İstanbul’un Tarihi, Kuruluşundan 1988’e Kadarki Sürede İstanbul’un Tarihi

0
Advertisement

Türkiye’nin değil Dünyanın en önemli ve değerli şehirlerinden İstanbul’un tarihi hakkında geniş bilgi. İstanbul’un 1988 yılına kadarki tarihi özeti.

eski istanbul

Kaynak: ttk.gov.tr

İstanbul’un Tarihi

Coğrafya konumunun çok elverişli olması bakımından İstanbul tarih öncesi çağlardan başlayarak yerleşime sahne olmuştur. Kadıköy Fikirtepe’ de yapılan kazılarda Geç Kalkolitik Çağ’a (İÖ. 4. bin yıl sonu-İÖ 3 bin yıl başı) ait iskeletler, çeşitli gereçler ve keramikler bulundu. Bunun yanı sıra Pendik ve Tuzla’da yapılan araştırmalarda da aynı dönemlere tarihlenen buluntular ele geçti. Bu buluntular, İstanbul ve çevresinin tarihöncesi dönemlerde yerleşime sahne olduğunun kanıtıdır. Tarihsel dönemlerde ise Byzantion admı taşıyan ilk yerleşmeyi İO 658-654 arasında Byzas adlı bir önderin yönetimindeki Kara Yunanistan’ından gelen Megaralı ve Argoslu koloniciler kurdular. Byzas, Haliç ile Saray burnu arasındaki alanda yeni kenti kurdurur. Halk kente, önderlerinin adına dayanarak Byzantion adını verdiler. Kentin İÖ 7. yüzyılın ortalarında kurulduğunu, arkeolojik buluntular da doğrular.

Byzantion, üç yandan denizlerle çevrili olması, doğal güzellikleri, coğrafya konumu gibi olanaklarla kısa sürede önem kazandı ve zenginleşti. Pers Savaşları sırasında bir ara Perslerin eline geçtiyse de, Plataiai zaferinden (İÖ 479) sonra Sparta Kralı Pausanias, kenti Pers boyunduruğundan kurtardı. Kimon ve Aristeides komutasındaki Atina Donanması Byzantion’u Pausanias’ın elinden aldı. İÖ 478/477’de kurulan Attika-Delos Deniz Birliği’ne vergi vererek girdi. İÖ 412’de Sparta ile birlik oldu.

Bunun üzerine Alkibiades komutasındaki Atina Ordusu kenti kuşattı ve ele geçirdi (İÖ 408).

Fakat bu işgal uzun sürmedi ve bu kez Spartalı Lyasndros, Atina’yı yenerek yeniden kenti Sparta’nın yanına aldı (İÖ 405). İÖ 390’a kadar süren Byzantion Sparta beraberliği, Atinalı komutan Trasybulos’un seferleriyle bozuldu. İÖ 363’e kadar Atina’da kalan kent, bu tarihte Thebai’nin eline geçti. İÖ 357’de Karya Satrabı Mausolos’un kurduğu birliğe girerek Atina’ya karşı düzenlenen sefere katıldıysa da bir sonuç alınamadı. 340’ta Makedonya Kralı II. Philippos tarafından kuşatıldıysa da ele geçirilmedi.

Büyük İskender’in Asya Seferi (İÖ 334) sırasında bağımsızlığını korudu. Büyük İskender’in ölümünden sonra Makedonya’yı elinde tutan komutanlarından Antigonos Monophtalmos’un yanında yer aldı. İÖ 279’da Galatlar kenti kuşattılarsa da ele geçiremediler. Roma döneminde bağımsız kent statüsünü koruyarak Roma’ya bağlandı. İS 73’te Roma İmparatoru Vespasianus bu statüyü bozdu ve kentin topraklan tümüyle Roma İmparatorluğu’na katıldı. İS 193/194’e kadar huzurlu bir dönem geçiren Byazntion, bu tarihte Septimius Severus ile Suriye Ordusu komutanı Percennius Niger arasında geçen mücadelede Niger’in yanında yer alınca, imparatorluğu ele geçiren Severus, oğlu Caracalla’nın isteği üzerine kentin surlarını batıya doğru genişleterek onarttı ve kenti büyüterek yeni yapılarla süsledi. Bu arada adını da Caracalla’nın adlarından biri olan Antonia ya da Antoninia olarak değiştirdi. Ancak bu ad uzun süre tutunamadı ve kent yine Byzantion olarak anıldı.

