İtalyan Müziği Hakkında Bilgi, Tarihçesi Gelişimi Eserleri Besteciler

2
Advertisement

Dünya müziğine büyük etkisi bulunan İtalyan müziğinin tarihsel gelişimi ve büyük İtalyan müzik sanatçıları, eserleri ve bestecileri.

İtalyan Müziği Hakkında Bilgi

İtalyan Müziği Hakkında Bilgi

İtalya Batı Müziği’nin gelişmesine büyük ölçüde katkıda bulunmuştur. Roma Katolik Kilisesi dinsel müziği örgütlemesinin ve ölçütlemesinin yanı sıra madrigal ve opera gibi dindışı sözlü müziğin gelişmesini dürtüledi. Oda müziği, konçerto ve senfoninin tohumlarını attı.

14-16. Yüzyıllar Arası:

Müzik, yavaş yavaş dinin ve felsefenin hizmetinden çıkarak toplumsal bir nitelik kazandı. İşlev ve müzik türü ortaya çıktı bunlardan madrigalde kır yaşamı, sevgi işlendi, caccia’da av şarkıları kanon biçiminde iki sesle, ballata ise iki ya da üç sesle okundu. Francesco Landini iki ve üç ses için 150 kadar ballata yazdı. İtalyan besteciler giderek Landini ile başlayan özgünlüklerini yitirdiler, Fransız üslubuna yaklaştılar, yapay ve üslupçu (manyerist) bir müzik oluştu. 15. yüzyılda Burgondiya, Hollanda ve Flemenk bestecilerin geliştirdikleri yeni ve yalın üslup Fransız ve İtalyan bestecilerini de etkiledi. Özellikle Felemenk bestecisi Josquin Despres’in ortaya attığı bu yeni müzik insancılık (hümanizm) akımının ilk ürünlerindendir. Johannes Okeghem, Jacop Oblrecht ve Josquin Despres gibi Flemenk sanatçılarının üsluplarını büyük ölçüde uygulandığı bir merkez oldu. Josquin, önce Milano Sarayı’nda, sonra Roma’da Papalık Sarayı’nda çalıştı.

16.Yüzyıl:

Roma önde gelen bir müzik merkeziydi. İtalyan Rönesansının önde gelen adlarından Giovanni Palestrine hem kilise müziği yöneticisi hem de besteci olarak çalıştı. Giovanni Nanini, Tomas Luis de Victoria ve Felice Anerio Roma’da çalışan öteki bestecilerdir. 16. yüzyılda, İtalya’nın ikinci müzik merkezi San Mareo Bazilikasında doğan Venedik okuludur. Roma okulunun tersine Venedik okulu lavta, klavsen ve org gibi çalgılar kullandı. Bu okulun kurucusu Flemenk-Hollanda kökenli Adrian Willaert insan seslerinden oluşan iki koro ve iki org için karşıt sesli besteler yaptı. Öğrencisi Andrea Gabrieli hem dinsel hem de dindışı besteleriyle tanındı. Andrea Gabrieli’nin yeğeni ve öğrencisi Giovanni-Gabrieli üflemeli ve yaylı çalgılar için bestelerinin yanı sıra insan sesi için şarkılar da besteledi. 15. yüzyıl sonunda sarayda çalgı eşliğinde şiir okunması geleneğinden kaynaklanan frottola ortaya çıktı.

16. yüzyıl madrigalinin 14. yüzyıl halk madrigaliyle adı dışında hiçbir benzerliği yoktu. Çoğunlukla Petrarca’nın (1304-1374) sevgi konusunu işleyen şiirlerinin bestelendiği bu madrigaller dört ya da altı ses içindi. İlk besteciler Contanzo Festa, Willaert, Andrea Gabrieli, Ciprano de Rore’dir. 16. yüzyıl ikinci yarısında madrigaller armoni bakımından zenginleşti. Claudio Monteverdi 16. yüzyılda ayrıca, çalgılar için bestelenen canzone da sonar doğdu. Fransız chanson’larından gelişen canzone, oda müziğinin çekirdeğini oluşturdu. Giovanni Gabrieli, Marc’Antonio Cavazzoni gibi bestecilerin çok tuttukları canzone özellikle klavyeli çalgılar için yazıldı.

