Karartma Geceleri Kitap Özeti Konusu Karakterler Eleştirisi, Rıfat Ilgaz

2
Advertisement

Rıfat Ilgaz’ın Karartma Geceleri isimli kitabının konusu, karakterleri, eleştirisi, kısaca özeti. Rıfat Ilgaz kitapları özetleri.

Karartma Geceleri Kitap Özeti – Rıfat Ilgaz

Karartma Geceleri Kitap Özeti – Rıfat Ilgaz

Romanın Başlıca Karakterleri

Mustafa: Öğretmen, polis tarafından aranmaktadır.
Şükran: Öğretmenin eşi, Derleme Müdürlüğü’nde memur olarak çalışmaktadır.
Cengiz: Mustafa’nın çalıştığı okula yardımcı öğretmen olarak aldırdığı arkadaşı.
Halit Bey: Ev sahibi, eski bir jandarma komutanı.
Ayten: Ev sahibinin kızı.
Zehra: Mustafa’nın dayısının kızı. Kemal Bey: Mustafa’nın yayıncısı.
Halil: Mustafa’nın taş oda arkadaşı
Agop: Kahveci.
İlhan Paytak: Mustafa’nın arkadaşı, asteğmen.

KARARTMA GECELERİ (Kitabın Özeti)

Mustafa Ural bir süredir hapishanededir. Çok zor şartlar altında yaşamaktadır. Kaldığı oda nem ve pire içindedir. Verilen yemek ise sadece kuru bir ekmektir. Mustafa Ural, insan yüzü göremediği bu yerde, suçunun ne olduğunu bilmeden günlerini geçirmektedir. Tarihin 6 mı, 7 mi yoksa 8 Haziran mı olduğunu bilmemektedir. Bir süre sonra ani bir değişiklik olur. Koğuşların hepsi boşaltılmaktadır. Bütün hapishane boşalır. Mustafa Ural, günlerden sonra ilk defa gökyüzünü ve İstanbul’u gördüğü için mutludur. Fakat bu değişikliğin sebebini anlayamaz. Mahpuslardan biri savaş dolayısıyla sığınaklara götürüldüklerini söyler. Komutan, konuşanı vuracaktır. Mustafa Ural’ın Halil adındaki başka bir mahkûmla konuştuğunu görür komutan ve onları taş odaya gönderir. Taş oda, en korkunç cezaların verildiği kısımdır. Taş odada Halil’le sohbet ermeye başlayan Mustafa ona hapse giriş sürecini anlatmaya başlar.

Mustafa Türkçe öğretmenidir. Sıkıyönetim bölgesindedir. Mustafa, rahatsız olduğu için bir süre sanatoryumda kalmıştır. Bu yüzden raporludur. Bir öğretmen arkadaşı yanma gelir ve eserlerinin tehlikeli görüldüğünü ve dikkatli davranması gerektiğini söyler. Kitapları toplatılmaktadır.

Mustafa, arkadaşından sonra evine gittiğinde apartmanın kapısında polisleri görür. Ayten, gelmemesi için uyarır. Mustafa, hakkında tutuklanma kararının çıktığını anlar ve ne yapacağını şaşırır. Karnının yanına gider ve şifreli bir şekilde durumunu anlatır. Eşi, ona bir miktar para verir. Mustafa, hep yakalanacağı korkusuyla İstanbul sokaklarını dolaşır. Arkadaşı asteğmen ilhan’ın yanına gider. Ondan kimsenin şüphelenmeyeceğini düşünür. Fakat arkadaşı ona çok soğuk davranarak başını derde sokmamasını anlatır ve teslim olmasını söyler. Mustafa, çok büyük hayal kırıklığına uğrar ve dostluklarının bittiğini söyleyerek oradan ayrılır. Gece, evine gider. Kansı polislerin her yerde onu aradığını ve kitaplarının tamamen toplandığını söyler.

Advertisement
Sabaha doğru evden bir yabancı gibi çıkar.

Gazetelerden iki yüz kişinin tutuklandığını, kendisinin de arandığını okur. Suçu, propaganda mahiyetinde kitap yayınlamaktır. Sokaklarda yakalanma korkusuyla geçirdiği bir günden sonra dostu Cengiz’in yanma sığınır. Cengiz, istediği kadar yanında kalabileceğini söyler. Mustafa çok sevinir. Tek göz bir odada kalan Cengiz’in evindeki en büyük sorun odun ve kömürdür. Tüm şehirde odun, kömür çok pahalıdır. Cengiz ve Mustafa paralarını birleştirerek aldıkları odunlarla ısınmaya çalışırlar. Cengiz, Mustafa’ya her konuda saygı duymakla birlikte politikadan uzak durmaktadır. Fakat hocasını bu zor günlerinde saklamakta kararlıdır.