İkinci Roma

Roma İmparatoru Büyük Constantinus, İS 324’te büyüyen imparatorluk topraklarını daha iyi yönetebilmek için başkenti İstanbul’a taşımaya karar verdi. Bayındırlık etkinlikleri altı yıl sürdü. 11 Mayıs 330’da 40 gün sürecek şenliklerle “İkinci Roma” (Secunda Roma) adıyla Roma İmparatorluğu’ nun merkezi ilan edildi ve kente imparatorun adından dolayı Constantinopolis (Constantinus’un kenti) adı verildi.

Advertisement
Konstantinapolis

Konstantinapolis (Roma Dönemi)

Constantinus, Marmara kıyılarından başlayrp Haliç’e kadar uzanan güçlü bir surla kenti korumaya aldı. Constantinus’un İS 337’de ölümü üzerine tahta çıkan üç oğlu II. Constantinus, Constans ve Constantius ile yeğeni İulianus dönemlerinde de İstanbul önemini korudu ve gelişti.

Bu dönemlerde nüfusu 200 bin kişiyi aşıyordu. İmparator Valens, kentin su sorununu çözmek için kendi adım taşıyan günümüzdeki Bozdoğan Sukemeri’ni yaptrrdr. İmparator Büyük Theodosius kenti güzelleştirmek için Mısır’dan bugün Sultanahmet Meydanı’nda bulunan dikilitaşı getirtti. Büyük Theodosius’un ölümünden (İS 395) sonra Roma İmparatorluğu’nun (ya da Bizans İmparatorluğu) başkenti olarak kaldı, ikinci imparator II. Theodosios, Got ve Hun saldırılarından kenti korumak üzere, önemini yitiren Constantinus surlarını batıya doğru 1.300-1400 m kadar genişletti. I. İustinianos (Jüstinyen) döneminde 532’de Hippodrom’da Nika Ayaklanmasında 30 bin kişi öldürüldü. Ayaklanma sırasında ikinci Ayasofya yanrnca, İustinianos günümüzdeki Ayasofya’yı yaptırdı (532-537). 1453’te Osmanlılar tarafından fethine kadar (1204-1261 arasındaki Latin İmparatorluğu dışında) kent, birçok kez çeşitli uluslarca kuşatıldıysa da ele geçirilemedi.

İstanbul'un Fethi Harita

İstanbul’un Fethi Harita

İstanbul’un Fatih Sultan Mehmet Tarafından Fethi

1204’te Üçüncü Haçlı Ordusu İstanbul’u ele geçirdi. 1261’e kadar süren bir işgal döneminden sonra VIII. Mikael Palaiologos İstanbul’u kurtardı. 1359’da Osmanlı Ordusu ilk kez İstanbul surları önünde göründü. 1391’de Osmanlı Padişahı Yıldırım Bayezit istanbul’u abluka altına aldı. 1395’te de İstanbul’u kuşatmak amacıyla Anadolu Hisarı’nı yaptırdı. 1422’de II. Murat kenti kuşattıysa da Düzmece Mustafa olayı nedeniyle kuşatmayı kaldırmak zorunda kaldı. 1452’de İstanbul’u almaya karar veren Fatih Sultan Mehmet, Anadolu Hisarı’nın karşısına Rumeli Hisarı’nı yaptırdı. 6 Nisan 1543’te kuşatma başladı, 29 Mayıs 1453’te İstanbul fethedildi. Böylece bin yılı aşkın bir süre Bizans imparatorluğu’na başkentlik yapmış olan bu ünlü kent Türklerin eline geçmiş oldu.

Fetihten hemen sonra Fatih Sultan Mehmet, kuşatma sırasında yararlıkları görülenlere evler bağışladı. Böylece ilk Türk mahallelerinin oluşmasını sağladı. 1457’de kent bayındır bir duruma getirilince, Fatih Sultan Mehmet Osmanlı Devleti’nin başkentini Edirne’den buraya taşıdı. Fatih Camisi ile Selmaniye Medresesi’ni yaptırdı. Devlet ileri gelenleri de padişahın izleyerek birçok yerde cami, medrese, hamam, mescit, çeşme ve benzeri yapılar yaptırdılar. 1488’de kentte bir deprem oldu, birçok yapı yıkıldı.

eski istanbul

Kaynak: ttk.gov.tr

1501’de II. Bayezit kendi adını taşıyan caminin yapımını başlattı. 1509’da kıyameti suğra (küçük kıyamet) adı verilen büyük bir deprem oldu, 1.070 ev, 109 cami yıkıldı. Yavuz Sultan Selim Fatih döneminde Haliç’te yapılan tersaneyi Kâğıthane Deresi’ne kadar genişletti.

