İstiklal Marşının Adım Adım Kıta Kıta Açıklaması, İstiklal Marşının Anlamı

1
Advertisement

Ülkemizin, ulusumuzun ulusal marşı olan İstiklal Marşının adım adım kıta kıta açıklaması. İstiklal Marşı ne anlama geliyor Mehmet Akif Ersoy hangi duyguları İstiklal Marşımıza yansıtmıştır.

Türk Bayrağı

İstiklal Marşı’nın Bilinmeyen Kelimeleri ve Anlamları Açıklamaları

Kıta Kıta İstiklal Marşı’nın Açıklaması

Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim, milletimindir ancak.

İstiklal marşının bu ilk kıtasında şair yüce Türk ulusuna seslenmektedir. Bu kıta ile şair Ey memlekt insanı yurdumuzun işgal altında olmasına bakıp da korkmayın diyor. Bu vatan toprağı üzerinde en son ocak da sönmkeden ve hayatta kalan son Türk yok olmadan, canını bu vatan, bu bayrak için vermeden hiç kimsenin bayrağımıza el uzatamayacağını anlatıyor. Bu bayrak Türk milletine aittir ve bizi tamamen yok edemeden de ele geçiremeyecektir.

Çatma, kurban olayım çehreni ey nazlı hilal!
Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu şiddet, bu celal?
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal…
Hakkıdır, Hak’a tapan milletimin istiklal!

Advertisement

Bu dörtlükler aracılığı ile Mehmet Akif Ersoy bayrağımıza seslenmektedir. Kaşlarını çatma uğruna canımı vereceğim bayrağım. Bize dargın olma. Seni o dalgalandığın göklerden indirmelerine izin mi vereceğimi zanmnetin! Kahraman Türk milleti senin için çok kanlar döktü ve dökmeye de devam edecektir. Sen bize kaşlarını çatar dargın olursan senin için dökülen kanlarımız sonra sana helal olur mu? Bağımsızlığı için mücadele eden, şehit vren milletimin hakkı bağımsızlıktır, hür yaşamaktır.

Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaştım!
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarim.
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.

Vatan şairimizi Mehmet Akif Ersoy bu dörtlükte hürriyet kavramına değiniyor ve bu kıtanın başında yer alan “Ben” kelimesi ile aslında kendisini değil yüce Türk Milletini kastetmektedir.

Yaratıldığından beri hür yaşayan Türk milleti bundan sonraki dönemlerde de hür bir biçimde yaşayacaktır. Türk Milletini esir edeceğini zannedenler için aklını kaçırmış çılgın diye bahsetmektedir. Bunun nedeni olarak da özgürlüğü için yaşayan bu milletin şu ana kadar hiç esir oılmadığından ve özgürlüğü işçin de her türlü engeli aşacağından bahseder. Bu uğurda Türk Milletinin yapabileceklerinin herhangi bir sınırının olmadığını dizleri ile anlatmaktadır.

Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar,
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,
“Medeniyet!” dediğin tek dişi kalmış canavar?

Bu dizelerle Mehmet Akif Ersoy’un vatanı işgal etmeye çalışan Batılılara meydan okuması ile geçmektedir. Batı toplumlarının tenak ile tüfek ile bizleri yok edecek güce inandıklarını ancak biz Türk Milletinin ise bu konuda inancının olduğunu ve bizim inancımızın onların tüm teknik imkanlaarını alt edeceğini mağlubiyete uğratacağını anlatır. Bu sebeple medeniyeti “Tek dişi kalmış canavar” olarak betimlemektedir.

Advertisement

Arkadaş! Yurdumu alçakları uğratma, sakin.
Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın.
Doğacaktır sana va’dettiği günler Hakk’ın…
Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.

Bu dizler ile de Mehmet Akif Ersoy kahraman yiğit Türk askerine seslenmektedir. Türklerin yurdunun işgal edilmesine göz yummaktansa kahraman askerlerimizin canlarını vereceklerinden bahsetmektedir. Şehitlerden oluşan siperlerinde düşmanı mutlak suret ile durduracağından behsetmektedir. Yüce Yaradan’ın vaat ettiği büyük zafer gününün bu akınlara, bu saldırılara rağmen çok yakın olduğundan bahsetmektedir.

Bastığın yerleri “toprak!” diyerek geçme, tanı:
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı:
Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.

Mehmet Akif Ersoy bu kıtada vatanın kutsallığından bahsetmektedir. Toprağın topraklıktan çıkıp vatan olması için bu topraklar için gerekirse canını feda edecek fertlere sahip olması gerektiğinden bahseder. Bu topraklarda atalarımızın kanlarının olduğunu ve ne vaat ederklerse etsinler ne yaparlarsa yapsınlar bu toprakların sonuna kadar müdafa edilmesi gerektiğini anlatmaktadır.

Kim bu cennet vatanının uğruna olmaz ki feda?
Şüheda fışkıracak toprağı sıksan, şüheda!
Canı, cananı, bütün varımı alsında Huda,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.

Bu kıta da vatanın cennet kadar güzel olduğundan bu cennet vatan için herkesin şehit olmaya hazır olduğundan bahseder. Bu toprakları alıp sıksak şehitlerin fırlayacağından bu topraklar için ne kadar çok şehit verildiğinden bahseder. Allah’tan canımızı, sevdiklerimizin canını almasını ama bu vatan topraklarını elimizden almamasını diler.

Ruhumun senden, ilahi, şudur ancak emeli:
Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli.
Bu ezanlar-ki şahadetleri dinin temeli
Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli.

Vatan şairimiz bu kıtada yine Yaradan’a seslenerek en büyük ve tek dileğinin bu vatan toprakları üzerinde bulunan ibadet yerlerime düşman elinin değmemesi ve ezan seslerinin sonsuza kadar bu vatan toprağı üzerinde sürekli olarak duyulmasıdır.

O zaman vecd ile bin secde eder-varsa-taşim,
Her cerihamdan, ilahi, boşanıp kanlı yaşım,
Fışkırır ruh-ı mücerred gibi yerden na’şım;
O zaman yükselerek arşa değer belki başım.

Vatan toprakları üzerinde ezan sesleri inledikçe cennetlik şehitlerimizin de ruhlarının bundan hoşnut kalacağı anlatılmaktadır. Ezan sesinin hem yaşayan hem de şu anda yaşamayanlar için ne kadar önemli olduğundan bahseder.

Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal!
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal.
Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal:
Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır, Hakk’a tapan, milletimin istiklal!

Advertisement

İstiklal marşımızın bu son kıtasında Türk Milletinin yeniden yakalamış olduğu büyük zaferin heyecanı ile bayraktan şafaklarda gökyüzünün kırmızıya boyandığı gibi gökyüzünü de kırmızıya boyamasını istemektedir. Bayrak için dökülen kanların bu sayede helal olacağını ve bu milletin her zaman sonsuza kadar hür yaşamayı hak ettiğini destansı bir dil ve insanı heyecanlandıran kelimeler ile anlatmaktadır.

Mehmet Akif ERSOY


1 Yorum

Reply To Aslı Cancel Reply