Advertisement

17-18. Yüzyıllar Arası:

Barok müzik döneminin özelliği, telli çalgılar eşliğinde benzer seslerden oluşan bir melodinin doğaçlama çalınmasıdır. 15 ve 16. yüzyıllarda trajedide gülünç tiyatroda perde araları müzikliydi. 16. yüzyıl sonunda ise müzikli tiyatro, recitar cantando (şarkıyla anlatmak) adı verilen yeni bir dram biçimini aldı. Floransa’da toplana şairlerden, soylulardan ve müzikçilerden oluşan Camerata grubundan Jacopo Peri, Ottovio Rinuncini’nin librettosuyla ilk opera örneği sayılan Dafne’yi besteledi. Bunu gene iki bestecinin ortak eserleri Eurydice izledi (1600). 17. yüzyıldan başlayarak İtalyan bestecilerinin başlıca çalışmaları opera yazmak oldu. Dönemin başlıca okulları Roma, Venedik ve Napoli’de idi. Roma’da gülünçlü operanın kurucusu Virgilio Mazzocchi ile Monteverdi bu dönemde ünlendiler. Opera sevgisi geliştikçe İtalyan üslubu uluslararası nitelik kazandı. 17. yüzyıl sonuna doğru özellikle yüz kadar opera besteleyen Alessandro Scarlatti gibi sanatçıların varlığıyla Napoli okulu opera üreten bir merkez oldu. Operaya koşut olarak 1600’lerde Roma’da oratoryo ortaya çıktı. Carissimi ünlü oratoryo bestecilerinden biri oldu.

17.yüzyıl boyunca sonata terimi canzone da sonar yerine kullanılmaya başlandı. Dans tonlarından oluşan sonata da camera (oda sonatı) ile eski canzonellerden gelişen sonata da chiesa (kilise sonatı) türünde beste yapan sanatçıların en ünlüsü Arcangelo Corelli oldu. Bologna’da konçerto ortaya çıktı. Tek kişinin uyguladığı konçertoya solo konçerto, üç ya da daha çok kişinin uyguladığına konçerto grosso ve iki grupça çalınan orkestra konçertosu adı verildi. Özellikle Antonio Vivaldi’nin elinde solo konçerto, egemen orestrasyon biçimi oldu. 1720-1760 arasında daha hafif ve eğlendirici bir müzik üslubu yeğlendi. 1700 dolayında Scarlatti bestelediği operalarında yeni bir üvertür denedi. 1740 dolayında napoliten uvertürler, artık operalarda değil, tek başlarına çalınır oldu bu da Alman ve Avusturyalı bestecilerin geliştirdikleri senfoniyi ortaya çıkardı.

18. yüzyılda sözle müzik arasında uyum sağlandı, sahnelemeye önem verildi. Bel canto sanatı doğarak gelişti. Zengin, renkli ve coşkulu bu tür operanın önde gelen bestecilerinden biri Noccolo Jomelli oldu. 18. yüzyıl ikinci yarısında gelişen opera bufa’nın (gülünçlü opera) başlıca bestecileri Niccola Picinni, Giocanni Paissiello ve Dominico Cimarosa idi. Padualı B. Cristofore’nin piyano forteyi bulması piyano sanatına yenilik getirdi.

19-20. Yüzyıllar:

19. yüzyıl başında gülünçlü operanın önemli bestecilerinden biri Giocchino Rossini idi. Sevil Berberi (1816) gibi operalarında çarpıcı melodileri yeğledi. Gaetano Donizetti (1797-1848) Aşk İksiri (1832) ve Don Pasquale (1843) operalarını yazdı. Ayrıca ciddi operalar da besteledi. Vincenzo Bellini Norma (1831) başta olmak üzere 11 opera yazdı. Çağdaş İtalyan operası Giuseppe Verdi ile doruğuna ulaştı. 26 opera yazdı. Rigoletto (1851), il Travatore (1853), La Traviata (1853), Aida (1871), Otello (1887) ve Falstaff (1893) en ünlü operalarıdır. Verdi’nin son yıllarında İtalyan operasına yeni bir gerçekçilik öğesi (verismo) girdi. Bu türde bestelenen eserlerin başlıcaları Pietro Mascagni’nin Cavalleria Rusticana (1890) ile Ruggiero Leoncavallo’nun Palyaço’sudur (1892).

19. yüzyılın ikinci büyük bestecisi Gicomo Puccini’dir. Marion Lescaut (1893), La Boheme (1896), Tosça (1900) ve Madame Butterfly (1904) gibi bütün operaları romantik, melodik ve oldukça duyguludur. 19. yüzyıl sonunda izlenimci müzik ortaya çıktı. Bu akımın İtalya’da önde gelen temsilcisi Fontane di Roma (1917) ve Pini di Roma (1924) adlı senfonik şiirleriyle Ottorina Respighi oldu. 20. yüzyıl ikinci yansında İtalyan besteciler çağdaş müziğin çeşitli üsluplarını ve tekniklerini denediler. 12 ton (nota) yöntemi İtalyan besteci Luigi Dallapiccola Canti di Prigionia (1938-1941) gibi eserlerinde geniş ölçüde kullandı. Bruna Maderna, Luigi Nono ve Luciano Beri o elektronik teknikleri klasik çalgılarla birleştirmelerinin sesle birlikte multivizyona başvurmalannnı yanı sıra 12 ton yöntemini de kullandılar.

Advertisement


2 yorum

Leave A Reply