Kanuni Dönemi

İstanbul’da en yoğun bayındırlık etkinlikleri Kanuni Sultan Süleyman döneminde yapıldı. Kanuni’nin yaptırdığı ilk yapı babasının adını taşıyan Sultan Selim Camisi’dir. İkinci yapı ise, oğlu Mehmet’in anısına Mimar Sinan tarafından yapılan Şehzade Camisi’dir. Daha sonra kendi adma Mimar Sinan’a Süleymaniye Külliyesi’ni yaptırdı.

Advertisement

Bu arada Kanuni’nin 46 yıllık saltanatında birçok vezir ve devlet adamı da kendi adlarına çeşitli yapılar yaptırarak kenti güzelleştirdiler. II. Selim döneminde çökme tehlikesi içinde olan Ayasofya’yı Mimar Sinan desteklerle sağlama aldı ve onardı. 1590 sonlarına doğru İstanbul’da iki ay süren bir veba salgını baş gösterdi, binlerce insan öldü. 1591’de yeniçeriler iki kez ayaklandılar. 1598’de İÜ. Mehmet’in annesi Safiye Sultan’ın girişimiyle Eminönü’ndeki Yeni Cami’nin temeli atıldı.

1610′ da Sultanahmet Camisi’nin temeli atıldı, 1617’de yapımı tamamlandı. 1621′ de Haliç şiddetli kış nedeniyle dondu. Bir süre İstanbul ile Üsküdar arası da donduğu için kentte yiyecek kıtlığı ve pahalılık baş gösterdi. 1622’de yeniçeri ve sipahilerin ayaklanması sonunda II. Osman öldürüldü. 1625, 1628 ve 1632′ de sipahiler ayaklandılar. 1633’te çıkan bir yangın İstanbul’un 1/5’ini yok etti, yangına neden olduğu gerekçesiyle kahvehaneler kapatıldı, tütün içme yasağı kondu. IV. Murat koyduğu yasağı kılık değiştirerek kendisi denetledi, yasağa uymayanları anında öldürttü. 1637’de İstanbul’da büyük bir salgın hastalık baş gösterdi. 1640’ta Balat Kapısı dışındaki mumhaneler tutuşunca büyük bir yangın çıktı.

Yangınlar ve Depremler

1645’te darphane yöresinde çıkan yangın, birçok yapıyı yok etti. 1648’te Sultanahmet Vakası olarak tarihe geçen ayaklanma yaşandı. 1652′ de Esir Hanı’ndan çıkan yangın büyük boyutlu yıkımlar yaptı. 1656’da öldürülenlerin cesetleri Atmeydanı’nda bir ağaca asıldığı için tarihe “Çınar Vakası” ya da Vakai Vakvakiye” adı verilen ayaklanma patlak verdi. 1659’da İstanbul’da bir deprem oldu. 1660’ta da 80 binden fazla yapının yandığı bir yangın çıktı. 1661’de Topkapı Sarayı’nın Harem Dairesi’nde yangın çıktı ve birçok yapı yandı. Aynı yıl içinde yapımı tamamlanan Yeni Cami ibadete açıldı. 1680′ de İstanbul’da ilk recim cezası Sultanahmet Meydanı’nda uygulandı. 1687’de çıkan bir yangın büyük yıkım yaptı. Aynı yıl içinde Eski Saray hareminde çıkan bir yangında da sarayın çeşitli bölümleri yandı. 1688’de çıkan bir yangında 1.500 ev ile 5.000 dükkân yandı.

