Klasik Koşullanmanın Sınırlılıkları (Garcia Etkisi Gölgeleme Engelleme)

0
Advertisement

Klasik koşullanmanın sınırlılıkları nelerdir? Garcia Etkisi nedir, olumsuz tat koşullanması nasıl olur, gölgeleme nedir, hakkında bilgi.

Klasik koşullanma

1. Garcia etkisi (olumsuz tat koşullaması)

Klasik koşullamanın ufkunu geliştiren çalışmalarından biri de tat koşullamasıdır (Garcia etkisi). Bu çalışmalar geleneksel klasik koşullama kuramına bazı açılardan meydan okumaktadır ve bundan dolayı Garcia öncü bir araştırmacı olarak kabul edilir.

Garcia’nın başlangıçta üzerinde durduğu konu, nükleer radyasyona maruz kalmanın hayvanlar üzerindeki etkisidir. Garcia yaptığı bir dizi çalışmada, kendi kafeslerinde istekle su içen farelerin, radyasyon odasına konulduğunda su içmediklerini gözlemlemiştir. Garcia’nın çalışmasında fareler radyasyon odasında plastik bir su kabından, kendi kafeslerinde ise camdan bir su kabından su İçmişlerdir. Garcia’ya göre, plastik tadındaki su, hızlı bir şekilde radyasyona maruz kalmanın neden olduğu hastalıkla eşleştirilmişti ve böylece koşullama bağlantısı oluşmuştu. Süreç, koşulsuz uyarıcı olan radyasyon etkisinin, koşulsuz tepki olarak hastalığa neden olmasıyla başlamıştır. Tekrarlanan eşleştirmelerle, plastik tadındaki su, hastalık tepkisini ortaya çıkaran bir koşullu uyarıcı olmuştur. Üstelik koşullu uyarıcı ile hastalık tepkisi arasında sekiz saatlik bir zaman aralığı olmasına rağmen koşullama ortaya çıkmıştır. Elde edilen veri, klasik koşullamanın kısa zaman aralığını öngören temel ilkesine ters düşmektedir.

Günlük yaşamda buna benzer durumları gözlemlemek mümkündür.

Örneğin; bir çocuğun doğum gününde içinde mantar da bulunan bir sandviç yediğini ve bundan yaklaşık iki saat sonra midesinin bulandığını ve hastalandığını düşünün. Bu çocuk sonuçta uzun seneler mantar yemeyi reddedebilir. Eğer öyle olursa, çocuğun mantar ile mide bulantısı arasında kurduğu bu ilişki bir koşullama örneğidir ve Garcia etkisi olarak bilinmektedir.

Garcia’nın yaptığı tat koşullaması çalışmaları klasik koşullama öğrenmesine bazı önemli katkılarda bulunmuştur. Bunlardan biri, koşullu uyarıcı ile koşulsuz uyarıcı arasındaki zaman aralığının kısa olması ilkesine karşı gel-mesidir.(mide bulantısı-iki saat geçmiş) İkincisi, her türlü uyarıcı ile koşulsuz uyarıcı arasında bağlantı kurulamayacağını göstermiştir. Garcia, farelerle yaptığı çalışmalarda tat koşullaması oluşturmak için zil sesi ve ışık ile mide bulantısı arasında bir bağlantı kurmayı başaramamış, fakat koku ve mide bulantısı arasında koşullulsağlar oluşturmuştur. Bunun nedeni gerçek yaşamda çeşitli sesler ile mide bulantısı arasında bağ kurmak alışık olunan bir durum değilken, koku ve mide bulantısı ilişkisine aşinalığın olmasıdır. Bu veriler yaşamda önemli pratik sonuçları vardır.

Garcia, bir çiftlikte çakalların koyunları yemesini önlemek için benzer prosedürleri uygulamıştır. Çakalları, koyun etine karşı tiksinti duyacakları şekilde koşullamış ve böylelikle koyunlardan uzak kalmalarını sağlamıştır.

Advertisement

Olumsuz tat koşulması; insanları ve hayvanların birtakım hastalıklara yol açan, hatta ölüme götüren zehirli bitkileri yemeye karşı uyararak tehlikeli durumlardan uzak tutar. Olumsuz tat koşullamasının oluşması için bazen tek bir deneyim yeterli olabilir. Oluşan koşullama bazen yıllarca devam eder. Bazı insanların uzun seneler soğan, sarımsak, maydanoz yemekten uzak durması bu durumla açıklanabilir.

2. Gölgeleme

Gölgeleme, koşullama sürecinde, aynı anda birleşik olarak sunulan iki şartlı (koşullu) uyarıcıdan daha kuvvetli olanın etkisinin zayıf olanın etkisini bastırarak söndürmesine gölgeleme denir.

