Köşe İle İlgili Deyimler ve Anlamları Açıklamaları, İçinde Köşe Geçen

0
Advertisement

İçinde ve anlamında köşe kelimesi geçen deyimler nelerdir? Köşe ile ilgili, köşe hakkında deyimler ve anlamları, açıklamaları.

Köşe İle İlgili Deyimler ve Anlamları

Köşe İle İlgili Deyimler ve Anlamları

  • “aklının bir köşesine yazmak” : ileride hatırlamak üzere belleğine almak.
  • ” aklının köşesinden geçmemek” : hiçbir zaman düşünmemek
  • “bekle yârin köşesini!” : yakında gerçekleşeceği beklenmeyen umutlar için söylenen bir söz.
  • “bir köşeye atılmak” : terk edilmek, ilgilenilmemek, kendi kaderine terk edilmek
  • “bir köşeye çekilmek” : hiçbir işe karışmayarak yaşamak.
  • “bir köşeye koymak” : saklamak, biriktirmek
  • “bir köşeye oturmak” : gelin olmak, evlenmek.
  • “(bir şeyi) bir köşeye atmak” : gerektiğinde kullanılmak için bir yere koymak.
  • “ciğerimin köşesi” : 1) çok sevdiğim 2) çok sevgili evladım.
  • “dünyanın kaç bucak (köşe) olduğunu göstermek (anlamak)” : dünyada ne gibi güçlükler olduğunu bildirmek (anlamak), insanın başına neler gelebileceğini öğretmek veya öğrenmek.
  • “kendi köşesinde yaşamak” : yalnız başına yaşamak
  • “kıyıda köşede kalmak” : göze çarpmayan bir yerde unutulmuş olmak.
  • “köşe kapmaca oynamak” : 1) her tarafa yayılmak 2) darmadağın olmak.
  • “köşe bucak kaçmak (saklanmak)” : kimseye görünmek istememek
  • “köşe kapmaca oynamak” : biri başkasına gidip bulamadığı sırada, o da kendisine gelip bulamamak, birbirini arayıp durmak.
  • “köşe tutmak” : karışmak, kendini belli etmek, görünmek
  • “köşebaşını tutmak” : etkili olabilecek en önemli makamda bulunmak veya o yeri ele geçirmek
  • “köşede bucakta kalmak” : ilgisizlikten gözden uzakta bulunmak
  • “köşesine çekilmek” : toplumdan kaçıp hiçbir şeyle ilgilenmeyerek tek başına yaşamak.
  • “köşeyi dönmek” : 1) hiçbir çaba göstermeden kısa sürede zengin olmak; 2) kısa yoldan ve büyük bir emek harcamadan sosyal ve ekonomik güç edinmek.