Aynı yıl içinde ilk tütün vergisi kondu. 1689’da İstanbul’da bir deprem oldu. 1690’da çıkan bir yangında Mısır Çarşısı tamamen yandı. 1693 ve 1695’te çıkan yangınlar İstanbul’a büyük zarar verdi. 1696’da yangınların verdiği zarar gözönüne alınarak, bundan sonra yapılacak yapıları kâgir değil de ahşap olması istendi. 1698’de şiddetli soğuklar nedeniyle Haliç dondu. 1715’te onarımı tamamlanan Galatasaray öğrenime açıldı. Aynı yıl içinde Beyazıt ve yöresiyle Topkapı Sarayı’nda yangın çıktı. 1718’de Topkapı Sarayı’nın içindeki IV. Ahmet Kitaplığı’nın yapımına başlandı. 1719’da da yapımı tamamlandı.

tarihi kiz kulesi

1721’de Kız Kulesi onarıldı. 1726’da ilk Türk matbaası İbrahim Müteferrika’nın çabalarıyla kurulmaya başlandı, 1727’de tamamlandı. 1729’da bu matbaa ilk kitabını bastı, 1730’da Patrona Halil Ayaklanması oldu. 1734′ te Üsküdar Toptaşı’nda subay yetiştirmek için Humbarahane ve Hendesehane adında iki okul açıldı. 1739’da Ayasofya içinde I. Mahmut’un adını taşıyan kitaplık hizmete açıldı. 1734’te Ayasofya’ya bir imaret eklendi. 1755′ te Nuruosmaniye Camisi ibadete açıldı. 1760’ta Laleli Camisi’nin temeli atıldı, 1764’te ibadete açıldı. 1792’de topçu ve istihkâm subayı yetiştirmek amacıyla Halıcıoğlu’nda bir humbarahane yaptırıldı. 1793’te Yeniçeri Ocağı yerine Nizam-ı Cedit adlı yeni bir ordu kurulmasına karar verildi. 1794’te Mühedishane-i Berri-i Hümayun adıyla bir Kara Mühendisliği Okulu açıldı.

19. Yüzyıl İstanbul

1805’te İstanbul şiddetli bir kış geçirdi. 1807’de Kabakçı Mustafa Ayaklanması patlak verdi. Yeniçeriler Topkapı Sarayı’na saldırdılar. Temmuz 1808’de Alemdar Mustafa Paşa, İstanbul’a girerek güvenliği sağladı, II. Mahmut’u tahta çıkardı. Aynı yıl içinde yeniçeriler Babıali’yi basarak Alemdar Mustafa Paşa’yı öldürdüler.

1810’da yanan Babıali’nin yerine yenisi yapılmaya başlandı. 1812’de İzmir’den gelen bir gemi, İstanbul’da vebanın yayılmasına neden oldu. Aynı yıl içinde Sadabad Sarayı’nın temeli atıldı ve 1814’te tamamlandı. 1817’de 1923’te Tophane’de çıkan bir yangın büyük zararlar verdi. 1826’da yapımı tamamlanan Tophane’ deki Nusretiye Camisi ibadete açıldı. Aynı yıl Yeniçeri Ocağı kaldırıldı, yerine Asakir-i Mansure-i Muhammediye adlı yeni bir ordu kuruldu. Aynı yıl içinde İstanbul’da ilk kez erkek nüfusunun sayımı yapıldı. Aynı yıl içinde Selimiye Kışlası’nın yapımımı tamamlanarak hizmete açıldı; kavuğun giyilmesi yasaklandı.

1831’de İstanbul’da Takvim-i Vekayi adlı ilk gazete yayımlandı.

1834’te ilk düzenli posta örgütü İstanbul-İzmit arasında hizmete açıldı. Aynı yıl içinde Harbiye Mektebi kuruldu. 1836’da ilk kez devlet dairelerine padişah resminin asılması buyuruldu. 1839’da Babıali tümüyle yandı. Hariciye Nazırı Mustafa Reşit Paşa bugünkü Gülhane Parkı’nda Tanzimat Fermanı’nı okudu. 1844’te yanan Babıali onarılarak yeniden hizmete açıldı. 1845’te Galata Köprüsü yaya ve araç trafiğine açıldı. 1846’da Esir Pazarı dağıtıldı; bir darülfünun (üniversite) yapımına başlandı. 1849’da onarılan Ayasofya büyük bir törenle ibadete açıldı.

