Hem yaz hem de kış için iyi bir kaçış yeri, kimseye nerede olduğunuzu söylemeyin ve Kıyıköy’ün mağaralarında saklanın…
Kırklareli’ne bağlı, Karadeniz’in dalgalarıyla dövdüğü doğa harikası bir yer: Kıyıköy. İstanbul’a olan yakınlığı hafta sonu kaçamaklarının gözde mekânlarından biri haline getiriyor Kıyıköy’ü. Küçük pansiyonlarda konaklayıp, taze deniz mahsulleri ve anasona doyup geri dönmeniz çok kısa sürüyor. Karadeniz’in dalgalarında dikkatlice denize girip serinlemek de cabası… Geri döndüğünüzde evinizin kapısını açaraken ciğerlerinizde temiz havanın bol oksijeni, ağzınızda balık ve rakının eşsiz tadı, teninizde deniz suyunun dinginliği ve hafızanızda doğanın binbir renginden başka bir şey olmuyor.
Kıyıköy – Kırklareli
Kıyıköy Tarihi
Kıyıköy sadece günümüzde değil tarihin çeşitli dönemlerinde de hafta sonu kaçamakları için tercih edilen yerlerden birisi olmuş, burayı tercih eden ünlülerin başında bir zamanlar utanmadan Roma’yı yakan kötü çocuk Neron bulunuyor. Neron Trakya valisi olduğu dönemlerde sayfiye yeri olarak Kıyıköy’e gelirmiş, tabii o zamanlar adı Salmydessos olarak geçiyormuş. Zaman içinde Roma yanmış, Neron ölmüş, Salmydessos da ‘Midye’ olmuş; ancak bu ismin nereden geldiği bilinmese de balıkçılıkla geçinen rumların Kıyıköy’e yerleştiği dönemlere denk geliyor. Şu anda köyde yaşayanlar Selanik’ten göç eden Türkler’in torunları.
Nasıl Bir Yer?
Kıyıköy doğanın egemenliğini yitirmediği ender mekânlardan, Karadeniz ikliminin yarattığı yeşilliklerin ve tarihin bütün çılgınlıklarından sağlam çıkmayı başaran birkaç kalıntının iç içe geçtiği küçük bir yerleşim birimi. Denizin Karadeniz olması berrak sular görmenizi engelliyor, ayrıca dalgalı sular oldukça tehlikeli ancak denize girmenin keyfini çıkarabileceğiniz yerler da var.
Kıyıköy, Pabuç ve Kazan adlı iki derenin arasında denize doğru uzanıyor, Karadeniz’in aşındırdığı kıyıları ilginç yapıların oluşmasına neden olmuş, oyulan kayalarır içlerinde mağaralar meydana gelmiş.
Bölgede piknik yapabileceğiniz alanlar, eşsiz manzaraları olan tepelerdeki kır bahçeleri ve bol bol akarsu görmek mümkün. Sanatla uğraşanlar için bolca malzeme mevcut, fotoğraf makinenizi sakın unutmayın.
Kartaltepe
Kıyıköy’ün en güzel manzarası Kartaltepe adı verilen yükseltiden görülüyor, buradan bakıldığında Kıyıköy ve Karadeniz’in sularını eşsiz bir tablo şeklinde görüyorsunuz. Manzarada dikkatinizi çeken en önemli detaysa dairesel formda oluşmuş kumsallar, bu kumsallar yaz mevsiminde kampçılara ev sahipliği yapıyor.
Aya Nikola Kilisesi – Kırklareli
Aya Nikola Kilisesi
M.S. II. Yüzyılda Gotlar’ın saldırısından sonra yeniden kurulan Salmydessos’ta kayaların oyulmasıyla birçok korsan sığınağı yapılmış, bu mağaralardan birinde ise bir kilise bulunuyor. Elle oyularak yapılan bu kilisenin III. Yüzyılda yapıldığı sanılıyor, pek sağlam kalamamış olsa da görülmeye değer…
Nasıl Gidilir?
Kıyıköy İstanbul’a sadece 164 km uzaklıkta, TEM’den Edirne yönüne doğru giderken Çerkezköy sapağından çıkıp Saray yönüne doğru ilerleniyor. Saray’ı geçtikten hemen sonra ağaçlık bir yoldan ilerleyerek Kıyıköy’e varılıyor. Otobüsle ulaşım sağlamak isteyenler İstanbul Esenler Otobüs Terminali’nden Kıyıköy’e hergün 15.30’da yapılan seferleri kullanabilirler, aynı otobüs 08:15’te geri dönüyor. Yolculuk yaklaşık olarak 2,5 saat sürüyor, haberiniz olsun…
Kıyıköy – Castro Plajı
Ne yenir?
Belde taze balık konusunda bolluk içinde, Kıyıköy balıkçı köyü olduğu için balıklar daima taze olarak çıkıyor. Mevsimine göre balık çeşitleri ve fiyatları değişiyor ancak pahalı değil, yörenin en ünlü balığı az kılçıklı ve beyaz etli bir balık olan kalkan, bunun dışında mezgit, tekir, karagöz gibi başka balıkları da bulmanız mümkün. Derelerden toplanan tatlı su kefali ve kayalıklardan çıkarılan pavuryalar sofralara getirilen diğer lezzetlerden.
Eğer isterseniz Kıyıköy girişindeki balık halinden ucuza balık almanız mümkün, daha sonra bu balıkları mangal ateşinde pişirebileceğiniz ormanlık alanlar ve piknik yerleri var. İsterseniz buralarda balık dışında herhangi bir et çeşidinin de keyfini çıkarabilirisiniz.
Konaklama
Kıyıköy’de iki çeşit konaklama imkanı var, birincisi çadır kurup kamp yapmak, ikincisi ise pansiyonlara yerleşmek. Pansiyonlar genellikle evden bozma gösterişsiz yerler, beldede yaklaşık 20 tane pansiyon var.