ÖRNEK

1. Adım; Uyarıcı çiftinin birlikte sunulması

  • (Parlak ışık+ Hafif ses) NU + yiyecek KsU → Salyalama KsT

2.Adım; Uyarıcıların ayrı ayrı sunulması

  • Parlak ışık KU → Salyalama KT
  • Hafif ses NU → Salyalama yok

Köpeğin hafif sese koşullanmamasının nedeni, bu uyarıcıyı fark etmemesi değil, parlak ışıktır. Bir başka ifade ile ışık, parlak olması özelliği nedeniyle diğerinden daha fazla dikkat çekmekte ve koşullama ona olmaktadır. Eğer tek başına yiyecekle eşleştirilecek olursa, ses de kolaylıkla bir koşullu uyarıcı olabilecektir.

Gölgeleme günlük yaşamda değişik şekillerde karşımıza çıkabilir. Örneğin, üst düzey yöneticiler, istenmeyen bir kararı duyurmak için asistan görevlendirirken gölgeleme etkisini kullanıyor olabilirler. Böyle bir durumda çalışanlar alınan kararlardan en çok üst düzey yöneticilerin sorumlu olduğunu bilseler de, kararın açıklanması sırasında daha belirgin olan uyarıcı asistandır. Diğer bir ifade ile asistan, istenmeyen kararla eşleştirilen, yani işçiler tarafından hoşlanılmayan kişi olur. Öte taraftan, daha alt düzeydeki yöneticiler istendik kararları kişisel olarak duyurarak, bu kararların alınmasında minimum düzeyde katkıları olmasına karşılık, kendileri için olumlu izlenim oluşturabilirler.

Advertisement
ÖRNEK
  • “Denize düşen yılana sarılır” atasözü ile dışarıda gezerken karşıdan gelen iki kızdan daha uzun boylu ve güzel olanın beğenilmesi gölgelemeye örnek verilebilir. Burada deniz yılanı, güzel kız güzel olmayanı gölgede bırakmıştır.
  • Çocuğa ders çalışmasını sağlamak için çikolata ve boya kalemi birlikte verildiğinde çocuk daha çok güçlü uyarıcı olan çikolataya karşı tepkide bulunur. Boya kalemi ise ikinci plana itilir, yani çikolatanın gölgesinde kalır.

3. Engelleme (blocking – ketleme)

Önceden oluşturulan bir koşullu uyarıcının, sonradan eşleştirildiği yeni bir nötr uyarıcının koşullanmasına engel olmasına İşaret eder.

ÖRNEK

Bir süre önce mama önlüğü takıldıktan sonra biberon verilen çocuk, birkaç tekrardan sonra önlüğü gördüğünde biberona verdiği tepkiyi vermeye başlar. Daha sonra birkaç kez önce önlük sonra, ikinci koşullu uyarıcı olan çıngırak sesi ve daha biberon verildiğinde ve daha sonra tek başına çıngırak sesi verildiğinde koşullamanın meydana gelmediği görülmektedir. Bu durumda önceki koşullama, daha sonra sürece giren çıngırak sesinin etkisini yok etmiştir.

ÖRNEK

Adım 1: Koşullu uyarıcı olarak ışığın sunulması

  • Işık NU + Yiyecek KsU → Salyalama KsT
  • Işık KU → Salyalama KT

Adım 2: Uyarıcı çiftinin koşulsuz uyarıcı ile tekrarlanan eşleştirmeleri

  • (Zil sesi NU + Işık KU) + Yiyecek KsU → Salyalama KsT

Adım 3: Uyarıcıların ayrı ayrı sunulması

  • Işık KU → Salyalama KT
  • Zil sesi NU → Salyalama yok

Adım 2’de ışığın sunumu sesin koşullanmasını engellemektedir. Koşullamanın oluşmamasının olası nedeni, organizmanın ışık ile daha önce bir koşullama yaşantısının olması, ışığın yiyeceği zaten yordamasıdır. Sonuç olarak zil sesi, yiyecekle eşleştirilmesine karşın etkili bir koşullu uyarıcı olmaz.

DİKKAT

Gölgeleme ile engelleme arasındaki temel fark; gölgelemede uyarıcıların her ikisi de nötr iken (birinci düzey koşullanma) engellemede uyarıcılardan birisine daha önce koşullanıldığı için birisi koşullu, diğeri nötr uyarıcıdır. Engelleme daha çok üst düzey koşullanma ile ilgilidir ve bu koşullanmanın bir sınırlılığıdır.


Leave A Reply