Advertisement
İçinde ve anlamında kavga, kavga etmek geçen atasözleri ve bu atasözlerinin açıklamaları. Kavga hakkında atasözleri ve anlamları.
Kavga İle İlgili Atasözleri ve Anlamları
- ***babayla oğlanın pabucu bir olunca evde kavga eksik olmaz
ortaklaşa kullanılan bir mal, kimi zaman baba ile oğlu arasında bile kavgaya neden olur. - ***iş amana binince kavga uzamaz
kavga edenlerden biri aman dilerse çekişme sona erer. - ***kavga bizim yorganın başına imiş
başkaları yüzünden zarar gören kimsenin söylediği söz. - ***kavgada kılıç ödünç verilmez
kişi, savunma silahını başkasına verip kendisini savunamayacak ve yenilgiye uğrayacak duruma düşmemelidir. - ***kavgada yumruk sayılmaz
kavga sırasında hem dayak yenilir hem de atılır. - ***sen bilirsin deyince (değirmende) kavga olmaz
bir konu üzerindeki görüşme sırasında uysallık gösterir, karşınızdakinin dediğini kabul ederseniz anlaşmazlık çıkmaz. - ***yorgan gitti, kavga bitti
anlaşmazlık sebebi olan şey ortadan kalktığında anlaşmazlık da sona erdi. - ***biri yer biri bakar, kıyamet ondan kopar
herkesin yararlanabileceği şeyden bazıları yararlanır da başkalarına yararlanma fırsatı vermezlerse büyük kavga çıkar. - ***iti an, taşı eline al (çomağı hazırla)
saldırgan biriyle karşılaşmas olasılığı bulunan kimse kavgaya hazır olmalıdır.
DÖVMEK – DAYAK İLE İLGİLİ ATASÖZLERİ İÇİN TIKLAYIN
Kavga Nedir? Sözlük Anlamı
- “Kavga”
1. Düşmanca davranış ve sözlerle ortaya çıkan çekişme veya dövüş, münazaa
“O zamanlar kavga etmeyi bilmek bizim için çok önemliydi çünkü kavga yaşam biçimimizdi.” – A. Ümit
2. Herhangi bir amaca erişmek, bir şeyi elde etmek veya bir şeye karşı koyabilmek için harcanan çaba, verilen mücadele
“Ekmek kavgası.”
3. Savaş - “kavga adamı”
Düşünce ve inançlarını son kerteye kadar hararetle savunan kimse - “dil kavgası ”
Tartışma - “kardeş kavgası ”
1. Yakın ilişki içinde bulunanlar arasında çıkan anlaşmazlık
2. Bir ülkede yurttaşların birbirlerine karşıt düşüncelerinden doğan silahlı çatışma - “sandalye kavgası ”
Makam kapmak veya makamını yitirmemek için gösterilen çaba - “kavga kaşağısı ”
Ara bozup kavga çıkartan, kavga arayan kimse - “ekmek kavgası ”
Geçim sağlamak için çalışıp uğraşma - “kayıkçı kavgası ”
Sonucu olmayan, bıktırıcı münakaşa - “yaşam kavgası ”
Hayat mücadelesi
“Daha bugünden atılıyorlar yaşam kavgasına.” – A. Ümit - “ağız kavgası ”
Tartışma - “hayat kavgası ”
Hayat mücadelesi
“Öğrencilikti, bir yandan çalışmaktı, evlenip çoluk çocuğa karışmaktı derken bir de baktım ki hayat kavgasında boğulmuşum.” – S. Dölek - “koltuk kavgası”
Bir makama oturmak için kişilerin birbirleriyle yaptıkları mücadele - “yorgan kavgası ”
1. Bir şeyden çıkar sağlama konusunda anlaşmazlığa düşme
2. Post kavgası - “boğaz kavgası ”
Geçim için yapılan didinme - “kalem kavgası ”
Yazılarıyla birbirine sataşma, polemik - “post kavgası ”
İktidarı veya bir makamı ele geçirme çekişmesi, yorgan kavgası - “kavga bizim yorganın başına imiş ”
başkaları yüzünden zarar gören kimsenin söylediği söz - “kavga etmek ”
birbiriyle atışmak, dövüşmek
“Kavga edenlere kimse karışmaz, sadece uzaktan seyirci kalırlar.” – N. Hikmet - “kavgada yumruk sayılmaz ”
“kavga sırasında hem dayak yenilir hem de atılır” anlamında kullanılan bir söz - “kavga çıkarmak ”
kavgaya neden olmak
“Bir gün hiç yoktan kavga çıkarıp oğlanın ağzını burnunu bir güzel dağıtıverdiler.” – N. Cumalı - “kavga kopmak (veya patlamak) ”
1. dövüş başlamak
“Softalar arasında kızıl bir kavga kopmuştu.” – F. R. Atay
“Su yolunda tuğlacılarla konducular arasında kavga patladı.” – L. Tekin - “kavgaya girişmek (veya tutuşmak) ”
kavgaya başlamak
“Kendilerine acındırmak için yalandan kavgaya tutuşup birbirlerinin saçlarını başlarını yoldular. Yüzlerini kanattılar.” – L. Tekin - “kavga çıkmak ”
dövüş meydana gelmek
“Sık sık kavga çıkıyordu aralarında, ana avrat küfrediyorlardı.” – C. Meriç - “kavgada kılıç ödünç verilmez ”
“kişi, savunma silahını başkasına verip kendisini savunamayacak ve yenilgiye uğrayacak duruma düşmemelidir” anlamında kullanılan bir söz