Jackson Pollock Kimdir? Akıtma Resim Tekniği İle Ünlü Amerikalı Ressam

0
Advertisement

Jackson Pollock kimdir? Amerikalı bir ressam olan Jackson Pollock hayatı ve akıtma resim tekniğini geliştirmesi hakkında bilgiler.

Jackson Pollock

Jackson Pollock

(Paul) Jackson Pollock, (d. 28 Ocak 1912, Cody, Wyoming – ö. 11 Ağustos 1956, East Hampton. New York, ABD), soyut dışavurumculuğun ve bu akımdan doğan hareketli soyutun en önemli temsilcilerinden biri sayılan ABD’li ressam. Çeşitli üslup ve teknik denemelerden sonra 1947’de “akıtma resim” tekniğini geliştirmiştir.

Çocukluğu California ve Arizona’da geçti. 1920’lerin sonlarına doğru Los Angeles’ta, Teosofi Derneği üyelerinden ressam ve ilüstratör Frederick John de St. Vrain Schwankovsky’nin öğrencisi oldu. Aynı dönemde gerçeküstücülerin bilinçaltı imgelerinden etkilendi.

1930 sonlarında New York kentine giden Pollock, Sanat Öğrencileri Birliği’ne girdi ve “bölgeselci” okuldan Thomas Hart Benton’ın öğrencisi oldu. 1935’te Federal Sanat Projesi’ne (FAP) katıldı. 1937’de alkolizm nedeniyle tedavi görmeye başladı. 1943’te FAP sona erince Peggy Guggenheim’ın Bu Yüzyılın Sanatı adlı galerisi ile bir sözleşme imzaladı, aynı yıl ilk kişisel sergisini açtı. 1945’te ressam Lee Krasner ile evlendi ve East Hampton’a taşındı. Bir araba kazasında yaşamını yitirmesine değin bu kentte yaşadı.

Jackson Pollock

Pollock, Benton’ın öğrencisi olduğu yıllarda, onun anlayışı doğrultusunda manzara ve figür resimleri yaptı. 1938-43 arasında duvar ressamı J.C. Örozco ile Picasso ve Mirö’nun etkilerini yansıtan yarı-soyut resimler gerçekleştirdi. “Kuş” (y. 1941, Lee Krasner Pollock Koleksiyonu, New York) ve “Kadın ve Erkek” (1942, Bayan H. Gates Lloyd Koleksiyonu, Haverford) gibi resimlerinde, gördüğü psikiyatrik tedavinin de etkisiyle, Jung‘un simgeselliğinden ve gerçeküstücü kuramlardan yararlandı.

Advertisement
Kendine Özgü Üslubu Ortaya Çıkıyor!

1943’ün sonu ile 1944’ün başında “Duvar Resmi” (Iowa Üniversitesi Sanat Müzesi, Iowa kenti) adlı ilk büyük boyutlu tuvalini yaptı. Benton’ın kompozisyon anlayışı ile gerçeküstücülerin serbest çağrışımlar yoluyla elde ettikleri bilinçaltı imgeleri birleştirdiği bu yapıt, Pollock’un özgün üslubunun ilk örneğiydi. 1940’lar boyunca tüm kişiliğini yansıtabileceği bir üslup arayışını sürdürdü ve en sonunda akıtma resim tekniğini geliştirdi. Pollock bu yöntemde tuvali genellikle yere serip boyayı çeşitli aşamalarda tuvale akıtıyordu. Bir resmin tamamlanması bazen haftalar sürüyordu. Pollock elde ettiği karmaşık çizgisel imgelerle çok çeşitli etkiler ve anlatımlar yaratıyordu.

“Yaz” (1948), American Broadcasting Company Koleksiyonu, New York), “On Numara 1949” (Alfonso A. Ossorio Koleksiyonu, East Hampton), “Bir” (1950, Modern Sanat Müzesi, New York) ve “Sonbahar Ritmi” (1950, Metropolitan Sanat Müzesi, New York) gibi resimler bu döneminin en önemli ürünleriydi. Pollock 1951-52 yıllarında neredeyse yalnızca siyah-beyaz çalıştı. 1952’de yeniden renk kullanmaya başladı ve “Mavi Kutuplar” (1953, Ben Heller Koleksiyonu, New York) gibi çok büyük boyutlu tuvaller gerçekleştirdi. 1953’te “Portre ve Düş” (Dallas Güzel Sanatlar Müzesi), “Okyanus Griliği” (Guggenheim Müzesi, New York) ve “Derinlik” (Lee Krasner Pollock Koleksiyonu, New York) gibi en önemli yapıtlarını üretti. Bu tarihten sonra sağlığı hızla kötüleşmeye başladı.

Jackson Pollock uçlarda yaşayan bir insandı. Yumuşak ve bilge bir kişiliği olmasına karşın, alkolün etkisiyle saldırganlaşıyor, ancak resim yaptığı zaman bu iki karşıt ucu dengeleyebiliyordu. Sanata olan derin bağlılığı ile anılan ve saygı duyulan Jackson Pollock çağdaşı sanatçıları derinden etkilemişti. Hayattayken son derece düşük fiyatlara satılan yapıtları sonradan büyük değer kazandı, Jackson Pollock da 20. yüzyılın en önemli modern ressamlarından sayılan ilk Amerikalı sanatçılardan biri oldu.


Leave A Reply