Kadın ve Kız İle İlgili Atasözleri Deyimler ve Anlamları Açıklamaları

0
Advertisement

İçinde kadın kelimesi geçen, kadınlar ile ilgili atasözleri ve deyimlerin açıklamaları. Kadın ile ilgili atasözleri, deyimler ve anlamları.

Kadın ve Kız İle İlgili Atasözleri Deyimler
Kadın ve Kız İle İlgili Atasözleri Deyimler

ATASÖZLERİ

  • *** avrat (kadın) malı, kapı mandalı
    bir erkek, karısının malından yararlanmayı düşünmemelidir.
  • *** erkek getirmeyi, kadın yetirmeyi bilmeli
    erkek çalışıp kazanmakla, anne tasarruflu olmakla yükümlüdür.
  • *** erkek sel, kadın (avrat) göl
    erkek, parayı bilinçsizce harcama eğiliminde olsa bile kadın buna meydan vermemeli, tutumlu olmalıdır.
  • *** gökyüzünde düğün var deseler kadınlar merdiven kurmaya kalkar
    kadınların düğün ve eğlence için katlanamayacakları fedakârlık yoktur.
  • *** gül dalından odun, beslemeden kadın olmaz
    her şey, kendisinden beklenen görevi yapabilecek niteliklere sahip olmalıdır.
  • *** halayıktan kadın olmaz, gül ağacından odun
    her şey, kendisinden beklenen görevi yapabilecek niteliklere sahip olmalıdır.
*** kadının fendi, erkeği yendi
kadınlar kurnazlıkta erkeklerden üstündürler.
  • *** kadının şamdanı altın olsa mumunu dikecek erkektir
    kadın ne kadar bol, değerli çeyizle gelirse gelsin evin bütün eksiklerini erkek sağlar, giderlerini erkek karşılar, evi o geçindirir.
  • *** kadının yüzünün karası erkeğin elinin kınası
    yolsuz ilişkiler kadınlar için hoş karşılanmadığı hâlde erkekler bu gibi ilişkilerden övünme payı çıkarırlar.
  • *** pekmezi küpten, kadını kökten al
    yiyeceği en uygun ortamından almak gerektiği gibi eş olacak kadının da temiz ve soylu olanını almak gerekir.
  • *** tarlanın taşlısı, karının (kadının) saçlısı
    kadının saçlı olanı ile tarlanın taşlı olanı makbuldür.
  • *** tarlayı düz al, kadını kız al
    tarla alacak kimse bayırdan, engebeli yerden değil düz yerden almamalıdır, evlenecek erkek de dul kadın değil, kız almalıdır.
  • *** Allah verince kimin oğlu, kimin kızı demez
    Tanrı dilerse hiç tanınmayan, yoksul bir aile çocuğunu da üne, zenginliğe kavuşturur.
  • *** altın adı pul oldu, kız adı dul oldu
    uygunsuz davranışları yüzünden temiz tanınan kişiliği lekelendi.
  • *** ana ile kız, helva ile koz
    anne ile kız, koz helvasının içindeki cevizle helva gibidirler, birbirlerinden kesinlikle ayrılmazlar.
  • *** ana kızına taht kurar, kız bahtı kocadan arar
    kocası iyi olmayan bir kadın, kendi ne kadar zengin olursa olsun, mutlu olamaz.
  • *** ana kızına taht kurmuş, baht kuramamış
    kocası iyi olmayan bir kadın, kendi ne kadar zengin olursa olsun, mutlu olamaz.
  • *** ananın bahtı kızına
    bir anne nasıl bir evlilik hayatı geçirirse kızının evlilik hayatı da kendisininkine benzer.
  • *** anasına bak, kızını al, kenarına (kıyısına, tarağına) bak, bezini al
    bir kızın karakterini öğrenmek isteyenler, anasının durumunu g önüne alırlarsa aldanmamış olurlar.
  • *** at beslenirken kız istenirken
    at bakımlı olduğunda satılmalı, kız da güzelliği geçmeden evlendirilmelidir.
*** balcı kızı daha tatlı
güzel mal satan kimselerden alınan şeyler daha çok hoşa gider.
  • *** bez alırsan Mısır’dan (Musul’dan), kız alırsan asilden
    ne alacaksanız cinsini, aslını biliniz, güvenerek alınız.
  • *** bir anaya bir kız, bir kafaya bir göz
    bir başa bir göz ne kadar gerekli ise bir anneye bir kız da o denli gereklidir.
  • *** bir ev (gemi) donanır, bir kız (çıplak) donanmaz
    bir kızı donatmak, bir ev düzmekten daha güç, daha masraflıdır.
  • *** bir evde iki kız, biri çuvaldız biri biz
    bir evde iki kız olursa her biri bir taraftan aileyi sıkıştırıp giyim kuşam ister, çeyiz ister. Onlar istemese bile aile kendini böyle bir sorumluluk altında bilir ve bunun sıkıntısını çekerler.
  • *** bir kızı bin kişi ister, bir kişi alır
    bir şeyi herkes ister ancak onu bir kişi elde edebilir.
  • *** bu kadar kusur kadı kızında da bulunur
    üzerinde durulmaya değmeyecek kadar küçük bir kusurdur.
  • *** çerçi kızı boncuğa âşık(tır)
    1) bir insan hangi işle uğraşıyorsa yakınındakiler de o işi çok sever; 2) ticaretle uğraşanlar, sattıkları şeylerden evdekilerini yoksun bırakarak onların bu eşyanın özlemini çekmelerine neden olurlar.
  • *** çobana verme kızı, ya koyun güttürür ya kuzu