Köşe Nedir? Sözlük Anlamı

  • “Köşe”
    1. Birbirini kesen iki çizginin, iki düzlemin oluşturduğu açı, zaviye
    “Kutunun sivri köşesi.”
    2. İki duvarın birleştiği girintili veya çıkıntılı yer
    “Seniha Hanım parmağını odanın köşesine uzattı.” – P. Safa
    3. İki sokağın veya caddenin kesiştiği yer, büküç
    “Türk kadınları alacalı bir ipek kumaş gibi köşeye birikmişlerdi.” – Ö. Seyfettin
    4. Bölüm, yer veya yan
    “Burgaz’ın sokaklarında her köşeden Türkçe işitiliyor.” – Y. K. Beyatlı
    5. Kuytu, tenha veya ücra yer
    6. Kimsenin kolay kolay uğramadığı yer
    “İlk adımda otel, han, kahve köşeleri bulmak ihtiyacı baş gösterecek.” – R. H. Karay
    7. Futbol alanını oluşturan yan ve kale çizgilerinin kesişme noktalarından her biri, korner
  • “köşe olmak ”
    köşeyi dönmek
  • “köşe tutmak ”
    karışmak, kendini belli etmek, görünmek
    “Kemanın ince gıy gıylarına boş mağaralardaki ses akisleri gibi öten pes perdeden bir öksürük köşe tutuyor.” – H. E. Adıvar
  • “köşesine çekilmek ”
    toplumdan kaçıp hiçbir şeyle ilgilenmeyerek tek başına yaşamak
  • “köşeyi dönmek ”
    1. hiçbir çaba göstermeden kısa sürede zengin olmak
    2. kısa yoldan ve büyük bir emek harcamadan sosyal ve ekonomik güç edinmek
  • “köşe atışı”
    Futbol, hentbol ve su topunda bir oyuncu, topu kendi kale çizgisi dışına çıkardığında karşı taraf lehine kale çizgisi ile yan çizgisinin kesiştiği noktadan yapılan serbest atış, köşe vuruşu, korner, korner atışı, korner vuruşu
  • “köşebaşı ”
    1. Bir sokağın başka bir sokakla veya caddeyle kesiştiği yer
    “Felek benim kurulu yayım yastı / Her köşebaşında yolumu kesti” – Pir Sultan Abdal
    2. Önemli makam
  • “köşebent ”
    1. Bir yere fotoğraf yapıştırmaya yarayan, üçgen biçiminde arkası zamklı küçük kâğıt
    2. Birleşen iki kereste vb.ni tutturmaya yarayan, dik açı biçiminde bükülmüş demir, L demiri
  • “köşe bucak”
    Her taraf
    “Doktorun hanımı da Nadir Hanım’a evin köşesini bucağını göstermeye başladı.” – M. Ş. Esendal
  • “köşe demiri ”
    Dik açı biçiminde üretilmiş demir
  • “köşe dolabı ”
    Köşe yere yerleştirilen dik açı biçiminde yapılmış dolap
  • “köşe dönmeci ”
    Köşe dönücü
  • “köşe dönücü ”
    Çıkarını, en kısa zamanda sonuç alacak biçimde düşünen kimse, köşe dönmeci
“köşe kadısı ”
İş yapmayı sevmeyen, rahatına düşkün kimse
  • “köşe kapmaca ”
    Çocukların köşeleri tutup bunları birbirlerine kaptırmamaya çalışarak oynadıkları oyun
  • “köşe koltuğu ”
    Odanın veya salonun köşesini kaplayan koltuk
    “Ailevi bir laubalilikle genç adam, köşe koltuğuna kuruldu.” – P. Safa
  • “köşe minderi ”
    Köşeye yerleştirilmiş kabarık büyük minder
    “Köşe minderi üzerinde yanlamasına uzanarak yarı bitmiş cümlelerle bize bir mevzu verdi.” – F. R. Atay
  • “köşe penceresi ”
    Duvarlar arasındaki köşede bulunan pencere
    “Adamcağız vaktini köşe penceresinde gazetesini okumakla geçirdi.” – R. H. Karay
  • “köşe rafı ”
    Köşeyi kaplayacak biçimde yapılmış raf
  • “köşe taşı ”
    1. Binalarda tek parça biçiminde köşeleri tutan taş
    2. Çok önemli olan
  • “köşe vuruşu ”
    Köşe atışı
  • “köşe yastığı ”
    Köşe minderi üzerine dik olarak konan ve köşeleri tutan yastık
  • “köşe yazarı ”
    Köşe yazısı yazan kimse, fıkracı
  • “köşe yazısı ”
    Gazete veya dergilerde gündelik konuları bir görüş ve düşünceye bağlayarak yorumlayan ciddi veya eğlendirici yazı türü, fıkra
    “Köşe yazısının yankıları aylarca sürüyordu.” – M. İzgü
  • “başköşe ”
    Bir yerde en saygın kişinin veya büyüklerin oturması için ayrılan yer, tör
    “Suya en başköşeyi ayırmalarının nedeni de iyi suyun, hemen hemen memleketimizin dört bucağından fışkırmasıdır.” – S. Birsel
  • “dörtköşe ”
    Keyifli, sevinçli
  • “dört köşe ”
    Kare biçiminde olan
    “Börekçi fırınının karşısındaki dört köşe taşlar döşeli, iki yanı ağaçlı yoldan çarşıya doğru yürüyordu.” – Y. Atılgan
  • “kenarda köşede ”
    Dikkati çekmeyen veya umulmayan yerlerde
  • “kıyıda köşede ”
    Göze çarpmayan, umulmayan yerlerde, kıyıda bucakta
  • “konuk köşesi ”
    Konukların oturması için hazırlanmış özel yer, yiğit bucağı
    “Güneş Bey konuklarını bey çadırının yiğit bucağı denen konuk köşesine oturttu.” – N. Araz
  • “müzik köşesi ”
    Değişik müzik türlerinin bir mağazanın belli bir bölümünde veya köşesinde, plak, kaset, uzunçalar vb. olarak satışa sunulduğu yer


Leave A Reply