Kol Nedir? Gerçek Mecaz ve Yan Anlamları, Sözlük Anlamı, Terimleri

0
Advertisement

Kol ne anlama gelir? Kol kelimesinin terimler sözlüklerindeki anlamı, gerçek, mecaz ve yan anlamları deyimler ve birleşik kelimelerin anlamları nedir? Kol hakkında bilgi.

kol

Kaynak: pixabay.com

“Kol”
1. İnsan vücudunda omuz başından parmak uçlarına kadar uzanan bölüm
2. Giyside vücudun bu bölümünü saran parça
“Kara yağız oğlan yalandan gözlerinin yaşını pembe mintanının kollarına siliyordu.” – O. C. Kaygılı
3. Makinelerde tutup çevirmeye, çekmeye yarayan ağaç veya metal parça
4. Koyun, dana, kuzu vb.nde ön ayağın üst bölümü
5. Ağaçlarda gövdeden ayrılan kalın dal
6. Bazı çalgıların elle tutulan sap bölümü
7. Koltuk, divan vb.nin yan tarafında bulunan dayanmaya yarayan parça
8. Bir şeyin ayrıldığı bölümlerden her biri, dal (I), kısım, şube, branş
“Türk Dil Kurumunun bilim ve uygulama kolları.”
9. Lakin böyle kardan yolların örtüldüğü bu gecede, koldan korku yoktu. Rahatça eğlenebilirlerdi.” – R. H. Karay
10. İş takımı, ekip, grup
“Öteki koldaki iki hamlacıdan birisi acınacak bir zayıflıktaydı.” – S. F. Abasıyanık
11. askerlik Kanat
“Sağ kol. Sol kol.”
12. Dizi, düzen
“Yürüyüş kolu.”
13. Bir halat oluşturan bükülmüş lif demetlerinden her biri

kolKol; İnsan vücudunun omuz başından parmak uçlarına kadar uzanan kısmının bütününe kol denir. İki kola birden genel olarak ön üyeler denir. On üyeler kollaria, kol ları gövdeye bağlıyan omuz kemerinden meydana gelmiştir.
Kol, başlıca üç kısma ayrılır: Kol, önkol, el.
1.— Kol: Omuz başından dirseğe kadar olan kısımdır. Kolda pazı kemiği denen tek bir uzun kemik bulunur.
2. — Önkol: Dirsekten bileğe kadar olan kısımdır. İskeletinde iki uzun kemik vardır. Elin serçe parmak uzantısında olan dirsek kemiği, baş parmak uzantısında olanı da önkol kemiğidir. Bu iki kemik, elin dönmesini sağlar.
3. — El: İki sıralı sekiz bilek kemiğinden başlar, beş tarak kemiğiyle devam eder.

