İstiklal Marşı’nın İlk 2 Kıtasının Açıklaması, İstiklal Marşı’nın Anlam ve Önemi

0
Advertisement

İstiklal Marşı’mızın törenlerde söylediğimiz ilk 2 kıtasının anlamı, açıklaması. İstiklal Marşı’nın Anlam ve Önemi.

İstiklal Marşı Açıklaması

İstiklal Marşı’nın İlk 2 Kıtasının Açıklaması

Okullarımızın açılışında, kapanışında, törenlere başlarken, uluslararası toplantılarda, spordaki başarılarımızda çaldığımız, coşku ile gururla söylediğimiz İstiklâl Marşı’mızın iki dörtlüğü şöyle açıklanabilir:

Birinci Kıtanın Açıklaması:

Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim milletimindir ancak!

Şair Türk ulusuna ve onun ayrılmaz bir parçası olan kahraman Türk ordusuna sesleniyor.

Korkma! Akşam ufuklarının al rengi silinebilir, ama Türk bayrağının al rengi hiç bir zaman sönmez. Bu bayrak yurdumda son aile ocağı, son kişi kalıncaya dek dalgalanacaktır. Bayrak, Türk ulusunun yıldızı, açık talihi gibi hep göklerde parlayacaktır. O, yalnızca Türk ulusunun sembolüdür, dünya durdukça da öyle kalacaktır.

Advertisement

Mehmet Akif birinci dörtlükte bir halk inanışına değinmektedir. Yaşayan ber insanın gökte bir yıldızı vardır. Türk ulusunun yıldızı olarak bayrağımızı görmektedir. Türk ulusu yok edilemeyeceği için bayrağımızda sonsuza dek göklerde parlayacaktır.

İstiklal Marşı

İkinci Kıtanın Açıklaması

Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilâl!
Kahraman ırkıma bir gül, ne bu şiddet, bu celâl?
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helâl,
Hakkıdır hakka tapan milletimin istiklâl…

Şair burada Türk bayrağına sesleniyor.

Ey yeni doğmuş ay ile bezenmiş, gönlü yüce, gururlu bayrağım! Uğruna canımı vereyim. Ne olur, kaşlarını çatma, yüzünü asma. Bana, Türk ulusuna gücenme. Kahraman Türk ulusuna bir kerecik gül. Tarih boyunca seni şanla, şerefle dalgalandırabilmek için kanımızı akıttık, sayısız şehit verdik. Bu öfke, dargınlık, şiddet ve durgunluğun sebebi nedir? Böyle durgun, dargın, küskün durursan sonra tarih boyunca atalarımızın senin uğruna akıttıkları kanlar sana helâl olmaz. Doğruluktan, Tanrı’nın buyruğundan ayrılmayan Türk ulusunun özgür ve bağımsız yaşamak vazgeçilmez hakkıdır

Şair bu dörtlükte ülkemizin içinde bulunduğu duruma karşı kırgınlığını belirtmek için bayrağımızı kişileştirerek belirtmeye çalışıyor.

Advertisement

İstiklal Marşında Şair:

  • A. Kahraman ordumuza,
  • B. Türk ulusuna,
  • C. Türk gençliğine,
  • D. Şehitlerimizin Tanrı’dan isteklerine,
  • E. Vatan sevgisine yer vermektedir.

İstiklal Marşı’nın Anlam ve Önemi

Mehmet Akif Ersoy, İstiklal Marşı’mızda, milletimize sesleniyor, tarih boyunca özgür ve bağımsız yaşadığınızı; bayrağımıza, yurdumuza, kültürümüze, tarih mirasımıza saldıran sömürgenlere karşı direnişimizi ve savaşımızı gür bir sesle haykırıyor:

Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen alsancak.
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır parlayacak,
O benimdir, o benim milletimindir ancak.

Şair, şiirine “Korkma!” diye başlıyor. Çünkü bizi yıkacak, birbirimize düşürecek, parçalayacak en büyük tehlike ümitsizliktir. Tehlike ne kadar büyük olursa olsun, ümitsizliğe düşmemek gerekir. Mehmet Akif Ersoy, Türk milletinin ümidini güçlendirmek ister. Bu ümittir ki Türk’ü zafere götürmüştür.

