Jimnastik Sporu Nasıl Doğmuştur? Jimnastiğin Tarihçesi ve Gelişimi Hakkında Bilgiler

0
Advertisement

Jimnastik sporu nasıl doğmuştur? Eski çağlardan günümüze jimnastik sporu, dünyadaki gelişimi, tarihçesi, önemli jimnastikçiler hakkında bilgi.

jimnastik

DÜNYADA JİMNASTİK

Jimnastik, Eski Yunan, Mısır ve İndus uygarlıklarına dek uzanan köklü bir geçmişe sahip bir spor dalıdır, insanlar, yeryüzünde topluluk olarak yaşamaya başladıkları ilk çağlardan beri tanrıları ile iyi geçinmek için törenler yapar, adaklar sunarlardı. Jimnastiğin ilk örnekleri bu dini törenlerde görülmüştür, ilkel jimnastik hareketleri birçok uygarlıkta dini danslardan kaynaklanmıştır; alışkanlıkları ve inançları gereği tüm kabile üyeleri bu danslara katılır, kıvrak el, omuz ve bel hareketleri ile oyunlarını müzik eşliğinde yaparak dans ederlerdi.

Jimnastiğin ilk örneklerini gördüğümüz ilkel toplum kabilelerinin dansları yalnız dinsel törenler için değil, aynı zamanda avların başlangıç ve bitimlerinde de yapılırdı. Bugün Güney Amerika, Avustralya ve Afrika’da bulunan kabilelerde bunun örnekleri görülmektedir. Modern anlamdaki jimnastiğin oluşması için ise yüzyılların geçmesi gerekmiştir. Jimnastiğin bir fiziksel egzersiz olarak uygulanması İlkin Yunan uygarlığında görüldü. Ancak bu fiziksel eğitim yalnızca soylu sınıfın çocuklarına aitti. Böylece bu sınıf çocuklarının sağlıklı bedensel gelişimleri sağlanıyordu. Bu uygulama daha sonraları da Romalılar tarafından da benimsenmiş, yöneticilerin ve soylu çocuklarının eğitildiği okullarda jimnastiğe büyük önem verilmiştir. Jimnastik 1450’den sonra 1800 yıllarına dek gerçek anlamda eğitim uygulamalarına sahip olamadı, ancak 1800’lerden sonra yaygınlaşmaya başladı. Eski çağlardan beri fiziksel egzersizlerin bir türü olarak yapılan jimnastik modern anlamda 19. yy.ın ortasında popüler oldu. Ancak jimnastiğin bugünkü kuralları 19. yüzyılın ortalarına kadar standart hâle getirilmemişti. Napolyon‘un orduları Almanya’yı istilâya hazırlanırken, bir papazın oğlu olan Friedrich Ludwig Jahn (1778-1852) adlı bir genç bugünkü modern jimnastiğin temelini attı.

Bir kilise papazının oğlu olan Jahn daima fakirlerle, düşkünlerle ve sakatlarla iç içe yaşamıştı. Bu arada düzensiz bir hayat sürmüş, memleketinin her yerini dolaşmış, halk deyimlerini, örf, âdet ve gelenekleri öğrenip derin bir görüşe sahip olmuş, savaş sırasında Prusya bayrağı altında gönüllü savaşmıştı. Savaştan sonra 1811 yılı ilkbaharında Berlin yakınlarındaki Hasenhelde denilen çayırda ilk açık hava jimnastik alanını kurmuş ve böylece Alman jimnastiğinin temelini atmıştı. Onun asıl amacı vatanı için hayatını ortaya koyabilen demir yumruklu, İyi yüzebilen, kılıç kullanabilen, zıplayan, koşabilen ve güreşebilen kişiler yaratmaktı. Jahn’a göre jimnastik ancak açık havada herkesin gözü önünde gelişebilir ve bu yüzden en küçük alanların bile jimnastik alanı ola

