Hermann Hesse’nin Bozkırkurdu isimli kitabının konusu, kısaca tanıtımı ve özeti, kitabın incelemesi. Bozkırkurdu kitabı hakkında bilgi.
Bozkırkurdu – Hermann Hesse
Konusu
Başkarakter bozkırkurdu HARRY HALLER kendini yarı insan, yarı kurt gibi hissediyor; oldukça normal bir vatandaş, biraz entelektüel ve kültüre karşı ilgili bir insan ve münzevi, her türlü animalist cazibeye karşı duyarlı bir kurt.
HALLER neredeyse 50 yaşında ve anlaşılacağı gibi bir varoluşsal bunalım içinde. Nedeni hakkında çok şey öğrenilemiyor, ama galiba onurunu, parasını ve karısını kaybetmiş; bu da geniş kapsamlı bir bunalım için yeterli. HARRY intihar etmeyi düşünüyor, ama sonra fahişe HERMINE ile tanışıyor. HERMINE ona hayatı değerli kılan şeyleri gösteriyor. Önce HARRYye bir sevgili buluyor, bu da en azından iyi bir başlangıç sayılır.
Sonra “büyülü tiyatro” başlıyor ve burada neyin gerçek, neyin hayal, neyin uyuşturucu sanrısı olduğu biraz zor anlaşılır hale geliyor. HALLER, erkek kılığına girmiş HERMINE ile karşılaşıyor ve onun aslında gençlik arkadaşı HERMANN olduğunu fark ediyor, ayrıca radyodan Händel dinleyen Mozart’a rastlıyor.
Günün birinde HERMINE’i/HERMANN’ı bıçaklamaya çalışıyor, ama en azından bu gerçek hayatta olmuyor. Ama bu kendindeki geçme olayı, HARRY’ye yaşamın farklı bir anlamını gösteriyor ve artık geleceğe umutla bakabiliyor.
Bunlar Dante’nin İLAHİ KOMEDYAsını ve Goethe’nin FAUST unu mu hatırlatıyor? Bilerek böyle yapılmış zaten!
Kitap Hakkında
60’lı yıllarda Almanya’da Hesse’nin modası geçmişti. Fazla kitsch, fazla dramatik. Bu sırada Amerikalılar Hermann Hesse’ye olan hayranlıklarını birden keşfettiler; özellikle de BOZKIRKURDUna olan hayranlıklarını.
Bir rock grubu adını romandan aldı (ve Born to be Wild şarkısı çok tutuldu), roman dünya çapında bir bestseller olunca Almanya’da da yeniden moda oldu.
Yeni başlayanlar için ÇARKLAR ARASINDA öneriliyor; bir okul öyküsü, bu nedenle de Almanya’da dokuzuncu sınıf öğrencileri için okuması zorunlu metinlerden biri. Bu bile pek fazla sevilmemesine yetiyor.
Romantiklerin NARZISS VE GOLDMUND ile başlamaları öneriliyor (burada da çelişkiler söz konusu, çok kitsch ve tutku dolu), geri kalan herkes belki de gerçekten BOZKIRKURDU ile başlamalı. Birkaç zorlayıcı pasaja rağmen herkes kendisi için bir şeyler bulup çıkartabilir, bu da bir şekilde motivasyon oluşturuyor. Ayrıca kitap uzun da değil.
Ve bunun dışında Hermann Hesse’nin tüm şiirleri okunabilir. Onlar da kısmen inanılmaz dramatik, ama güzel.
Yazar Hakkında
Kitaplarından da anlaşılacağı gibi, Hermann Hesse biraz ezoterik takılmaktan hoşlanıyor. Bir ermişin mağarasına taşınıp onunla yaşıyor, Asya’da manevi yönden ilham bulmak üzere seyahatler yapıyor.
Çeşitli kişisel krizlerin ardından psikoterapi görmesi gerekiyor. Hesse iç huzurunu ancak üçüncü eşi Ninon ile Tessin bölgesinde, Casa Rossa’daki evinde buluyor. Son romanı BONCUK OYUNUnu da orada yazıyor.
