İslamiyetin Doğuşu Sırasında Dünyanın Genel Durumu: Kıtalar Arası Politik Dinamikler ve İnançlar

1
Advertisement

İslamiyet’in doğuşu esnasında dünyanın genel durumu nasıldı? İslam’ın doğuşu sırasında çeşitli kıtalar arasında yaşanan politik peyzajları ve inanç sistemlerini keşfedin. Bizans ve Sasani İmparatorlukları, Hindistan’ın karmaşık kast sistemleri, Çin’in siyasi manevraları ve Afrika’nın zengin krallıkları arasında bir yolculuğa çıkın.

İslamiyet'in Doğuşu Esnasında

Asya Kıtasında Durum

İslamiyet’in doğuşu sırasında dünya coğrafyasının siyasi durumu oldukça çeşitlilik gösteriyordu. Bu dönemde Bizans, Sasani İmparatorluğu, Hindistan, Çin ve Japonya gibi farklı medeniyetler ve siyasi oluşumlar bulunmaktaydı.

Bizans İmparatorluğu:

  • Bizans, Roma İmparatorluğu’nun doğu kısmının devamı olarak varlığını sürdürmekteydi.
  • Balkanlar’da Avarlar ve Slavlar, doğuda ise Sasanilerle mücadele halindeydiler.
  • İstanbul’a gelen Herakleios döneminde Bizans, siyasi açıdan zorlu bir dönemden geçiyordu.

Sasani İmparatorluğu:

  • İran’da kurulan Sasani İmparatorluğu, Bizans ile sürekli çatışma içindeydi.
  • Taht kavgaları ve siyasi karışıklıklar, İslam’ın doğuşu sırasında Sasani İmparatorluğu’nu zayıflatmıştı.
  • Doğu ve Batı olarak ikiye ayrılan imparatorluk, çeşitli Türk boylarının birleşmesinden oluşuyordu.

Hindistan:

Advertisement
  • Hindistan, çeşitli ırk, dil ve kültürden oluşan bir yarımadaydı.
  • Kast sistemi, toplumu sıkı bir tabakalaşmaya sokmuştu. Brahmanlar, Kşatriyalar, Vaisyalar ve Sudralar olmak üzere dört ana sınıf vardı.
  • Siyasi birlik kurulamamasının nedenleri arasında kast sistemine, geniş coğrafyaya ve göçlere bağlanmaktadır.

Çin:

  • Çin’de de siyasi birlik sağlanmamıştı. Göktürklerin bölünmesinden faydalanarak güçlenen Çin, Batı Göktürklerle ilişkilerini geliştirmişti.

Japonya:

  • Japonya, dört büyük ada ve birçok küçük adadan oluşan bir arhipelago idi.
  • İslamiyetin doğuşu sırasında dünya ve Asya politikasında etkili bir güç değildi.

Bu dönemde dünya genelinde siyasi birlik eksikliği, çeşitli medeniyetlerin ve kültürlerin bir arada varlığını sürdürmesine neden olmuştur. İslam’ın doğuşu bu karmaşık siyasi ortamda gerçekleşmiş ve İslam medeniyeti, bu farklı coğrafyalarda etkilerini göstermiştir.

DİN VE İNANIŞ

Bizans: Bizans İmparatorluğu, Hristiyanlığın Ortodoks mezhebine bağlıydı. Ayrıca, monofizit adı verilen ve İsa’nın insani ve ilahi tabiatının birleştiğine inanan kiliseler de bulunmaktaydı. Örneğin, Süryani, Ermeni, Habeş, ve Kıptî (Mısır) kiliseleri monofizit mezhebine bağlıydı.

Sasaniler: İran’da hüküm süren Sasanilerin inanç sistemi, Zerdüşt adındaki bir filozofun kurduğu Zerdüşt diniydi. Bu inanışa göre en büyük tanrı Ahuramazda, iyilik ve aydınlığın temsilcisiydi; kötülük tanrısı ise Angramanyu (Ahriman) idi. Zerdüşt inancında, iyilik ve kötülük tanrıları arasında sürekli bir mücadele bulunmaktaydı.

Göktürkler: İslamiyetin doğuşu sırasında Türkler, Hristiyanlık, Zerdüştlük, Budizm, Maniheizm, Musevilik gibi çeşitli dinlerle temas halindeydi. Ancak, bu dinler Türkler arasında egemen din olmamıştır.

Advertisement

Hindistan: Hindistan’da Veda dini en eski din olarak varlığını sürdürmüştür. M.Ö. VI. – V. Yüzyıllarda yaşamış olan Buda’nın yaydığı Budizm, tutkulardan kurtulma ve mutluluğa erişme ideali üzerine kurulu bir dindir. Budizm, doğru düşünce ve içdenetimi sağlamayı amaçlar.

Çin: Çin’de tanrılı dinlerden çok, bilgelerin düşünceleri etkili olmuştur. Konfüçyüs, ahlâkçı ve siyasetçi bir filozof olarak Çin’in birliğini sağlamayı amaçlamıştır. Konfüçyüsçülük, günümüzde hala Çin’in ulusal dini olarak kabul edilmektedir. Ayrıca, Lao-dzi tarafından kurulan Taoizm, doğaya uygun davranışı, müdahaleden kaçınmayı ve mistik yaşantıyı savunan bir düşünce sistemidir.

