Jung Kişilik Kuramı Nedir? Jung Kuramı Özellikleri, Kişilik Tipleri

0
Advertisement

Carl Gustov Jung’un kişilik kuramı, kişilik tipleri nasıldır? Carl Gustov Jung’un kişilik üzerine yaptığı çalışmalar, hakkında bilgi.

Jung Kişilik Kuramı

Carl Gustov Jung

Kaynak: commons.wikimedia.org

CARL GUSTAV JUNG_(1875-1961, İsviçre)

Jung, Freud’un cinsellik güdüsüne verdiği öneme karşı çıkmıştır. Kişilik gelişimindeki temel gücün cinsellik değil, kolektif bilinçdışı olduğunu ileri sürmüştür. Jung’un kolektif bilinçdışı teorisi ve “analitik psikoloji” olarak adlandırılan ayrıntılı kişilik teorisi; mevcut psikoloji alanlarından çok sanat, edebiyat, felsefe alanlarını etkilemiştir.

Freud’un ortaya attığı id, ego, süperego modeli yerine bilinçdışını çok katmanlı bir yapı olarak ele almıştır. Jung’a göre bu katmanlarda insanlığın varoluşundan bu güne kadarki tüm bilgiler mevcuttur.

jung-kisilik-kurami

Jung insan zihnini “Psişe” olarak adlandırır. Psişenin içerisine bilinç-bilinçdışı tüm katmanlar girer.

BİLİNÇ:

Bizim farkında olduğumuz bölümdür. Yaşamın ilk dönemlerinde, hatta belki de doğum öncesinde başlar. Çevreden gelen uyaranlarla beslenerek genişler. Bilincin dört temel boyutu vardır: Düşünme, duyumsama, hissetme ve sezgi. Kalıtım ve çevre koşulları, bireyin hangi boyutta bu zihinsel gelişimi göstereceğini belirler. Bilincin bu boyutlarının her biri içedönük ve dışadönük diye ikiye ayrılır. Yani bu dört boyutun hem içedönük hem de dışadönük tipi mevcuttur. Bu boyutlar tek başına kişiliği belirlemezler.

Advertisement
KİŞİSEL BİLİNÇDIŞI:

Burada, yaşadığımız tüm anılar depo edilir. Hayatımızda yaşamış olduğumuz hiçbir şey unutulmaz, bilince en yakın olan kişisel bilinçdışında muhafaza edilir. Bizim bunları hatırlayamayışımız bu anıların çok zayıf ya da bastırılmış olmalarındandır. Kompleksler de bu katmanda bulunur. Burası aynı zamanda rüyalarımızın depolarından biridir.

KOLEKTİF BİLİNÇDIŞI:

Jung’a göre zihni, yine onun evrimi meydana getirmiştir. İnorganik maddeden en karmaşık yapı olan insana kadar evrim tarihi, insanı yontarken, keski izlerini de zihnine bırakmıştır. Bu izler tarih boyunca atalarımızın yaşadığı sevinç, korku, hüzün gibi duyguların yanısıra ortak bazı semboller ve olayları içerir. Adeta atalarımızın tüm yaşamları zihnimizde, bilinçdışının derinliklerinde gizlidir. Jung’un psikolojiye yaptığı en büyük katkı psişeyi evrim tarihine yerleştirmek olmuştur.

ARKETİPLER: ANİMA-ANİMUS-GÖLGE

Jung’a göre arketipler doğuştan getirilen evrensel imgelerdir, ilkel bir toplumda doğan çocukta da, gelişmiş birtoplumda doğan çocukta da aynıdır. Bunların içeriğini ise öznel yaşantılar belirler. Arketiplerin sayısı sınırsız olsa da bunların arasında en dikkat çekeni anima, animus ve gölgedir.

Anima, erkeğin dişi yönüdür; animus ise dişinin erkeksi yönüdür. Jung’a göre her erkeğin içinde dişi, her kadının içinde de erkeksi bir yön vardır. Bu arketiplerin temel işlevi, eş seçimi ve bir ilişki yürütme süreçlerine rehberlik etmektir. Jung’a göre birey içindeki anima ve animus’u, olası eşlerine yansıtarak kendi eşini seçer. Jung’un kendi sözleriyle “Bir erkek eşini seçerken, kendi bilinçaltındaki dişiye karşılık gelen, kendi ruhunun yansımasını hiç tereddütsüz kabul edebilecek bir kadını cezbetmeye çalışır.”

Gölge; bireyin olumsuz tarafını, kişiliğin karanlık yönünü temsil eder. Gölge; insanlığın kötülüğe eğilimli yönüdür. Gölgenin bir kısmı, bastırılmış duygular şeklinde kişisel bilinçaltındadır, bir kısmı da ortak bilinçaltındadır. Jung kötülüğün bütün kültürlerin öykü ve efsanelerinde varolduğunu belirtir, iyi-kötü karşıtlığı da yine bütün kültürlerin en sık tekrarlanan ortak temasıdır. Çünkü insanlığın ortak bilinçaltı herkesi bu kavramı kabul etmeye hazırlamıştır.

PERSONA:

Çağdaş yaşam içerisinde varolabilmek, uyum sağlayabilmek için çeşitli maskeler takarız. Persona, sosyal maskemizdir. Örneğin bir yönetici çalışanları ile ilişkileri için bir maske takar, arkadaş ilişkileri için bir başkasını, amirleri ile olan ilişkileri içinse daha başka bir maske takmak zorundadır.

Advertisement


Leave A Reply