Mustafa, Cengiz’in evinde sessiz, sakin bir süre geçirir. Fakat bir gün Cengiz’in kız arkadaşı Çiğdem eve gelir. Çiğdem Mustafa’nın bir kanun kaçağı olduğunu anlar ve polise şikâyet edeceğini söyler. Mustafa bu yüzden buradan ayılmak zorunda kalır. Yine sokaklardadır. Ne yapacağını bilemez. Gördüğü her kişiden şüphelenir. Yakalanma korkusu ile geçen bir süreden sonra babaannesi ile yaşayan Nihat’ın yanına gitmeye karar verir. Nihat, okulunu uzattığı için bitirme sınavlarına hazırlanmaktadır. Nihat, babaannesine Mustafa’yı gündüzleri eve gelip ona ders anlatan bir hoca olarak tanıtır. Birkaç gün Mustafa burada dinlenir. Hatta sağlığı da düzelir. Fakat bir gün Nihat’ın babaannesi Mustafa’nın orada kaldığını anlar ve çok sinirlenir. Mustafa oradan da ayrılmak zorunda kalır.

Bir gece Mustafa yolda bir polise yakalanır.

Sıkıyönetim günleri olduğu için kimliğini sorar polis. Mustafa kendisini bir kadın arkadaşının yanından gelen bir öğretmen olarak tanıtır. Acele ile çıktığı için ceketini güya onun evinde unutmuş ve kimliği de içinde kalmıştır. Böylelikle kurtulur. Mustafa, Cengiz kız arkadaşından ayrıldığı için onun yanında yeniden kalmaya başlar. Karısını ve çocuğunu çok özlediği bir gün her şeyi göze alarak gece yarısı evine gider. Karısı ona çok soğuk davranır. Nerdeyse onun teslim olmasını istemektedir. Mustafa Ural, karısının davranışlarına bir türlü anlam veremez, Bu arada kapı çalınır. Gelen komşularının kızı Ayten’dir. Ayten, babasının Mustafa’yı polise şikâyet etmeye gittiğini söyler. Mustafa’nın hemen kaçması gerekmektedir. Mustafa kaçarken onu en çok üzen Şükran’ın onu uğurlamamasıdır.

Mustafa polisten kaçmaya başladığından beri bir ay geçmiştir. Maaşını karısının yardımı ile alır. Bir gün Ayten’le buluşur. Ayten, hocasına yazdığı hikâyeleri okutur. Bir de Şükran’m İlhan’la gezmeye gittiğini söyler. Mustafa’nın kalbine bir şüphe düşer. Karısının ve çocuğunun başında olmamasının sonunun böyle olmasına şaşırmaz.

24 Mayıs’tır. Mustafa’nın sağlığı hücrede kalmaya müsait hâle gelmiştir. Artık yakalansa dahi hapishane koşullarında yaşayabileceğini düşünmektedir.. Ve beklenen gün gelir. Mustafa yolda önceden karşılaştığı polisle karşılaşır. Polis onun önceki sefer yalan söylediğini öğrenmiştir. Apar topar onu emniyete götürür.

Mustafa Ural ve Halil taş odada gözaltında iken bir gelişme olur. Mustafa, savcıya sevk olunmuştur. Mahkemede Mustafa’yı kötü bir sürpriz beklemektedir. Karısı Şükran da oradadır. Fakat karısının onun savcıya sevk olunduğunu bilmesine imkân yoktur. Bir başka mesele için orada olmalıdır. Birden bir duruşmada İlhan’ı görür. İlhan işlediği suçtan dolayı askerler tarafından sorguya çekilmektedir.

Advertisement

Rıfat Ilgaz

RIFAT ILGAZ (1911-1993)

Kastamonu Öğretmen Okulu’nu bitirdikten sonra ilkokul öğretmenliği yapmıştır. Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Edebiyat Bölümü’nde gördüğü eğitimden sonra çeşitli yerlerde Türkçe öğretmenliğinde bulunmuştur. Hayatının kalan kısmında gazetecilik, mizah ve oyun yazarlığı yapmıştır. Toplumcu şiirin önde gelen isimlerindendir. Eserlerinde sosyal meselelere değinmiştir. Başlıca eserleri: Sınıf, Devam, Karadeniz’in Kıyıcığındâ, Hababam Sınıfı, Don Kişot İstanbul’da, Garibin Horozu, Yıldız Karayel’dir.

Roman, İstanbul’un İkinci Dünya Savaşındaki sınırlara dayandığı günlerini anlatmaktadır. Şehirde baskın tehlikesine karşı geceler karartılmaktadır. İstanbul’da sağcı solcu davaları ve sıkıyönetim de kendini göstermektedir. Başkahraman Mustafa Ural, böyle bir zamanda yazdığı kitaplardan dolayı tutuklanan bir aydın olarak karşımıza çıkar. Biyografik özellikler taşıyan eserde bir aydının fikirlerinden dolayı çektiği sıkıntılar ve savaş dönemi İstanbul’unun siyasi, ekonomik ortamı çarpıcı bir şekilde sunulmaktadır.


2 yorum

Leave A Reply