İsmail Hakkı Baltacıoğlu Kimdir

0
Advertisement

İsmail Hakkı Baltacıoğlu kimdir? Türk eğitimci ve yazar olan İsmail Hakkı Baltacıoğlu çalışmaları ve hayatı ile ilgili bilgiler.

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Kimdir

İsmail Hakkı Baltacıoğlu

İsmail Hakkı Baltacıoğlu

İsmail (Ismayıl) Hakkı Baltacıoğlu (d. 1886, İstanbul – ö. 1 Nisan 1978, Ankara), Türk eğitim sisteminde yeni uygulamaları ile tanınan eğitimci ve yazar.

Ortaöğrenimini Vefa İdadisi’nde tamamladı (1903). Bir süre Divan-ı Hümayun kâtipliği yaptı. 1908’de Darülfünun Tabiiye Bö-lümü’nü bitirdi. Bir süre Darülmuallimin’de öğretmenlik ettikten sonra, pedagoji ve elişleri öğrenimini incelemek üzere Fransa’ ya gönderildi (1910). Türkiye’ye dönünce öğretmenliğini sürdürdü. Bir ara Şemsülme-kâtip İlkokulu’nu yönetti ve burada “açık-hava okulu”, “kendi kendine öğrenim” gibi yöntemleri Türkiye’de ilk kez uyguladı. Darülmuallimin’i Batı öğretim sistemine göre yeniden düzenlemekle görevlendirilenler arasında yer aldı.

1913’te Dürülfünun’da fenn-i terbiye (pedagoji) hocalığına getirildi. Ayrıca çeşitli okullarda ders vermeyi sürdürdü. Maarif Nezareti’nde de ek görevler alarak tedrisat-ı taliye (ortaöğretim) ve tedrisat-ı âliye (yükseköğretim) müdürlüklerinde bulundu, heyet-i teftişiye başkanlığı yaptı. 1917’de Edebiyat Fakültesi kâtib-i umumisi (dekan), 1923-25 arasında Darülfünun emini (rektör) oldu. 1933 Üniversite Reformu’nda kadro dışı bırakılınca, 1934-40 döneminin başlıca yayın organlarından biri olan Yeni Adam dergisini yayımladı. 1939’da Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’ne öğretim üyesi atandı. 1943’te Afyonkarahisar, 1946’da Kırşehir milletvekili seçildi; 1942-57 arasında Türk Dil Kurumu Terim Kolu başkanlığı yaptı.

Pedagoji, sosyoloji ve felsefe alanlarındaki çalışmalarının yanı sıra roman, öykü ve oyun da yazdı. “İş okulu” kavramına yakın bir anlayışla eğitimde “kişilik”, “çevre”, “çalışma”, “verim” ve “başlatma” olarak adlandırdığı beş ilkenin izlenmesi gerektiğini savundu ve bu ilkelerden oluşan eğitim sistemini üretime yönelik eğitim olarak niteledi. Kuramsal olmaktan çok, uygulamaya yönelik eğitim konusundaki görüşlerini İş Pedagojisi (1930), İçtimai Mektep (1932), Toplu Tedris (1938), Rüyamdaki Okullar (1944) gibi yapıtlarında topladı.

Sosyoloji alanında Durkheim ve Bergson’ un görüşlerinden bir bireşime ulaşmaya çalıştı; din, dil ve sanatı toplumun temel ve değişmeyen üç kurumu sayarak geleneklere bağlı bir Batılılaşmayı savundu. Edebiyat ürünleri sanat bakımından önemli olmamakla birlikte, karakterleri ve toplum sorunlarını işlemesi bakımından dikkat çekicidir.

Advertisement

Leave A Reply