İçinde kötü, kötülük kelimesi geçen deyimler ve atasözleri nelerdir? Bu deyimler ve atasözlerinin anlamları ve açıklamaları. Kötülük hakkında
Kötülük İle İlgili Atasözleri Deyimler
ATASÖZLERİ
- *** acı (kötü) söz insanı (adamı) dinden çıkarır, tatlı söz yılanı inden çıkarır
gönül alıcı, okşayıcı sözlerle karşımızdakinin inadı yenilebilir. - *** açtırma kutuyu, söyletme kötüyü
kendin hakkındaki kötü düşüncelerimi veya bildiklerimi bana söyletme. - *** adamın kötüsü olmaz, meğer züğürt ola
toplum içinde herkesin bir değeri vardır ancak züğürtlere değer verilmez. - *** bir kötünün yedi mahalleye zararı vardır (dokunur)
bir kötünün, yalnızca yakın çevresine değil daha geniş çevrelere de zararı dokunur. - *** insanın kötüsü (fenası) olmaz; meğer ki parası olmaya
toplum içinde herkesin bir değeri vardır ancak züğürtlere değer verilmez. - *** iyi evlat babayı vezir, kötü evlat rezil eder
babaya ün kazandıran da el içine çıkamayacak bir duruma düşüren de çocuklarının tutumlarıdır. - *** iyiliğe iyilik her kişinin kârı, kötülüğe iyilik er kişinin kârı
iyiliğe karşı iyiliği herkes yapabilir, önemli olan kötülüğe karşı iyilik yapabilmektir. - *** iyiliğe “nereye gidiyorsun” demişler, “kötülüğe” demiş
birçok iyiliğin karşısında kötülük vardır. - *** kötü haber tez duyulur
ölüm gibi kötü haber çabuk yayılır. - *** kötü komşu insanı hacet sahibi eder
kötü komşu kendisinden emanet olarak istenen şeyi vermez, emanet isteyen de gidip o şeyden satın alır. - *** kötü söyleme eşine, ağı katar aşına
ilişkide bulunduğun kimseleri sözlerinle incitme, kötüleme ki onlar da sana daha büyük kötülük yapmasınlar. - *** kötü söz insanı dininden çıkarır
gönül alıcı, okşayıcı sözlerle karşımızdakinin inadı yenilebilir. - *** kötülük her kişinin kârı, iyilik er kişinin kârı
iyiliğe karşı iyiliği herkes yapabilir, önemli olan kötülüğe karşı iyilik yapabilmektir. - *** kötürümden aksak, hiç yoktan torlak yeğdir
kusurlu da olsa bir şeyin elde bulunması, hiç bulunmamasından daha iyidir. - *** terzinin işi kötü, ayıbını örten ütü
kişi, olumsuz yanlarını gizlemeyi bilir.
DEYİMLER
- *** adı kötüye çıkmak
ünü kötü olarak yayılmak. - *** (biri için) kötü söylemek
birtakım olumsuz, beğenilmeyen, istenmeyen tutum ve davranışları olduğunu söylemek, kötülemek. - *** işin kötüsü
işin kötü yanı: “Cahil adam neye uğradığını şaşırmış ve işin kötüsü yatışır gibi olan merakı yine kabarmıştı.” -İ. O. Anar. - *** iyiye iyi, kötüye kötü demek
hatır için söz söylememek, dürüst olmak. - *** kötü gözle bakmak
1) bir kimse için iyi olmayan düşünceler beslemek, bunu belli edercesine bakmak: “Tiyatroda kimse kimseye kötü gözle bakamaz.” -S. F. Abasıyanık. 2) cinsel duygu ile bakmak: “Ben bu kambur kızdan hoşlanmışsam, onu sevmişsem neden ona kötü gözle bakmış olayım?” -O. V. Kanık. - *** kötü kişi olmak
bazı kimseler birtakım insanların düşmanlığını kazanmak. - *** kötü kötü düşünmek
üzüntülü düşüncelere dalmak: “Ben başladım kötü kötü düşünmeye.” -N. Hikmet. - *** kötü olmak
1) olumsuz bir durum almak; 2) beğenilmemek, takdir edilmemek; 3) kadın kötü yola düşmek: “En insaflıları biraz acır, ah zavallı kötü oldu, alnının yazısı imiş derler.” -Ö. Seyfettin. - *** kötü yola düşmek
kötü kadın olmak. - *** kötü yola sapmak
doğruluktan ayrılıp istenilmeyen ve yanlış işler yapmak. - *** kötü yola saptırmak
kötü yola sürüklemek: “Parmak kadar çocuğu kötü yollara saptıranların kökünü kazırım.” -S. Ali. - *** kötü yola sürüklemek
yasa dışı, uygunsuz veya hoşa gitmeyen bir yaşayış içine sokmak: “Kız kardeşini kötü yola sürükledi diye babası reddetmişti.” -S. F. Abasıyanık. - *** kötülük etmek (yapmak)
kötü davranmak, zarar vermek: “kötülük edeni öldürür veya ayetlerin emrettiği cezalardan birini verir.” -F. R. Atay. - *** kötürüm olmak (kalmak)
1) yaşlılık veya sakatlık sebebiyle yürüyememek: “Mağdurun belinden aşağısını felce uğrattı, bütün hayatı boyunca kötürüm kaldı.” -B. Felek. 2) mec. güçsüz kalmak: “Acılıyım karım öleli / Kalmışım yarı kötürüm” -B. Necatigil. - *** kötüye çekmek
yanlış, beğenilmeyen bir anlam vermek: “Ne oldu ki Ömer ağa, dedi. Lafımı yanlış anladın, kötüye çektin?” -S. F. Abasıyanık. - *** kötüye kullanmak
1) yetkisini yasalara aykırı yolda kullanmak: Görevlerini kötüye kullandılar. 2) birinin iyi davranışından istenilmeyen yolda yararlanmak: “O benim dinlemekteki sabrımı, saflığımı kötüye kullandı.” -H. R. Gürpınar.
Yorum yapılmamış
çok iyi ya ne kadar teşekür etsem azdır iyi kide bu icadı yaptınız
esmanur