Kayseri Tarihçesi ve Kayseri’nin Tarihi Yerleri Nelerdir?

0
Advertisement

Kayseri ilinin tarihi, tarihçesi. Kayseri ilinde bulunan tarihi mekanlar, yerler ile ilgili bilgi.

kayseri-kalesiKAYSERİ TARİHİ;Kayseri’nin 20 km kuzeydoğusunda Kayseri-Sivas demiryolu üzerinde yer alan ve bir Asur kolonisi olan Kültepe Kayseri’nin en eski ve en önemli yerleşmesidir. İÖ 16. yüzyıldan sonra Kayseri Bölgesi Hitit egemenliğine girdi. Hitit Devleti’nin yıkılmasından sonra ortaya çıkan Genç Hitit Devletleri’nden Tabal, Kayseri Bölgesi’ne egemen oldu. Tabal Krallığı’ nın başkenti, bugünkü Kayseri’nin yerinde olan Mazaka idi. Mazaka’nın önem kazanması üzerine Kaneş’in eski parlak dönemi sona erdi. Tabal Krallığı, İÖ 9. yüzyılda Asur Devleti’ne vergi ödemek zorunda kaldı. İÖ 705-681 arasında yeniden bağımsızlığını kazanan Tabal, İÖ 633’te Asur egemenliğine girdi. Kayseri Bölgesi’nde Asur egemenliği uzun sürmedi. Kısa süre sonra Kimmer akınlarının başlamasıyla Asur egemenliği de son buldu. İÖ 6. yüzyıl başlarında Medler’in eline geçti. İran’da Medler’in yerine geçen Persler, İÖ 546’da tüm Anadolu’yu ele geçirdiler. Pers egemenliği döneminde Anadolu’da kurulan üç satraplıktan birisi olan Kappadokya Satraplığı’nın merkezi Mazaka idi. Makedonya Kralı Büyük İskender İÖ 333’te Kayseri Bölgesi’ni de ülkesine kattı. İskender’ in ölümünden (İÖ 323) sonra Hellenis-tik krallıklar arasında el değiştiren Kayseri ve çevresinde İÖ 255’te Kappadokya Krallığı kuruldu. Bu krallık İÖ 96’ya kadar varlığını sürdürdü, bu tarihte Roma İmparatorluğu’nun etkisine girdi. Pontos Krallığı ile Roma arasındaki savaşlarda Mazaka birkaç kez el değiştirdi ve 17’de Roma egemenliğine geçti. Kaisareia-Mazaka Roma döneminde Kappadokya Eyaleti’nin başkenti oldu. 260’ta Sasani imparatoru Şapur’un istilasına uğrayan kent, yakılıp yıkıldı. Bu istiladan sonra eski önemini yitiren Kayseri, Bizans İmparatoru I. İustinianos (527-565) döneminde yeniden canlandı. Fakat gitgide geriledi, terk edildi ve bugünkü kent ortaya çıktı. Kayseri ve çevresi bir süre için Müslümanların eline geçti.

Malazgirt Zaferi’nden (1071) az sonra Turan Bey’in fethettiği Kayseri, Danişmendli Devleti’ne bağlandı. Daha sonra Anadolu Selçuklu Devleti’ne bağlanan Kayseri, en parlak çağını bu dönemde yaşadı. III. Kılıç Arslan’ın oğullan arasında taht kavgalarında birkaç kez el değiştirdi. Gıyasettin Keyhüsrev’in ölümü üzerine oğullarından İzzettin Keykavus’un dokuz yıllık saltanattan sonra ölümü üzerine Selçuklu tahtına geçen Alaattin Keykubat, çoğunlukla günlerini Kayseri’de geçiriyor ve seferlere genellikle buradan çıkıyordu. 1243’te Kösedağ Savaşı’nda Selçuklu Ordusu’nu yenen Moğollar, Bayçu Noyan yönetiminde Kayseri’yi kuşatarak ele geçirdikten sonra yakıp yıktılar. 1443’te İlhanlıların Anadolu Valisi olan Eretna, Kayseri’yi ikinci başkent olarak kullandı. 1380’de Sivas Hükümdarı Kadı Burhanettin Ahmet, Kayseri’yi kendi ülkesine, onun ölümü üzerine Yıldırım Bayezit de 1398’de Osmanlı ülkesine kattı. Fakat Timur’un Anadolu’yu istilasıyla bu bölge Karamanlıların eline geçti. Bu kez Dulkadiroğulları Beyliği kenti Dulkadirliler ve Karamanlılar arasında sık sık el değiştirdi. Dulkadirliler, Karamanlılara karşı Osmanlılar’ın desteğini sağladılar. II. Murat 1436’da kenti alarak Dulkadirlilere verdi. II. Bayezit döneminde de kısa bir süre Memluklu Devleti’nin eline geçti ve 1508’de de Şah İsmail’in kuvvetlerinin saldırısına uğradı. Yavuz Sultan Selim 1515’te Kayseri’yi kesin olarak Osmanlı topraklarına kattı. Kayseri, Osmanlı döneminde İç Anadolu’nun önemli ticaret merkezleri arasında yer alıyordu. Dericilik, halıcılık, dokumacılık, bakırcılık oldukça gelişmişti. Pastırmacılık daha o zamanda vardı. Osmanlı yönetimine girdiği sırada Karaman Eyaleti’ne bağlı sancak olan Kayseri, Tanzimat döneminde vilayetler kurulunca Ankara Vilayeti’ne bağlandı ve Meşrutiyet döneminde de bağımsız mutasarrıflık durumuna getirildi. Cumhuriyetin ilanından sonra da il oldu.