Ziya Gökalp diyor ki:

Ziya Gökalp diyor ki: “Yeis ruhlar, tahrip eden en tehlikeli düşmandır, gelecek büyük bir tehlike içinde kalır. Ferdin ümitsizliği korkunçtur. Fakat toplumun ümitsizliği belki ondan yüz kere daha korkunçtur. Mesela İstiklâl Savaşı’nda düşmanlarımız Anadolu’yu baştan başa yıktılarsa da Türklerin ruhundaki ümide dokunamadılar. Bundan dolayıdır ki Anadolu bugün yaşıyor ve gelecekte de daima yaşayacaktır. Çünkü Türk milleti, bağımsız yaşamaya alışıktır, vatanını çok sever, onun için canın verir. Son kişi, son ocak kalsa da bağımsızlığı için savaşır, hiçbir zaman ümidini yitirmez, bayrağının rengini asla soldurmaz. Nasıl ki yaşadığı sürece ocağı tütecek, ocağındaki alev parlayacaksa, ateşin kırmızılığı da, rengini kanından aldığı bayrağının rengini soldurmayacaktır.

Bu topraklar üzerinde Türk insanı var oldukça, al bayrağındaki yıldız da parıldayacak, ona kimse dokunamayacaktır. Böylece Türk milleti sonsuza kadar yaşayacak, var olacaktır.

“Çatma, kurban olayını çehreni ey nazlı hilâl.
Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu şiddet, bu celâl?
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helâl…
Hakkıdır, Hakk’a tapan milletimin istiklâl!”

Dizelerinde ise bayrağa seslenir. Bayrağımızdaki hilâl (yeni ay), uğruna ölünen, candan çok sevilen bir sevgilidir. Bu sevgili kaşlarını çatmakladır. Neden?… Ülke tehlikeye düşmüş millet perişan kalmıştır. Fakat bunlar geçicidir. Bunun için üzülmemek gerekir. Çünkü Türk milleti, Tanrı’ya adalete, hakikate inanmakta, vatanını çok sevmektedir. Bundan dolayı Türklerin bağımsız ve özgür yaşamak doğal hakkıdır. Türk Milleti şimdiye kadar köle olmamıştır. Bundan sonra da asla köle olmaz.

İstiklal Marşı’mızın diğer kıtalarında

İstiklal Marşı’mızın diğer kıtalarında, Türklerin geçmişte olduğu gibi, gelecekte de özgür ve bağımsız olarak, birlik ve bütünlük içinde yaşayacağı, bunun için bütün engellerin aşılacağı vurgulanmaktadır. Ayrıca uygarlığın bilim ve tekniğin insanlığı yıkmasına, özgürlüğü ve bağımsızlığı kaldıracak silahlar yapmasına karşı çıkılıyor. Türk yurdunun sıradan bir toprak parçası olmadığı, atalarının kanıyla yoğrulduğu, her karış toprağın altında binlerce şehit yattığı belirtiliyor. Bu düşünceyi bir başka şairimiz şöyle dile getirmektedir.

Bu ıssız, gölgesiz yolun sonunda,
Gördüğün bu tümsek, Anadolu’nda,
İstiklâl uğrunda, namus yolunda;
Can veren Mehmet’in yattığı yerdir.
Necmettin Halil Onan

Bizim vatanımız, özgürlüğü, bağımsızlığı, namusu, inancı, Allah’ı için can verenlerin, kan akıtanların yeridir. Bu topraklar üzerinde birliğimizin, bütünlüğümüzün bozulmadan sürdürülmesi, devletimizin yaşatılması düşüncesi şiirde ortaya konmaktadır.

Sonuç olarak, Türkler özgür ve bağımsız yaşarlar; tutsak olmazlar. Türk bayrağı sonsuza kadar dalgalanacaktır. Atatürk’ün de belirttiği gibi Türk bağımsızlığı, Türk Cumhuriyeti sonsuza kadar korunacak ve savunulacaktır. Bu bizim ilk ödevimizdir.

Advertisement

İstiklâl Marşımız, özgürlüğümüzün, bağımsızlığımızın nasıl kazanıldığını dile getirir; vatan sevgisinin yüceliğini, her karış toprağın kanla, canla yoğrulduğunu vurgular. İstiklâl Marşımız söylenirken hep birlikte, gür ve coşkuyla katılalım, içten gelen saygı ve sevgiyle dinleyelim. Onu saygıyla dinlemek, kendimize, atalarımıza saygı duymaktır, istiklal Marşımızı coşkuyla söylemek ise kendimize güvenmektir.


Leave A Reply