John Huston Kimdir? Amerikalı Yönetmenin Hayatı, Çalışmaları ve Başarıları

0
Advertisement

John Huston kimdir ve ne yapmıştır? John Huston hayatı, yönettiği filmler, sinema kariyeri, çalışmaları hakkında bilgi.

John Huston

John Huston

John Huston – (5.8.1906 – 28.8.1987)

Amerikalı yönetmen Huston 46 yılı aşkın bir sürede tarz açısından belirlenmesi zor filmler çevirdi. En sevdiği konu, olağanüstü durumlarda insanların birey olarak baş etmek zorunda kaldıkları kaderleridir. İlk eseri The Maltese Falcon (Malta Şahini, 1941) ile pek az yönetmene nasip olan başına buyruk, yenilikçi ve başarılı bir film çevirmiş oldu.

John Huston oyuncu Walter Huston’un oğlu olarak Nevada/Missouri’de dünyaya geldi. Denediği meslekler arasında profesyonel boksörlükten sonra kısa süreli bir oyunculuk çalışması ve Meksika süvari birliğinde askerlik hizmeti bulunmaktadır. 1927’de kısa bir müddet muhabir olarak çalıştıktan sonra, 1932’de Avrupa’ya gitti ve Paris’te ressamlık ve heykeltraşlık yaptı. 1938’den sonra Warner Brothers şirketinde senaryo yazan olarak çalışmaya başladı.

1941: Kara Dizi’nin Doğuşu

Huston ilk uzun metrajlı filmi The Maltese Falcon (Malta Şahini, 1941) ile, neredeyse 50’li yılların sonlarına kadar, sinemanın belli başlı türlerinden biri olmayı sürdüren “Kara Dizi”yi kurdu. Bu filmde egzantrik özel dedektif olarak başrolü alan Humphrey Bogart, Huston’un favori oyuncularından biri oldu. Bu gerilim dolu film, dışarıdan parıltılı görünüp içi tümüyle yozlaşmış bir toplumun karamsar portresini çok başarılı bir biçimde ortaya sermektedir. Huston stil açısından ekspresyonist (dışavurumcu) sessiz filmlerde alışılan ışık ve gölge efektlerini bol bol kullandı. Bu efektler huzursuzluk ve belirsizlik atmosferini vurgulayarak Kara Dizi için kaçınılmaz oldular.

1948: Çifte Başarı

Key Largo (Ölüm Gemisi, 1948) filminde Humphrey Bogart bir rastlantı sonucu gangsterlerin arasına düşen ve işe karışarak kendisini tehlikeye atmakla, pasif kalarak daha güvenli bir durumu seçmek arasında kalan eski bir askeri canlandırdı. Olumlu bir biçimde gelişen bu öykünün aksine, Huston The Treasure of the Sierra Madre (Altın Hazineleri, 1948) filminde ahlak düşkünü insanların başına gelenleri göz önüne serdi. Huston, bu filmiyle hem yönetmen hem senaryo yazarı olarak iki Oscar birden aldı.

1950: Perspektifin Değişmesi

Huston The Asphalt Jungle (Elmas Hırsızları, 1950) filmiyle polisiye film türüne yine bir itici güç verdi. Burada gangsterlerin görüş açısından, çok ustaca tasarlanmış soygun ve onun ardından çete üyelerinin ganimeti paylaşmaları konusundaki tartışmalar, gözler önüne serilmektedir. Gerilim dolu dramaturjisinin yanı sıra suçluların karakter incelemeleri bu yapıtın belli başlı nitelikleri arasında bulunmaktadır.

Advertisement
1951: İngiltere’deki Çalışmaları

İngiltere’de çekilen The African Queen (Afrika Kraliçesi, 1951) ayyaş, yontulmamış kaba adam rolü için Oscar ödülünü alan Humphrey Bogart ile Huston’un birlikte son çalışmaları oldu. Bu filmde kaptan rolündeki Bogart, Birinci Dünya Savaşı sıralarında Doğu Afrika’da bir misyonda çalışan bir rahibeyle (Katharine Hepburn) karşılaşır ve rahibenin zorlu çabalan sonucunda, Viktorya Gölünde bulunan bir Alman savaş gemisinin batırılması gerektiği konusunda ikna edilir. Huston bu filmini tamamen başoyuncularına göre tasarladı. Moulin Rouge (1954) adlı Toulouse Lautrec biyografisinde Huston, zengin çekimlerle, ünlü ressamın özürlü oluşu yüzünden bir türlü tutunamadığı, yüzyılın başındaki Paris’in zevk düşkünü atmosferini çok iyi yansıttı.

