Kültürün Özellikleri Nelerdir? Maddeler Halinde Açıklamaları

0
Advertisement

Kültürün özellikleri nelerdir, hakkında bilgi? Sosyolojide Kültürün özelliklerinin maddeler halinde ve açıklamalı anlatımı.

KÜLTÜRÜN ÖZELLİKLERİ

Kültürün özellikleri şunlardır:

türk kültürü

Kaynak: pixabay.com

1. Kültür, insanların toplum hâlinde yaşamasından donar.

Toplumun dışında, ondan bağımsız bir kültürden söz edilemez. O, toplum hâlinde yaşayan insanlarca yaratılır ve ortaklaşa paylaşılır.

2. Kültür eğitim ve öğretim yoluyla sonradan kazanılır.

Yeni doğan bir insan, gözlerini dünyaya hangi toplum içinde açtıysa o toplumun kültürünü öğrenmek zorundadır. Çünkü, konuşulan dili, nasıl giyinilmesi, nasıl davranılması gerektiğini henüz bilemez. Bütün değer ve davranışları ailesinden, çevresinden görerek, duyarak, okuyarak öğrenir.

Kültür, bireyin doğuştan kalıtım yoluyla getirdiği bir değerler topluluğu değil, sonradan yaşadıkça kazandığı bir birikimdir. Her birey kültürü yaşamı boyunca edindiği alışkanlık, davranış ve tutumla kazanır. Doğumundan hemen sonra ailesinden alınıp başka bir topluma götürülen ve orada büyütülen bir çocuğun içinde yaşadığı toplumda geçerli olan dili, dini ve yaşam biçimini kolayca öğrenip benimsediği görülür. Bu da bize kültürün eğitim ve öğretimle edinildiğini kanıtlar.

3. Kültür, devamlılık gösteren bir süreçtir.

Kültür öğeleri kısa bir zaman dilimi içinde meydana gelmemiştir. Tüm kültür öğeleri, ait oldukları toplumun tarihsel sürecinde oluşmuş, yaygınlaşmış ve kuşaktan kuşağa aktarılarak devamlılık göstermiştir. Örneğin; toplumda geçerli olan dil, bir tarih dönemi içinde oluşmuş, yaygınlaşmış ve zaman içinde gelişim göstererek asırlarca var olmaya devam etmiştir. Bu değişim ve gelişim ise hiç bitmemiş ve dil, kültürel bir miras olarak günümüze kadar ulaşmıştır.

Advertisement
4. Kültür, zamanla değişir.

Fakat bu değişme çok yavaş olduğu için pek fark edilemez. Bireyler, kendilerine miras olarak aktarılan kültürü öğrenir, yaşar ve yaşatırlarken farkında olmadan onda bazı değişiklikler yaparlar. Kendilerinden sonraki kuşaklara onu bu değişik biçimiyle aktarırlar. Örneğin, bir kültür öğesi olan dil zamanla değişmektedir. Bugün Anadolu’da konuşulan Türkçe; Hunlar, Uygurlar dönemindeki Türkçeden, farklıdır. Toplumlar arası ilişkilerin arttığı çağımızda bu değişiklikler daha da hızlı olmaktadır.

5. Kültür, toplumdan topluma da değişir.

Her toplumun kültürü kendine özgü özellikler taşır. Her kültür, bazı olaylara farklı bir anlam verir ve farklı bir biçimde yorumlar. O kültürün üyeleri de onları olduğu gibi kabul ederler. Örneğin; Eskimolarda ana babalar kendi kendilerine bakamayacak kadar yaşlanınca çocukları tarafından ölüme terk edilirler. Bu gibi hâllerde evlatların anne ve babalarına bakmaları, Eskimo kültüründe çocuğun onlara sadakat borcunu ödememesi olarak değerlendirilir ve kınanır. Oysa, gelişmiş toplumlarda böyle bir davranış hoş karşılanmaz.

6. Kültür, toplum yaşamında bazı işlevleri gerçekleştirir.

Kültür öğeleri toplumdaki bireylerin bedensel, ruhsal, düşünsel ve toplumsal ihtiyaçlarını karşılayan araçlar, davranışlar ve değerlerdir. Örneğin; manevi kültür öğesi olan toplumsal değer ve normlar, toplumda düzeni sağlama işlevini yerine getirir. Yine bir kültür öğesi olan ekonomi kurumu, insanların ekonomik ihtiyaçlarını karşılar.

7. Kültür, bireylerin uyması gereken ideal kurallardan ve davranış örüntülerinden oluşur.

“Olması gereken”i ortaya koyar. Fakat bireyler bu istenileni aynen yerine getiremezler. Kişiler, aynı kültürün üyeleri oldukları hâlde kültürün koyduğu ideallere tamamıyla uygun hareket edemezler. Örneğin; bizim kültürümüzde iyi bir anne ve baba olmanın ölçütleri bellidir. Fakat çeşitli engeller nedeniyle bireyler bu ölçütlere tamı tamına uygun davranışlar sergileyemezler. Kültürün gerektirdiklerini yerine getiremezler. Aynı şekilde kültürdeki ideal kurallardan biri, bireylerin özel yaşamına saygılı olunması olabilir. Bu kültürde, kitle iletişim araçları insanların özel yaşamını en ince ayrıntısına kadar ele alıp sergilerse kültürün ortaya koyduğu ideal bir kurala uyulmamış olur.

