Konuşmak İle İlgili Atasözleri ve Anlamları Açıklamaları, Konuşmak Geçen

0
Advertisement

İçinde konuşmak, söylemek kelimesi geçen atasözleri nelerdir? Konuşmak, söylemek, anlatmak hakkındaki atasözleri, anlamları ve açıklamaları.

Konuşmak İle İlgili Atasözleri

Konuşmak İle İlgili Atasözleri

  • * deveci ile konuşan kapısını büyük açar:
    yüksek makam sahibi kimselerle ilgisi olanlar durumlarının gerektirdiği özveriyi göze almalıdırlar.
  • * eğri oturup doğru konuşalım:
    birisine karşı tutumumuz ne olursa olsun doğruyu söylemeliyiz.
  • * hayvan koklaşa koklaşa, insan konuşa konuşa:
    insanlar konuşarak birbirlerini daha iyi anlarlar.
  • * insan konuşa konuşa, hayvan koklaşa koklaşa:
    insanlar konuşarak birbirlerini daha iyi anlarlar.
  • * berberin solumazı, tellağın terlemezi, kahvecinin söylemezi:
    çalışan kişinin kötü özellikleriyle müşterilerine rahatsızlık vermeyeni makbuldür.
  • * az söyle çok dinle:
    kişinin gereksiz konuşmaktansa az konuşması ve konuşulanları dinlemesi daha iyidir.
  • * arkadaşını söyle, kim olduğunu söyleyeyim:
    kişi kendisine uygun kimselerle arkadaşlık kuracağı için arkadaşını tanıdığımızda o kişinin de kimliğini öğrenmiş oluruz.
  • * aşk ağlatır, dert söyletir:
    âşığın yüreği yaralıdır ve daima ağlar, bir derdi olan da herkese derdini anlatır.
  • * arife günü yalan söyleyenin (oruç yiyenin) bayram günü yüzü kara çıkar (olur):
    bir sözün yalan olduğu çabuk anlaşılır ve söyleyen toplum içinde utanılacak bir duruma düşer.
  • * ağzından hayır çıkmazsa bari şer söyleme:
    lehte konuşmuyorsun, hiç olmazsa aleyhte de konuşma.
* akıllı, sözünü akılsıza söyletir:
başkası adına konuşmak, insanın başını derde sokar.
  • * akil isen açma sırrın dostuna, çünkü dostun dostu vardır, o da söyler dostuna:
    bir sır en yakın dosta bile söylenmemelidir.
  • * acıkan ne olsa yer, acıyan ne olsa söyler:
    geçim sıkıntısı içinde bulunan kişi geçinebilmek için her yolu dener, her işi yapar, canı yanan kişi de sonunu düşünmeden ağzına geleni söyler.
  • * aç ile eceli gelen söyleşir:
    açın gözü hiçbir şeyi görmez, karnını doyurabilmek için kendisine güçlük çıkaran bir kimseyi öldürebilir.
  • * açma sırrını dostuna, dostunun dostu vardır o da söyler dostuna:
    bir sır en yakın dosta bile söylenmemelidir.
* açtırma kutuyu, söyletme kötüyü:
kendin hakkındaki kötü düşüncelerimi veya bildiklerimi bana söyletme.
  • * çok bilen (söyleyen) çok yanılır:
    çok bildiği için kendine güvenen kişi, bilmediği şeylere de karışır ve bunlarda yanılır.
  • * çok söyleme arsız edersin, aç bırakma hırsız edersin:
    yönetimi altında bulunan kimselere sık sık müdahale edenler bekledikleri verimi alamadıkları gibi onları da arsız ederler; yiyecek ve para bakımından da sıkıntıya düşürenler onları hırsızlığa itmiş olurlar.
  • * derdin yoksa söylen, borcun yoksa evlen:
    derdi olmayan kimse önemsiz şeyleri kendisine dert edinerek söylenir, borcu olmayan kimse de evlenirken birçok şey satın almak zorunda kaldığı için borçlanır.
  • * derdini söylemeyen (saklayan) derman bulamaz:
    insan sıkıntısını başkasına açıklayarak giderebilir.
  • * dert ağlatır, aşk söyletir:
    derdi olan acı çeker, ağlar; âşık olan kimse de içindeki duyguları dışa vurup ferahlamak için durmadan söylenir.
  • * dili olsa da söylese (anlatsa):
    cansız nesneler konuşabilseler bazı olaylara tanıklık da edebilirler.
  • * doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar:
    doğru olmakla birlikte başkalarının işine gelmeyen sözleri söyleyenlerin sevilmediğini anlatan bir söz.
  • * doğru söyleyenin bir ayağı üzengide gerek:
    doğru sözlü olan kişi sevilmeyen, istenmeyen kişi olacağı için bulunduğu yerden ayrılmaya hazır olmalıdır.
  • * doğru söyleyenin tepesi delik olur:
    sözüm bir kimseye dokunur mu diye düşünmeyerek doğruyu söyleyen kişi çok düşman kazanır.
  • * dost acı söyler:
    yakınlarımız, eksikliklerimizi çekinmeden söylerler.
  • * dost dostun ayıbını yüzüne söyler:
    gerçek dost uyarmak, kusurun düzeltilmesini sağlamak amacıyla ayıbı yüze karşı söyler.
  • * gün doğmadan kimliği söylenmez:
    bir iş iyice belli olmadan sonucu hakkında yargı yürütülemez, yarın ne gibi durumlar veya olaylar çıkacağını kimse bilmez.
  • * hayvan koklaşa koklaşa, insan söyleşe söyleşe:
    insanlar konuşarak birbirlerini daha iyi anlarlar.
  • * hocanın dediğini yap (söylediğini dinle), yaptığını yapma:
    öğreten kimseler doğruyu bilirler ama çoğu zaman bunu kendileri yapmazlar.
* iki dinle bir söyle:
çok konuşmak doğru değildir.
  • * insan gönlünün artığını söyler:
    insanlar şaka yaparken içlerinden geçeni yansıtırlar.
  • * istediğini söyleyen istemediğini işitir:
    bir kimseye hakaret etmek, ağır sözler söylemek doğru değildir, o da ağır sözlerle karşılık verir.
  • * kendi söyler kendi dinler:
    ne söylediği anlaşılmaz, söylediği şeylere önem verilmez.
  • * kızım sana söylüyorum (dedim) gelinim sen anla (işit):
    1) doğrudan doğruya kendisine söylenemeyen düşünce ve uyarıların, o kimsenin çok yakınına söylendiğinde kullanılan bir söz; 2) herhangi birine dolaylı olarak söylenecek uyarı söz konusu olduğunda kullanılan bir söz.
  • * kötü söyleme eşine, ağı katar aşına:
    ilişkide bulunduğun kimseleri sözlerinle incitme, kötüleme ki onlar da sana daha büyük kötülük yapmasınlar.
  • * var varlatır, yok söyletir:
    varlık, kişiye yüksekten atma ve varlığını artırma gücü verir; yokluk ise ancak sızlanmaya, yakınmaya yol açar.
  • * söyleyenden dinleyen arif gerek:
    kapalı konuşan bir kişinin ne demek istediğini ancak o konudan haberdar olan kişi anlar.
  • * söyleyene bakma, söyletene bak:
    çinden geleni söyleyen bir kişinin sözlerine inanmak istediğimiz için bu sözleri ona Tanrı söyletiyor diye düşünürüz.
  • * sözü söyle alana, kulağında kalana:
    söylediklerin bir kulağından girip öbür kulağından çıkan kimseye nefes tüketme.
  • * sırrını açma dostuna, o da söyler dostuna:
    bir sır en yakın dosta bile söylenmemelidir.
Sükut İkrardan Gelir:

ANAFİKİR : Bir suçlama karşısında susmak, suçlamayı kabullenmek demektir.

Kişi nerede konuşacağını, nerede susması gerektiğini iyi bilmelidir. Kimi yerde söz gümüş, sükût altın olabileceği gibi, yerine göre de söz altından daha gerekli daha değerli olabilir. Bir suçlama karşısında kalan kişi, gerçekten suçsuz ise kendisini savunmak için konuşmalıdır. Bildiği gerçekler varsa ortaya koymalıdır. Kişinin kendi hakkını korumak kadar doğal bir şey olamaz. Suçlanan kişinin suçlamalar karşısında konulmaması, suçunu kabullenmesi olarak anlaşılır.

Söz Gümüşse Sükut Altındır:

ANAFİKİR : Susmak çoğu kez konuşmaktan daha yararlıdır.

Yerinde konuşmasını, yerinde susmasını bilmek gerekir. Kişi yersiz konuşmalarıyla başına iş açabilir. Oysa susan kişi için böyle bir tehlike söz konusu değildir. Ayrıca dinleyen kişi, karşısındakinden çok şey öğrenir. Öyleyse konuşmanın da, susmanın da bir zamanını, yerini bilmek gerekir.

Advertisement

Gümüş ve altın değerli madenlerdir. Gümüş değerli olmakla birlikte zamanla kararması, parlaklığım yitirmesi nedeniyle altından daha az değere sahiptir. Çünkü altın kararmaz, parlaklığını yitirmez, dış özelliklerle değerinden bir şey eksilmez. Susmak da çoğu kez konuşmaktan daha yararlı olmakla, gümüş karşısında altının değerindedir. Öyle yerler olur ki susmasını bilmek kişiye bir erdemlik kazandırır; konuşmak ise başkasını kırmaya, yanlış anlaşılmalara neden olabilir. Dinleyen başkasından çok şeyler öğrenir, konuşan yeni bir şey öğrenmez, bildiklerini aktarır. Önemli olan konuşulması gereken yer ile susulması gereken yerleri bilmektir.


Yorum yapılmamış

Leave A Reply