Ayasofya

1851’de İstanbul’da, Ercümen-i Daniş açıldı. 1855’te İstanbul-Edirne-Varna arasında kurulan telgraf hattı işletmeye açıldı Bu Türkiye’de kurulan ilk telgraf hattıdır. 1863’te Edebiyat Fakültesi açıldı. İstanbullulardan askerlik yükümlülüğü kaldırıldı. 1864’te İstanbul Sanayi Mektebi, 1866’da da İstanbul Mülkiye Tıbbiyesi açıldı. 1868’de Şu-ra-yı Devlet ve Galatasaray Mekteb-i Sultanisi açıldı. 1869’da ilk kız Sanat Okulu, 1870’te de Darülmualimat (Kız Öğretmen Okulu) eğitime başladı. 1873’te Haydarpaşa-İzmit ile İstanbul-Edirne-Filibe Demiryolu hizmete açıldı. 1874’te İstanbul’da Darülfünun-ı Osmani yeniden öğrenime başladı. 1876’da Birinci Meşrutiyet ilan edildi. İlk Meclis-i Mebusan açıldı (19 Mart 1877), bir yıl sonra da kapatıldı (13 Şubat 1878). 1879’de Ayastefanos (Yeşilköy) Antlaşması imzalandı. Aynı yıl Çırağan Vakası adı verilen ayaklanma girişimi oldu.

Advertisement

1878’de Üsküdar’ da Kız Sanat, 1879’da Aksaray ve Cağaloğlu Kız Sanat okulları ile Eczacılık Mektebi, 1880’de de Hukuk Mektebi açıldı. 1881’de Yıldız Mahkemesi başladı. 1882’de Beyazıt’ta Umumi Kütüphane (Beyazıt Devlet Kütüphanesi), U83’de Sanayii Nefise Mektebi (Güzel Sanatlar Akademisi) ile Ticaret Mektebi açıldı. 1886’da Asar-i Atika Müzesi (İstanbul Arkeoloji Müzeleri) kuruldu. 1894’te şiddetli bir deprem oldu. 1895’te Haydarpaşa Tıbbiyesi hizmete açıldı.

20. Yüzyıl İstanbul

1908’de İkinci Meşrutiyet ilan edildi, Meclis-i Mebusan yeniden açıldı. Fen Fakültesi öğrenime başladı. 1909’da 31 Mart Vakası denilen gerici ayaklanması oldu.

Çırağan Sarayı

Çırağan Sarayı

1910’da Çırağan Sarayı yandı. 1912’de Meclis-i Mebusan kapatıldı. 1913’te tarihe “Babıali Baskını” olarak geçen olay yaşandı. 1913’te Sadrazam Mahmut Şevket Paşa Babıali’ye gelirken bir su-ikaste uğrayıp öldürüldü. 1941’te Osmanlı Devleti Birinci Dünya Savaşı’na girdi. 1915’te İnas Darülfününü açıldı. 1918′ de İstanbul’un 1/10’u yok eden Fatih Yangını adı verilen yangında 7.500 dolayında yapı yandı. Aynı yıl içinde düşman donanması İstanbul’a girdi ve kenti işgale başladı. Meclis-i Mebusan kapatıldı.

Milli Mücadele Dönemi

16 Mayıs 1919’da Mustafa Kemal Paşa Milli Mücadele’yi başlatmak üzere Bandırma vapuruyla İstanbul’dan Samsun’a hareket etti. 1922’de Türkiye Büyük Millet Meclisi saltanatm kaldırıldığını duyurunca, son Osmanlı Padişahı VI. Mehmet Vahidettin Malaya adlı İngiliz zırhlısına binerek İstanbul’dan kaçtı. 1923 başlarında işgal kuvvetlerine bağlı gemiler İstanbul’dan ayrıldılar, Türk Ordusu 6 Ekim’de İstanbul‘a girdi. 13 Ekim 1923’ te Ankara’nın başkent olmasıyla İstanbul’un başkent olma özelliği ortadan kalktı. 1 Temmuz 1927’de Atatürk, 8 yıldır uzak kaldığı İstanbul’a geldi. 9 Ağustos 1928’de Atatürk, İstanbul Sarayburnu’nda yeni Türk harflerini halka tanıttı. 1929’da İstanbul ile Ankara arasında ilk telefon görüşmesi yapıldı. 4 Eylül 1936’da Atatürk kendisini ziyarete gelen İngiltere Kralı VIII. Edward’ı İstanbul’da karşıladı. 27 Mayıs 1938’de Atatürk dinlenmek için İstanbul’a geldi, 10 Kasım 1938’de Dolmabahçe Sarayı’n da hayata gözlerini yumdu.