    nazik bir işi, o işin inceliğini anlamayan bir kimseye yaptırma.
  • *** dazlayan daza düşer, kel başlı kıza düşer
    evleneceği kişiyi seçmekte çok titizlik gösteren kimse, çoğu kez istemediği, beğenmediği bir kişiye düşer.
  • *** deli kız düğün etmiş, kendi baş sedire geçmiş
    densiz, budala ev sahibi, konuklarından çok kendini ağırlanacak konuk yerine koyar.
  • *** ergen gözüyle kız alma, gece gözüyle bez alma
    insan hiçbir şeyi incelemeden, gözü kapalı biçimde almamalıdır.
  • *** erinenin oğlu kızı olmamış
    bir şeyi elde etmek için çalışmalı, tembel tembel oturmamalıdır.
  • *** herkes sakız çiğner ama, Çingene kızı tadını çıkarır
    severek yapılan iş, insanı mutlu eder.
  • *** iven kız ere varmaz, varsa da baht bulmaz
    acele eden kız eşini iyi seçemeyeceği için mutlu olamaz.
  • *** kadı kızında bile kusur olur
    üzerinde durulmaya değmeyecek kadar küçük bir kusurdur.
*** kız beşikte (kundakta), çeyiz sandıkta
kız daha beşikte veya kundakta iken çeyiz düzmeye başlamak gerekir.
  • *** komşu kızı almak, kalaylı kaptan (tastan) su içmek gibidir
    komşu kızını almaya karar veren, ailenin ve kızın durumunu, gidişini iyi bildiğinden içi rahat olarak bu ilişkiyi kurar.
  • *** komşunun tavuğu, komşuya kaz görünür (karısı kız görünür)
    başka bir kimsenin malı bize olduğundan daha değerli görünür.
  • *** koz gölgesi kız gölgesi, söğüt gölgesi yiğit gölgesi, dut gölgesi it gölgesi
    ağaçların gölgeleri bile doğal özelliklerini yansıtır, koz, yani ceviz ağacının altında insan, herkesin peşinde koştuğu bir kızın yanındaymışçasına mutluluk duyar; söğüdün gölgesi, boylu boslu bir yiğidin güvenini kazanır; dut ise altına meyvelerini döktüğü için gölgesi çıkarcıların üşüştüğü bir yerdir.
  • *** oğlan anası kapı arkası, kız anası minder kabası
    eve gelin geldikten sonra oğlanın anası kapı dışarı edilecek kadar fazla görülür ama kızın anası başköşeye oturtulur.
  • *** oğlan atadan (babadan) öğrenir sofra açmayı, kız anadan öğrenir biçki biçmeyi
    erkek çocuk, erkeklerin yapması gereken şeyleri babasından, kız çocuk da kadınların yapması gereken şeyleri annesinden öğrenir; anne ve baba bunları bilmiyorsa çocuktan böyle şeyler beklenemez.
  • *** oğlan dayıya, kız halaya çeker
    oğlan çocuğunun yüzü de, huyu da dayısına, kız çocuğunki ise halasına benzer.
  • *** oğlan doğuran övünsün, kız doğuran dövünsün
    çoğu zaman doğacak çocuğun oğlan olması istenir, onun için oğlan doğuran kadın sevinir, kız doğuran kadın üzülür.
  • *** oğlan yetir, kız yetir; ağır yükü sen götür
    çocuk büyütmek, evi yönetmek hep annenin görevi olduğundan anne olmak kolay iş değildir.
  • *** oğlanınki oğul balı, kızınki bahçe gülü
    torun oğlandan olursa “oğul balı”, kızdan olursa “bahçe gülü” diye sevilir.
  • *** on beşinde kız, ya erde gerek ya yerde
    kız on beş yaşına ulaştığında evlendirilmelidir, evlendirilmezse anneyi, babayı güç durumda bırakacak çok üzücü olaylar çıkabileceğinden böyle olacağına kızın ölmesi daha iyidir.
  • *** oynamasını bilmeyen kız “yerim dar” demiş; yerini genişletmişler (bollatmışlar), gerim (yenim) dar” demiş
    kendisinden beklenen işi beceremeyen kişi, çeşitli engellerin işi güçleştirdiğini söyleyerek yeteneksizliğini belli etmemeye çalışır.
  • *** tarlanın taşlısı, kızın saçlısı, öküzün (ineğin) başlısı
    kadının saçlı olanı ile tarlanın taşlı olanı makbuldür.
  • *** tarlayı düz al, kadını kız al
    tarla alacak kimse bayırdan, engebeli yerden değil düz yerden almamalıdır, evlenecek erkek de dul kadın değil, kız almalıdır.
*** tarlayı taşlı, kızı kardeşli yerden almalı
tarlanın taşlı olanı, evlenilecek kızın kardeşli olanı halk arasında daha yeğ tutulur.
  • *** tarlayı taşlı yerden, kızı kardaşlı yerden
    tarlanın taşlı olanı, evlenilecek kızın kardeşli olanı halk arasında daha yeğ tutulur.
  • *** üşenenin oğlu kızı olmamış
    bir şeyi elde etmek için çalışmalı, tembel tembel oturmamalıdır.
  • *** üveye etme, özünde bulursun; geline etme, kızında bulursun
    öz evladı bir gün öksüz kalırsa başkalarının ona kötü davranmasını istemeyen, üvey evladına kötü davranmamalıdır; kızına ileride gelin olarak gideceği yerde kötü davranılmasını istemeyen, kendi gelinine kötü davranmamalıdır.
  • *** kız kucakta, çeyiz bucakta
    kız daha beşikte veya kundakta iken çeyiz düzmeye başlamak gerekir.