Ling jimnastiğe sağlam bilimsel esaslar kazandırmak amacı ile kendi kendine anatomi ve fizyoloji incelemelerine başlamış ve sistemini buna göre kurmuştur. Bu sistemde insan vücudu üzerinde iyileştirici etkisi olmayan hiçbir hareketin yeri yoktur. Çünkü Ling, sisteminde öncelikle tedavi fonksiyonuna yer vermiştir. Ling, 1813 yılında İsveç Kralı XIII. Şarl’ın desteğini kazanarak Jimnastik Merkez Enstitüsü adıyla bir öğretmen okulu kurdu ve bu arada birçok kitap yazdı. Bunlardan en önemlisi “Jimnastiğin Temel Esasları” adlı kitaptır. Kitap altı bölümden oluşur. 1. bölüm, insan organizmasının temel ilkelerinden, 2. bölüm pedagojiden, 3. bölüm askerlikten, diğer 3 bölüm ise jimnastik uygulamaları, öğretmen ve araçlardan söz eder.

Advertisement

İsveç jimnastiği, yapılan her hareketin vücut üzerinde incelenmiş ve sonuçları önceden bilinen fizyolojik bir etki yapmasına göre düzenlenmiştir. Bu hareketlerin birçoğu deneme yanılma esasına göre bulunmuş ve yapılan deneylerle etkileri gözlenerek programa alınıp alınmayacağına karar verilmiştir. Bütün bu bilimsel içeriğine rağmen bu akım yüz yıla yakın süre Almanya’da kabul görmemiş ve ancak 1851-1863 yılları arasında açık ve yeniden düzenlenmiş bilimsel esaslarına uygun olarak ele alınmıştır. Alman Friedrich Ludwig Jahn günümüzde bilinen haliyle artistik jimnastiği biçimlendirmiş kişi olarak bu branşın babası kabul edilir. İsveçli Henrik Ling de jimnastik alanında yaptığı çalışmalar ve geliştirdiği sistemler ile çağdaş jimnastiğin oluşmasında büyük rol oynamıştır. Bu çalışmalarla uluslar arası boyut kazanan jimnastikte yarışmalar düzenlemek amacıyla 1881 yılında, merkezi İsviçre’de bulunan Uluslar Arası Jimnastik Federasyonu (FIG) kurulmuştur. 1896’da modern olimpiyatlar yeniden yapılanırken seçilen yedi spor dalından biri de jimnastikti.

Ritmik Jimnastik

Ritmik Jimnastik

Ancak modern olimpiyat oyunlarına uzun süre yalnız erkekler katıldı. Bayan jimnastikçiler ilk olarak 1928 Olimpiyat Oyunları’nda yarıştılar. FIG tarafından resmen tanınan ilk Dünya Jimnastik Şampiyonası ise 1950 yılında yapıldı. Şampiyona 1978’e dek dört yılda bir, 1979’dan itibaren iki yılda bir organize edildi. Her yıl düzenlenen dünya kupaları ise ilk kez 1975’te yapılmıştır. 1960 yılından sonra hızla gelişmeye başlayan televizyon yayınlarının katkısıyla jimnastik bütün dünyada yaygın bir spor dalı hâline geldi. Avrupa’da jimnastiğin hızla yayılması sonucu birçok ulusal örgüt oluştu. Ancak FIG uluslar arası yarışmaların tek düzenleyicisi ve otoritesi olma özelliğini korudu. FIG tarafından düzenlenen uluslar arası jimnastik yarışmalarının başlıcaları; iki yılda bir (tek yıllar) takımların katıldığı ve bireysel kategorilerde yapılan Dünya Şampiyonaları ile dört yılda bir düzenlenen Olimpiyat Oyunları’dır. Bayanlar yarışmaları 1936’dan sonra kombine hareketlerde, 1952’den sonra da bütün dallarda düzenlenmeye başlandı. 1983 yılında ise ritmik jimnastik olimpiyatlara kabul edildi.


Leave A Reply