28 Şubat 1939’da İstanbul Tramvay Tünel İdaresi Fransızlardan satın alındı. 21 Eylül 1941’de Haliç Fener Yangını’nda 94 ev yandı. 28 Şubat 1942’de Edebiyat Fakültesi (Zeynep Hanım Konağı) yandı, 10 Eylül 1943’de Kapalıçarşı’da 202 dükkân yandı, 20 Kasım 1943’te Beşiktaş’ta Babaros Anıtı açıldı. 1 Nisan 1948’de Güzel Sanatlar Akademisi yandı. 9 Temmuz 1949’da Galata Rıhtımı’nda Çorum yolcu gemisi yandı 61 kişi öldü. 19 Kasım 1949’da İstanbul Radyosu açıldı. 1 Ağustos 1953’te Yeşilköy hava terminali hizmete açıldı. 6-7 Eylül 1955 olaylarında birçok bina yağmalandı, yıkıldı. 6 Ocak 1959′ da Tan matbaası havaya uçuruldu, 16 kişi öldü.

27 Mayıs 1966’da Küçükçekmece’de nükleer reaktör hizmete girdi.

17 Temmuz 1968’de ABD 6. Filosu’nun ziyaretinde kanlı çatışmalar oldu. 16 Haziran 1970’te İstanbul’da işçilerin Sendikalar Yasası ile ilgili yürüyüşünde 3 kişi öldü, bir ay süreyle sıkıyönetim ilan edildi. 27 Kasım 1970’te Kültür Sarayı yandı. 10 Eylül 1971’de Boğaziçi Üniversitesi açıldı. 3 Kasım 1971′ de Tepebaşı Tiyatrosu ikinci kez yandı. 30 Ocak 1972’de Aksaray Geçidi açıldı. 6 Mart 1972’de Marmara yolcu gemisi Haliç Tersanesi’nde yanarak battı. 28 Haziran 1972′ de Haliç Tersanesi’nde havuzda bulunan Eminönü araba vapuru battı.

15 Aralık 1972’de Defterdarlık yandı. 19 Haziran 1973’te İstanbul Festivali başladı. 30 Ekim 1973’te Boğaziçi Köprüsü; 10 Eylül 1974’te Haliç Köprüsü hizmete açıldı. 26 Aralık 1975’te Gürün ve Katırcıoğlu hanları yandı. 19 Eylül 1976’da İstanbul otomatik telefonla 5 ile bağlandı. 4 Mart 1977’de 5.5 şiddetinde deprem oldu. 1 Mayıs 1977’de DİSK’in düzenlediği gösteride 34 kişi öldü.

2 Eylül 1977’de 1 Mayıs Mahallesinde halk-polis çatıştı 5 kişi öldü.

19 Eylül 1977’de 10. Dünya Enerji Konferansı İstanbul’da toplandı. 13 Ekim 1977’de İstanbul’un iki yakasını birbirine bağlayan su borularının Boğaz altına döşenmesi tamamlandı. 16 Mart 1978’de İÜ Hukuk Fakültesi’nde 6 öğrenci öldürüldü. 10 Mayıs 1978’de Çiçek Pasajı çöktü. 6 Ekim 1978’de Atatürk Kültür Merkezi yeniden açıldı. Ocak 1979’da 42 soygun yapıldı. 13 Ağustos 1979’da Büyükada’daki Anadolu Kulübü yandı.

4 Ekim 1979’da Savarona gemisi yandı, 26 Mart 1981’de Kapalıçarşı’nın aslına uygun biçimde onarımına başlandı. 1 Temmuz 1982’de Pendik Tersanesi açıldı. 22 Mayıs 1983’te Anadolu Medeniyetleri Sergisi açıldı. 29 Mayıs 1986’da İkinci Boğaz Köprüsü’nün (Fatih Sultan Mehmet) temeli atıldı. Temmuz 1986’da Galata Köprüsü yerine yeni köprünün yapımına başlandı. Hafif Metro’nun temeli atıldı. Eylül 1986’da Neve Şalom Sinagogu’na yapılan baskında 25 kişi öldü. 3 Temmuz 1988’de Fatih Sultan Mehmet Köprüsü hizmete girdi.


Leave A Reply