledikleri kimseye inandırıcı gelmez. Bu nedenle atalarımız “Yalancının evi yanmış da kimse inanmamış.” demiştir.

İslam dinine göre en kötü yalancılık, yalan yere yemin etmek ve yalan yere şahitlik yapmaktır. Bu şekilde davranan kimseler, başkalarını aldatarak onların yanlış sonuçlara varmasına neden olurlar. Böylelikle haklı durumda olanı haksız duruma düşürürler, haksız olan kişiyi ise haklı çıkarırlar. Bu davranışlarıyla hakkı gizlemiş ve adaleti engellemiş olmakla beraber hak sahibinin hakkını alamamasına da sebep olmaktadırlar. Yüce Allah, bu durumda nasıl davranılması gerektiğini bizlere “Ey iman edenler! Allah için hakkı ayakta tutan, adaletle şahitlik eden kimseler olun…” (Mâide suresi, 8. ayet) ayetiyle hatırlatmaktadır.

Advertisement

Yalan söylemek hem kişinin kendisine hem de topluma zarar verir. Yalan, kişinin toplumdaki değerini düşürür. İnsanların ona karşı olan güvenini zedeler. Kişiler arası ilişkiler de sorunlar meydana getirir, bozulmalara neden olur. Yalan söylemek toplum fertlerinin birbirine karşı olan sevgi ve saygı hislerini köreltir. Dostluk, barış, huzur ve güven ortamına zarar verir.

Dinimiz hile yapmayı da yasaklamıştır. Hile yapmak insanlar arası ilişkileri zedeleyen iğrenç bir davranıştır. Hile yapmada amaç, başkalarını aldatarak çıkar sağlamaktır. Bu davranış, yalanı içine alan çirkin bir davranıştır. Bu şekilde davranmak toplumsal barışa, huzura ve güvene zarar vermektir. Böyle davrananlar birçok kişinin zor duruma düşmesine neden olmaktadır. İslam dini, hileyi hangi durumda olursa olsun yasaklamıştır. Hile yapılarak elde edilen mal haksız bir kazançtır ve kul hakkına girer. Kul hakkının tek çözümü ise hakkı yenen kişiden özür dileyip helallik istemekle mümkündür.

Yüce Allah Kur’an-ı Kerim’de hileden uzak durulması gerektiğini şu şekilde emretmektedir: “İnsanlardan alırken ölçüp tarttıklarında tam, onlara vermek için ölçüp tarttıklarında ise noksan yapan (ölçen) hilekârlara yazıklar olsun.” (Mutaffifîn suresi, 1-3. ayetler)

Yalan söyleyenler ve hile yapanlar bizzat kendilerine, ailelerine, çevresinde bulunanlara ve içinde yaşadıkları topluma zarar verir. Bu insanlar başkaları tarafından asla sevilmez ve dışlanır. Kendilerine duyulan güveni kaybeder, başkalarının dostluk ve arkadaşlıklarından nasibini alamazlar.

Yalandan ve hileden yılandan çıyandan kaçar gibi kaçmak gerekir. Bu, Müslümanın ahlaki bir sorumluluğudur. Her insan birbirine karşı dürüst davranmalıdır. Hz. Muhammed (s.a.v), “Bizi aldatan bizden değildir.” buyurarak yalan söylemenin ve hilekâr olmanın Müslümanlara yakışmadığını ifade etmiştir.

Toplumda huzurun oluşturulması ve korunması insanların karşılıklı güven duymalarına bağlıdır. Bu sebeple biz Müslümanlar, yalan söylememeli ve hile yapmaktan kaçınmalıyız. Kendimize yapılmasını arzulamadığımız şeyleri başkalarına yapmaktan uzak durmalıyız,

Advertisement


Leave A Reply