Diğer Kullanımı

  • “kolağası ”
    Osmanlı ordusunda yüzbaşı ile binbaşı arasında yer alan rütbe
    “Karşı taraftan konuşanın kolağası Mustafa Kemal oluşu hepsini çileden çıkarır.” – F. R. Atay
  • “kol ağzı ”
    Giysi kolunun uç bölümü
  • “kol akımı ”
    Bir elektrik akımında ana devreye eklenen kollarla evlere elektrik veren akım
  • “kol bağı ”
    Kadın bileziği
  • “kolbastı ”
    1. Güreşte ayağı kapılan güreşçinin, rakibinin ayağını tutmasıyla ortaya çıkan geçersizlik durumu
    2. Doğu Karadeniz Bölgesi’ne özgü, halka oyunlarından, hareketli, bireysel özellikleri öne çıkaran bir oyun türü
  • “kolbaşı ”
    1 Herhangi bir ekibin, grubun, iş takımının başı
    2. Orta oyununda kolun başında olan ve kola adını veren oyunları düzenleyen, yöneten kimse
  • “kol böreği ”
    Bütün yufkanın içine kıyma, peynir, patates, ıspanak vb. konulup kol biçiminde sarılarak tepsiye döşenen ve fırında pişirilen bir börek türü
  • “kol değirmeni ”
    Bulgur, yarma vb. tahılların öğütülmesinde kullanılan, kol gücü ile çalışan taş değirmen
  • “kol demiri ”
    Bir kapıyı kapadıktan sonra dışarıdan açılmaması için duvarla kapı arasına konan demir destek
    “Sonra kol demirinin usulca kaldırıldığını duyduk ve aralanan kapıdan içeriye süzüldük.” – R. H. Karay
  • “kol emekçisi ”
    Sadece beden gücünü kullanarak çalışan kimse
    “Bütün kol emekçilerine sıcak bakma eğilimini edindim.” – R. Erduran
  • “kol kapağı”
    Giysi ve gömlek kolunun bileği örten bölümü
  • “kol kemiği ”
    Kolun omuz başından dirseğe kadar olan bölümündeki tek ve uzun kemik, pazı kemiği, karaca kemiği
  • “kol kola ”
    Yan yana ve kollarını birbirine geçirerek
    “İkisi de yalpada, kol kola tutunmasalar yere yıkılacaklar.” – S. M. Alus
  • “kol nizamı ”
    Mangaların yan yana veya arka arkaya dizilişinde kişiler arasında bir kolu boyu mesafe bırakılması durumu
  • “kol saati”
    Bileğe takılan saat, bilek saati
  • “beşinci kol ”
    Bir ülkede gizli olarak düşman için çalışan örgüt
  • “çift kol ”
    Aynı yönde ilerleyen, duran veya yürüyen birliklerden ve araçlardan oluşan yan yana iki kol
  • “eğitsel kol ”
    Öğrencilerin çeşitli alanlarda kendilerini yetiştirmelerini amaç edinen çalışma kolu
  • “kafakol ”
    Güreşte bir oyun türü
  • “karakol ”
    1. Güvenliği sağlamakla görevli kimselerin bulunduğu yapı
    “O işleri bu saatte karakolda bulunan küçük memurlar bilmez.” – R. H. Karay
    2. Güvenliği sağlamak amacıyla dolaşan polis, jandarma veya asker topluluğu, kol, kulluk, devriye
  • “karpuz kol ”
    Bol büzgülü, kabarık, kısa giysi kolu
  • “ön kol ”
    Kolun dirsekle bilek arasındaki bölümü
  • “sağkol ”
    Birinin çok güvendiği kimse
    “Kendisine kardeşim gözüyle bakılacağını, isterse her konuda sağkolum olacağını söyledim.” – R. Erduran
  • “takma kol”
    Kesilen, kopan bir kolun yerine takılan yapma kol
  • “kolu uzun ”
    Gücü yeter, sözü geçer
  • “cırcır kolu ”
    Lokma vidaları sökmeye yarayan alet
  • “çengi kolu”
    Çengilerden oluşan topluluk, çengi takımı
  • “dağ kolu”
    Sıradağlardan her iki yöne doğru uzanan dağ sırtı
  • “deve kolu ”
    Çöl nitelikli bölgelerde taşıma işlerinde kullanılmak için develerden kurulmuş askerî ulaştırma birlikleri
    “Deve kolundan neferler geldi.” – F. R. Atay
  • “imdat kolu ”
    Tehlike anında yolcuların aracı durdurabilmesi veya kapıları açabilmesi için görünür bir yerde bulunan durdurma veya açma kolu
  • “iş kolu ”
    1. Ekonomik etkinliklerin sınıflandırılması sonucu birbirine benzeyen veya aynı nitelikte olan çalışma dallarından her biri
    2. Bu dalların herhangi birinde çalışanların bütünü
  • “kantar kolu ”
    Üzerinde kantar topunun bulunduğu ve hareket ettiği demir çubuk
  • “kapı kolu ”
    Kapıyı açmaya veya kapamaya yarayan, genellikle metalden yapılmış nesne
  • “keşif kolu ”
    Düşmanın durumunu anlamak, arazi ve yollar hakkında bilgi toplamak için gönderilen kol
  • “kumanda kolu ”
    Genellikle bilgisayar oyunlarında oyunu yönetebilmek için kullanılan özel bir araç
  • “sürgü kolu ”
    Tüfeklerde fişek sürüp kovan boşaltan sürgünün elle tutulan kolu
  • “tulumba kolu ”
    Tulumbadan su çıkarmak için tulumbaya basmayı sağlayan uzun demir kol
  • “vites kolu ”
    Motorlu taşıtların dişlilerini birbirine geçirmeye yarayan manivela
  • “yay kolu ”
    Ok yaylarının esneyen uçlarının her iki yanı
  • “yürüyüş kolu ”
    1. Belli bir bölgeye ulaşmak veya bulunulan bir bölgeden ayrılmak amacıyla bir kumanda altında, düzenli yürüyüş yapan piyade, zırhlı veya motorlu birliklerin tümü
    2. Bir amaç doğrultusunda bir yöne veya yere giden topluluk
    “Dağda iki ayrı yürüyüş kolu zirveye ulaşmaya çalışıyordu.”
  • “zuhuri kolu ”
    Orta oyunu takımı
    “Çayır’da da Kavuklu Hamdi’nin zuhuri koluna rastlanabilir.” – S. Birsel


Leave A Reply