DEYİMLER

  • *** (bir kadın bir erkekte) gözünü açmak
    kadın ilk cinsel ilişkiyi o erkekle kurmuş olmak.
  • *** karı gibi
    korkak, dönek (erkek).
  • *** anasının kızı
    her yönüyle annesine benzeyen kız çocuğu.
  • *** babasının kızı
    her yönüyle babasına benzeyen kız çocuğu.
  • *** beğenmeyen kızını (küçük kızını) vermesin
    bir durumun beğenilmemesi karşısında, beğenmeyenin umursanmadığını anlatan bir söz.
  • *** bir kıza dünür düşmek
    bir kızı evlenmek üzere başkası için istemek.
  • *** (bir kıza) dünür düşmek
    bir kızı evlenmek üzere başkası için istemek.
*** (bir kızı) leğen başından almak
hamarat diye seçerek almak.
  • *** deli kızın çeyizi gibi
    bir arada sergilenen ve birbirine yakışmayan (eşya).
  • *** kız almak
    bir ailenin kızını gelin olarak kendi ailelerine katmak.
  • *** kız gibi
    1) kıza benzeyen: Kız gibi oğlan. 2) utangaç; 3) argo çok güzel ve yeni: “Şimdi de kucağında evirip çevirdiği İngiliz malı, kız gibi mavzerine bakıyor, gözlerini ondan ayırmıyordu.” -T. Buğra.
  • *** kız istemek
    bir kızı evlenmek için ana ve babasından veya yakınlarından istemek: “Sen kızı kandıracaksın, sonra kaynananla gidip kızı isteyeceksin.” -H. E. Adıvar.
  • *** kız kaçırmak
    bir kızı kendinin veya ailesinin rızası olmadan alıp götürmek.
  • *** kız vermek
    bir ailenin kızını bir başka aileye gelin etmek.


Leave A Reply