Dışardan Bakmak konu başlıklı hayatla yaşam ile ilgili yazı. Hayat hakkında kendini sorgulamakla ilgili kişisel olarak yazılmış yazı.
Bu kelamı ne çok duyarız. Ne bilgiç bir kelamdır bu. Bilgiç olduğu kadar da içi boşaltılmış ve demagojik bir kelamdır. Bu büyük lafı, birileri hep başkalarına önerirler. Kendisine böyle denilen de ezilir büzülür. İlk bakışta doğru ve erdemli bir önermedir. “KENDİNE DIŞARIDAN BAK!”
Kaynak: pixabay.com
Önermenin altında yatan: KENDİNİ BENİM SENİ GÖRDÜĞÜM GİBİ GÖR! değilse nedir? Böylece bu önermeyi seslendiren, karşısındakini ezer. Veya ezdiğini düşünür. Çünkü kendisi, bu önermede bulunduğu kişinin ne işe yaramaz, ne zavallı, ne…bilmem ne olduğunu düşünmekte ve bunun karşısındaki tarafından da teslim edilmesini istemektedir. Yoksa kendisine dışarıdan bakması önerilen kişinin, iyi ve güzel yanlarını, erdemlerini görmesi için böyle bilim dışı bir öneride bulunulmaz ki! Bilim dışıdır evet! Metafizik bir önermedir bu. Çünkü bunu gerçekleştirme olanağı yoktur. Ama eğer bu önermeyle karşıdakinin özeleştiri yapması isteniyorsa, yani kişinin kendi yanlışlarını etrafındakilere bağırması isteniyorsa… mazur görülebilir. Durun durun! Mazur görülebilir demem, doğru bulduğum anlamına gelmesin sakın!
Karşısındakine özeleştiri yapmasını önerme de bir başka sadist ve kariyerist laftan başka bir şey değildir. Bu önermeye uyup da: “EVET! BEN ŞU, ŞU HATALARI YAPTIM.” dendiğinde karşıdaki kendini çok önemli bir noktada; yargılama yetkisinde görmüş olmuyor mu? Ve bu önermede bulunanın dönüp de kendi özeleştirisini yaptığı hiç görülmez!
Özeleştiri yapma önerisine uyan, kaçınılmaz olarak günah keçisi oluverir. Tüm hataların faturası ona çıkarılır anında.12 Eylül öncesinde, bir topluluğun yönetiminin ucundan tutmaktaydım bir süre için. Ortak bir karar verdik ve sonuç olumsuzdu. Ben de çevremdeki arkadaşlara örnek olsun diye varılan olumsuz sonuçta kendi payıma düşen hataları dillendirme gafletinde bulundum. Amacım özeleştiri örneği verip diğerlerinin de kendi hatalarını teslim etmeleriydi. Böylece bir ilk gerçekleştirecek ve bir sonraki adımda daha açık yürekli ve kaynaşmış olacaktık.
Kaynak: pixabay.com
Ne oldu bilir misiniz?
Diğerleri şöyle bir geriye yaslandılar ve kendi hatalarını da sırtıma sardılar! Sessizce kabullendim. O ki bir örnek oluşturma gayretindeydim, sonuna kadar gitmeliydim. Sonrası malum! Her adımda hataların prensi bendim.
Hatanın olduğu sırada orada olmasam bile ben hatalı bulundum. Ve karar verdim.
Ufku feodal değerlerden kurtulamamış olanlarla böylesine tehlikeli bir örneklemeye gidilmez. Çünkü o feodal anlayış, hep kan davası mantığıyla değerlendirmekte olay ve olguları. Öncelikle kültürel bir beslenme diyeti uygulanmalı bu tür insanlara. Ne gariptir ki feodal yaklaşımda bulunan bu insanlar, SOL ideolojiye sahip olduğunu söyleyen ve devrim yapıp iktidarı alarak sınıfsız topluma yürümeyi düşleyenlerdi. Demek ki binyılların sınıflı toplum değerleriyle yoğrulmuş olan bizler, kendi içimizdeki mücadeleyi kazanamadıkça, iktidar olsak bile, eninde sonunda sınıflı toplum değerlerini öne çıkarıp yeni bir baş belası olacağız.
Katılmıyor musun? Yoksa bana “KENDİNE DIŞARDAN BAK!” mı dedin?