Japonya: Japonya’da Konfüçyüsçülük, Taoizm ve Budizm’in yanı sıra, millî Japon dini olan Şintoizm de yaygındı. Şintoizm, tabiat güçlerine ve ruhlara tapınmayı esas alır ve Japon kültürünün önemli bir parçasıdır.

Avrupa Kıtasında Durum

SİYASİ DURUM: Kavimler Göçü, Avrupa’da Batı Roma İmparatorluğu’nun zayıflamasına ve sonunda 476’da yıkılmasına neden oldu. Bu dönemde “barbar” olarak adlandırılan kavimler, çeşitli devletleri kurarak bölgeyi ele geçirdi.

Galya’da Franklar ve Burgantlar, Akitanya ve İspanya’da Vizigotlar, İtalya’da Ostrogotlar, Belçika’da Franklar, Afrika’da Vandallar, ve Macaristan’da Avar-Türk Devleti gibi devletler ortaya çıktı.

Doğu Roma İmparatorluğu, VI. Yüzyıl boyunca bu kavimlerle mücadele etti. Ancak İslamiyet’in doğuşu döneminde (Bizans’ın kontrolündeki bölgeler hariç) Avrupa’da siyasi birlik bulunmamaktaydı.

DİN VE İNANÇ: Roma İmparatorluğu’nda başlangıçta çok tanrılı bir puta tapıcılık vardı, ancak Hz. İsa ile birlikte Hristiyanlık ortaya çıktı. Bu din, başlangıçta güçlü zorluklarla karşılaşmasına rağmen, 312’de resmi olarak kabul edildi.

İslamiyet’in doğuşundan önce Roma İmparatorluğu’nda Hristiyanlık egemen hale geldi ve VI. ve VII. yüzyıllarda Avrupalı kavimler arasında yayılmaya devam etti. İslam’ın doğuşu sırasında Hristiyanlık, Avrupa’da önemli bir din olarak varlığını sürdürmekteydi.

Bu dönemdeki siyasi karmaşa ve din değişimleri, Avrupa’nın tarihî dokusunu önemli ölçüde etkilemiş, hem siyasi hem de kültürel anlamda çeşitli dönüşümlere yol açmıştır.

Afrika Kıtasında Durum

İslam’ın doğuşu sırasında Afrika kıtasında siyasi durum ve inanç biçimleri oldukça çeşitlilik gösteriyordu. Bu dönemde Afrika, farklı krallıklar, imparatorluklar ve kabileler tarafından yönetiliyordu. Ayrıca, kıtada farklı dinler ve inanç sistemleri de bulunmaktaydı.

Siyasi Durum:

Advertisement
  1. Berberi Krallıkları: Afrika’nın kuzeyinde, özellikle Fas, Cezayir ve Libya bölgelerinde, Berberi krallıkları bulunmaktaydı. Bu krallıklar ticaret yollarının kesişim noktalarında yer alarak zenginleşmiş ve siyasi güç kazanmışlardı.
  2. Afrika İmparatorlukları: Doğu Afrika’da, Aksum İmparatorluğu gibi güçlü imparatorluklar hüküm sürmekteydi. Aksum, Yemen’den gelen etkilerle oluşan bir krallıktı ve kuzeydoğu Afrika’nın önemli bir gücüydü.
  3. Batı Afrika Krallıkları: Sahel bölgesinden başlayarak batıya doğru uzanan topraklarda, Ghana, Mali ve Songhay gibi güçlü krallıklar bulunmaktaydı. Bu krallıklar genellikle trans-Sahra ticaret yolları üzerinde konumlanmışlardı.

İnanç Biçimleri:

  1. Antik Afrika Dinleri: Afrika’nın farklı bölgelerinde antik dönemlerde pek çok yerel inanç sistemi mevcuttu. Örneğin, Nil Nehri çevresindeki antik Mısır’da, çeşitli tanrılar ve mitolojik inançlar hakimdi.
  2. İslam’ın Yayılması: İslam’ın doğuşuyla birlikte, kıtada İslam’ın yayılması hız kazandı. Özellikle kuzey ve doğu Afrika bölgelerinde Müslüman topluluklar oluştu. Ticaret yolları boyunca ve Sahel bölgesinde İslam’ın etkisi arttı.
  3. Geleneksel Afrika Dinleri: Batı ve Orta Afrika’da, yerel geleneksel inanç sistemleri güçlüydü. Bu inanç sistemleri genellikle doğa, atalar ve ruhlarla bağlantılıydı. Geleneksel Afrika dinleri, kabile yapılarına ve topluluk yaşamına önemli bir şekilde entegre olmuştu.

Afrika, İslam’ın doğuşu sırasında birçok farklı kültür ve inanç sistemine ev sahipliği yapmaktaydı. Bu çeşitlilik, kıtanın tarih boyunca karmaşık ve zengin bir sosyal yapısına katkıda bulunmuştur.


1 Yorum

Leave A Reply