kayseri-tarihiTARİHSEL ESERLER: Kayseri’nin 22 km kuzeydoğusundaki Kültepe’de yapılan araştırmalar, Asur ve Hitit dönemlerine ait önemli buluntular verdi. Kayseri’nin 78 km güneyinde Fraktin’ de (Yılanlıkaya) Hititlere ait bir kaya kabartması vardır. İmamkulu dolaylarındaki Şişekkaya da bir Hitit kaya kabartması bulundu. Kayseri’nin 16 km. kuzeyindeki Erkilet’teki buluntular da buradaki Hitit varlığının bir başka kanıtıdır. Kayseri’deki eserlerin başında Bizans İmparatoru İustinianos’un 6. yüzyılda yaptırdığı Kayseri Kalesi gelir. I. Alaattin Keykubat, Moğol saldırıları karşısında kaleyi yine baştan yaptırdı. İç ve dış olmak üzere iki bölüme ayrılan kale, oldukça geniş bir alana yayılmıştır. Mahmut Gazi’nin yapımını başlattığı Kayseri Ulu Camisi 12. yüzyıla tarihlenir. Kayseri’nin Selçuklu eserleri arasında Huand Hatun Külliyesi’nin ayrı bir yeri vardır. İç kalenin dışında ve onun doğusunda yer alan yapı topluluğu cami, medrese türbe ve hamamdan oluşur. II. Gıyasettin Keyhüsrev döneminde 1237-1238 arasında annesi Huand Hatun tarafından yaptırıldı. Külliyede yer alan Huand Hatun Medresesinin camiden sonra yapıldığı sanılır. Yapı topluluğunun hamamı Anadolu’da bilinen en büyük çifte hamamdır. Camiyle medrese arasında Mahperi Hatun Türbesi yer alır. Sekiz yönlü bir görünüşü olan türbe, piramit kubbeyle örtülüdür. Külük Camisi’ni I. İzzettin Keykavus (1211-1219) zamanında Yağıbasan ailesinden Muzafferüddin Mahmut bin Yağıbasan’ın kızı Atsuz Elti Hatun yaptırdı. Cami bir deprem sonucu yıkılmış, bunun üzerine Külük Şemsettin tarafından yenilendi ve onun adını aldı. Lala Paşa Camisi Karamanoğulları dönemine aittir. 13. yüzyıla tarihlenir. Kayseri surları dışında, kuzeyde yer alan Hacı Kılıç Camisi’ni II. İzzettin Keykavus döneminde, 1250’de Ebul-Kasım Tusi yaptırdı. Kurşunlu Cami, Hacı Paşa tarafından yaptırıldı. Mimar Sinan’ın mimarbaşılığı döneminde yapıldı. Gıyasiye ve Şifaiye Medreseleri adı verilen Çifte Medrese 1186’da I. Gıyasettin Keyhüsrev döneminde kız-kardeşi Gevher Nesibe Sultan’ın vasiyeti üzerine yaptırıldı. Çifte medreselerden biri hastane, ötekisi tıp okulu olarak kullanıldı. Selçuklu Veziri Fahrettin Ali’nin 12. yüzyılın ilk çeyreğinde yaptırdığı Sahibiye Medresesi, Selçukluların Kayseri’de yaptırdıkları en görkemli eserdir. Kayseri ile Talaş arasında Vasi Ovası’nın tepelerinde Köşk Medrese yer alır. Ertenaoğulları’ndan Alaattin Ertana tarafından yaptırıldı. Kayseri’nin güneydoğusunda, Kayseri ile Talaş arasında uzanan geniş ovada birçok Selçuklu mezarı vardır. Bunlar arasında en görkemlisi, Selçuklu türbelerinin en güzellerinden olan Döner Kümbet’tir. Alaattin Keykubat’ın kızı Şah Cihan Hatun için yaptırıldı. Konik bir çatıyla örtülüdür. Aynı mezarlık alanı içerisinde Selçuklu kümbetleri yakınında Ali Cafer Türbesi yer alır. 14. yüzyılın ortalarında yapılan türbe, zengin geometrik bezemelerle kaplıdır. Kayseri’nin dışında Sivas caddesi üzerinde yer alan Çifte Kümbet I: Alaattin Keykubat’ın eşlerinden Melike Adile Hatun için yapıldı. Anadolu Selçuklu mimarlığının özgün eserleri olan kervansaraylara Kayseri civarında da rastlanır. Kayseri-Malatya yolu üzerinde Karatay Han figürlü, bitkisel bezemesiyle zengin ve gösterişli bir yapıdır. Ayrıca Kayseri-Sivas yolu üzerindeki Palaz Han da zengin figürlü bezemeleriyle dikkati çeker.


Leave A Reply