Küçük Nedir? Sözlük Anlamı

1. Boyutları, benzerlerininkinden daha ufak olan, mikro, büyük karşıtı
“Duvar, çeşitli küçük kâğıtlara basılmış resimlerle kaplıydı.” – A. Kutlu
2. Yaşı daha az olan
“Zaten galiba en küçük oğlun ölümcül bir hastalığı olduğuna hiçbirimiz inanmak istemiyorduk.” – A. Ağaoğlu
3. Niceliği az olan
“Kimseden en küçük bir alaka görmüyordum.” – S. F. Abasıyanık
4. Niteliği aşağı olan, bayağı
“Küçük adam.”
5. Geri aşamada
“Küçük bir memur.”
6. Değersiz, önemsiz
“Bu iyi, temiz, sıhhatli küçük insanların uykusu bambaşka bir şey.” – S. F. Abasıyanık
7. Kısık, parlak olmayan (ses)
“Küçük, tatlı bir sesle kovboy şarkıları söyledi.” – R. H. Karay
8. Küçük abdest
9. Makam, rütbe, derece bakımından daha aşağı olan kimse

çok böbürlenmek, kibirlenmek
“Aslarda o küçük dağları ben yarattım diyen heybet … varken … o güdük, o boynu bükük konçinalar onlara bir türlü el kaldıramıyorlar.” – H. Taner

1. her yaştaki kişilere karşı dostça, arkadaşça davranmak

2. her makam ve durumdaki kişilere karşı dostça ve anlayış göstererek davranmak
“Protokol kaidelerini çok zaman bir yana atıp küçükle küçük, büyükle büyük olmasını biliyordu.” – Y. K. Karaosmanoğlu

büyüklük taslayanlar için söylenen bir söz

Gelir düzeyi düşük şehirli halk
“Recep Bey sürekli yükselmek isteğiyle yanıp tutuşan, alaturka bir küçük burjuvadır.”

Damağın arkasında bulunan dile benzer küçük uzantı

Bir tasımda, küçük terimi taşıyan öncül, minör

Kalbin gevşemesi sırasında ölçülen kan basıncı

Bilinen dokuz büyük gezegene göre çok küçük olan gezegen

1. Belirli bir ölçüde

2. Yaygın olmayan

Sakarca cinsi bir tür kuş

Küçük ünlü uyumu

Vücudun, sırt yere dönük olarak avuçlar ve dizler üstünde dayalı ve gergin bulunduğu durum, el diz köprüsü

Orta dalga

Şubat ayı, gücük ay