Kaşgar Şehrinin Tarihi

0
Advertisement

Geçmiş dönemlerde Türklüğün en önemli ve büyük edebiyat ve sanat merkezi durumunda kalmış olan Kaşgar kentinin tarihi ile ilgili bilgilerin yer aldığı yazımız.

KaşgarKAŞGAR, Doğu Türkistan’ın başkenti, Türk tarihinin en ünlü şehirlerinden biridir. Çölün batısında denizden 1.304 metre yükseklikte Tarım ırmağının Kâşgar Suyu’nun kuzeyinde kurulmuştur. Üç yandan pek yüksek dağlarla kuşatılmıştır; yalnız doğu yönü Tarım havzasına açılır.

Kâşgar, Tacikistan ve Kırgızistan’a 150 km. kadar mesafededir. 180 km. kadar güneydoğusunda, ülkenin ikinci şehri Yarkent’le canlı bir kervan ulaştırması vardır. yaşayanların büyük bir kısmı Türk’tür. Büyük bir toprak ürünleri pazarı, canlı bir ticaret şehridir.

Milâttan önceki yüzyıllarda Kâşgar’daki Türk Beyliği, ya Büyük Türk Hakanlığı’na, ya da Çin imparatorluğu’na bağlı olarak yaşardı. Arap orduları Kâşgar’a kadar gelemediler. Şehir, Orta Asya Türk imparatorluğuna bağlı olarak hayatına devam etti. Karahanlılar, Müslümanlığı kabul edip, Türk İmparatorluk başkentini asıl Türk ülkelerinden çok daha güneybatıda bulunan bu şehre getirdiler.

Kâşgar, Kâşgarlı Prens Mahmut, Yusuf Has Hâcib gibi Türk medeniyet tarihinin en büyük kişilerini yetiştirdi. «Hakaniye lehçesi» denen, Çağatay diyeleğine öncülük eden klâsik edebî Türk diyeleğinin örnek şivesinin konuşulduğu şehir oldu. Türklüğün en büyük edebiyat ve kültür merkezi haline geldi.

Selçuklular çağında Türklüğün coğrafi alanı çok daha batıya kayınca Kâşgar, bu imtiyazlı durumunu kaybetti. Selçuklular’dan, Harzemşahlar’dan sonra Moğollar’ın eline geçti. Türkleşmiş Moğol Duğlat ailesi Çağatay Hanları’na, Timuroğulları’na bağlı olarak, burada yüzyıllarca hüküm sürdü. Son yüzyıllara doğru Çağatay Hanları, şehri ve Doğu Türkistan’ı Çine karşı korumaya çalıştılar. Bu bölge Türklük âleminin en uzak köşelerinden biri haline gelmişti ama, ahalisi tamamen Türk olduğu için, Çin’e, hattâ zaman zaman Rus ve İngiliz nüfuzuna karşı şiddetli direnmeler gösterdi.

Advertisement

Kâşgar Osmanlı idaresinde

Çağatay ulusundan 52. han olan, Cengiz’in 25. kuşaktan torunu bulunan Büzürg Han (saltanatı 1859 – 1870) ile Yakup Han, 1870′ te Doğu Türkistan’da Kâşgar başkent olmak üzere, kudretli bir Türk devleti kurdu, Çinliler’i ülkeden kovdular. Bundan sonra Yakup Han, Türk tâbiiyetine, Osmanlı Birliği’ne girmek istedi; bunun için İstanbul’a elçiler yolladı. Abdülâziz’in, bu isteği kabul ettiğini bildiren hatt-ı hümayunu Kâşgar kapılarında 101 pâre top atışı ile selâmlandı.

İngiltere, Doğu Türkistan’ın Osmanlıya bağlı bir ülke olduğunu resmen kabul etti; Rusya, müspet veya menfi bir söz söylemedi. Yalnız,Çin, bu tâbiiyeti şiddetle reddetti. Bu sıralarda İstanbul’dan Türk subayları ve son sistem silâhlar Kâşgar’a varmıştı. Kâşgar’da para, Abdülâziz’in adına basılmaya başlandı. Yakup Han, Osmanlı subaylarının idaresinde, 40.000 kişilik bir de ordu kurmuştu. Rusya da Doğu Türkistan’ın Osmanlıya tâbi olduğunu kabule yanaştı. Abdülâziz, 17 ağustos 1875 fermanı ile, Yakup Han’dan sonra oğlunun «emîr» olmasına izin verdi.

Çinliler’in Baskısı altında

1877’de Yakup Han ölünce oğulları, devleti elde tutamadılar. 1881’de ülke, gene Çinliler’în eline geçti, 93 Savaşı ile ezilen Osmanlı, Türkistan’a hiçbir yardım yapamadı. Aynı yıl II. Abdülhamit, Yakup Han’ın oğlu Bey-Kulu Han’ı İstanbul’da kabul ederek hassa yaverlerinden Ali Bey ile Kâşgar’a silâh ve para gönderdi. Bu sayede Bey-Kulu Han, Çinliler’i şehirden atmayı başardı. Yalnız, birkaç ay sonra büyük bir Çin ordusu Kâşgar’a girdi, Osmanlı’nın Doğu Türkistan’daki egemenliğine kesin olarak son verdi. Biri 1888’de, biri de 1900’de çıkan Türk bağımsızlık ihtilâllerini, Çinliler kanlı bir şekilde bastırdılar.

Advertisement


Leave A Reply