1960/61: Eleştirici Filmleriyle Başarısızlığa Uğraması

Huston, ABD’ye döndükten sonra iki çalışmasında ulusunun imajlarını eleştirel bir biçimde ele aldı. The Unforgiven (Affedilmeyen, 1960) alışılmışın dışında bir western filmidir. Burada evlat edindikleri kızın Kızılderili kökenli olması yüzünden, Vahşi Batı’ya yerleşmiş olan bir ailenin içinde ırkçı önyargıların giderek artması anlatılmaktadır. Marilyn Monroe’yu son bir kez kameranın önünde gösteren Misfits (Uygunsuzlar) adlı filmini Huston 1961’de gösterime soktu. Monroe dengesiz bir kadın rolünde vahşi atları yakalayıp kendilerine bağımsız kahraman süsü veren, toplumun dışladığı üç erkekle ahbap olur. Aslında yaptıkları, kişisel özgürlük hülyalarıyla süsledikleri yoksul yaşamlarını sürdürebilmek için, yakaladıkları hayvanları bir yem fabrikasına satmaktan ibarettir.

1972: Geri Dönüşü

Huston 1972 yılında Fat City (Boksörün Dünyası) adlı boksör filmiyle yeniden başarılı olabildi. Mutluluklarını boşuna sporda arayan iki erkeğin öyküsü, parlak karakter portreleriyle ayrıcalık kazandı. Huston 1975 yılında 20 yıldır düşlediği bir proje olan Kipling uyarlaması The Man Who Would Be King’i (Kral Olacak Adam) çekti. Burada iki eski sömürge askeri “özel bir krallık” kurmak için boşuna çaba harcar.

Prizzi’s Honour (Prizzi’lerin Onuru, 1984) gangsterlerin dünyasında geçen, ölümle son bulan, eğlendirici bir aşk komedisidir. Huston üç yıl sonra, James Joyce’den sinemaya uyarladığı The Dead (Ölüler) adlı filmini tekerlekli sandalyeden yöneterek tamamladı. Bu filmde Viktorya Döneminde bir İngiliz ailenin evinde konuklarla birlikte geçirilen bir akşamın portresini çizer. Huston bu filmin prömiyerini göremeden, 81 yaşında Houston’da yaşama veda etti.


Kaynak – 2 (Kısa)


John Huston Kimdir? John Huston hayatı, biyografisi, filmleri, sinema kariyeri ile ilgili bilgi.

John Huston; ABD’li sinema yönetmeni ve oyuncusudur (Nevada 1906-Middetown 1987). Gençliğinde boksörlük yaptı, sahneye çıktı. 1925-1927 arasında Meksika’da süvari birliklerine katıldı. 1927’den başlayarak anı, öykü, oyun, senaryo yazma deneyleri yaptı. 1938’de Hollywood’a yerleşip Warner Bros Picture’ın aylıklı senaryocusu oldu. 1941’de The Maltese Falcon (Malta Şahini) adlı ilk başeserini gerçekleştirdi. İkinci Dünya Savaşı‘nda ABD Savunma Bakanlığı için birkaç önemli belgesel film çevirdi. The Treausure of Sierre Madre (Siena Madre’nin Hazineleri) ile 1948’de “en iyi yönetmen ve senaryocu” Oscar’larını kazandı.

Başlıca filmleri: Key Largo (Ölüm Gemisi) 1948, The Asphalt Jungie (1950), The Red Bagge of Courage (Zafer Madalyası) 1951, The African Queen (Afrika Kraliçesi) 1952, Moulin Rouge (Kırmızı Değirmen) 1953, Moby Dick (Beyaz Balina) 1956, The Mistfits (Uyumsuzlar) 1960, The Bible (İncil) 1966, Fat city (Şişman Kent) 1972, Wise Blood (Akıllı Kan) 1979, Escape to the Victory (Zafere Kaçış) 1980, Under the Volcano (Yanardağın Altında) 1984, Prizzi’s Honor (Prizzi’ nin Onuru) 1985.

Advertisement


Leave A Reply