8. Kültürün maddi ve maddi olmayan öğeleri uyumlu bir bütün oluşturur.

Maddi öğeler manevi öğeleri, maddi olmayan öğeler de maddi öğeleri etkiler. Örneğin; 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren motorlu araçlar yaygınlaşmıştır. Bu nedenle yollar geliştirilmiş, şehir merkezleriyle kırsal bölgeler arasındaki ilişkiler sıklaşmıştır. Maddi kültür ögelerindeki bu değişme, maddi olmayan kültürde de değişmeler ortaya çıkarmıştır. İşlenen trafik suçları, hukuk kurallarında yeni düzenlemeler yapılmasını gerektirmiştir. Eğlence şekillerinde, aile yaşamında, ahlak kurallarında değişmeler olmuştur. İnsan yaşamına giren ve bir maddi kültür unsuru olan motorlu araçlar, maddi olmayan kültürde oluşturduğu değişikliklerle 20. yüzyıl toplumunu büyük ölçüde değiştirmiştir.

Kültürün maddi olmayan öğeleri de maddi öğelerini etkiler. Örneğin; Avrupa’da saat oldukça erken bir dönemde hızla yaygınlaşmıştır. Çünkü, kiliseler inananların belirli saatlerde toplanmalarını sağlamak istiyordu. Saatler kilise kulelerine yerleştirildi. Böylece, herkes saatten haberdar oldu ve günlük işlerini saate göre düzenlemeye başladı. Sonuçta saat, toplumun bir ihtiyacı hâlini almaya başladı. Böylece maddi olmayan bir kültür öğesi, maddi bir kültür öğesi olan saatin hızla yaygınlaşmasında etkili olmuştur.

Advertisement
9. Kültürün maddi öğeleri, maddi olmayan öğelerine oranla daha hızlı değişir.

Maddi olmayan kültür öğeleri, bu hızlı değişime ayak uydurmakta zaman zaman zorlanır. Buna kültürel gecikme adı verilir. Kültürel gecikme kavramı, ilk kez Ogburn tarafından kullanılmıştır. Kültürel gecikme sonucunda belirli bir süre uyumsuzluk yaşanır ve çeşitli sorunlar ortaya çıkar. Örneğin; matbaa Avrupa’da ilk kez 1450’lerde kullanıldığı hâlde, Osmanlı Devleti’nde İbrahim Müteferrika tarafından kullanımı 1727 yılında olmuştur. Matbaanın kullanılmaya başlaması, hemen bazı yasal düzenlemeleri de beraberinde getirmiştir. Kur’an’ın, Kur’an’la ilgili tüm eserlerin, hukuk kitaplarının ve ilahiyatla ilgili kitapların matbaada basımı yasaklanmıştır. 1874 yılında Kur’an’ın basımına izin verilmiştir. Bir maddi kültür öğesi olan matbaa kullanılmaya başlandığı hâlde, onunla ilgili uygun yasal düzenlemelerin yapılması çok uzun sürmüş, matbaa ve basılı kitaplar bu nedenle toplum yaşamında itici bir güç oluşturamamıştır.

10. Kültürün taşıyıcısı dildir.

İnsanı hayvandan ayıran en önemli özelliklerden biri, onun simge yaratabilme ve kullanabilme yeteneğidir. Dil, insanın yarattığı bir simgeler sistemidir. İnsanlar, bu sistem sayesinde birbirleriyle ilişki kurabilir, olayları açıklayabilir, yorumlayabilir ve onlara bir anlam verebilir. Kültür, bize geçmiş kuşaklardan dil yoluyla aktarılır. Biz de onu kendi katkılarımızla gelecek kuşaklara yine dille aktarırız.

11. Her toplumun kültürü, daha dar kapsamlı birtakım farklı kültürlerden oluşur.

Çünkü, toplum içinde kırsal ve kentsel çevrelere, toplumsal tabakalara, dinlere, mesleklere, ekonomik olanaklara, düşünce ve sanat anlayışlarına göre süreklilik gösteren bir çok farklı görüşler bulunmaktadır. Ulusal kültürün bütününü oluşturan bu farklı bakış açılarına alt kültür adı verilir. Alt kültür, toplumun temel kültür değerlerini paylaşan, ancak bunun dışında kendisini diğer gruplardan ayıran değer, norm ve yaşam biçimlerine sahip olan grupların kültürüdür. Alt kültürler arasındaki farklılık azaldıkça ulusal kültürün gücü artar. Örneğin; dünyanın birçok ülkesinde, gençliğin, göçmen grupların, farklı ırkların oluşturduğu çeşitli alt kültürler vardır. Bu kültürler arasında uyum arttıkça, ulusal kültür sürekli kendini yeniler ve alt kültürlerin de desteğiyle güçlü bir bütünlük kazanır.

Ulusal kültüre renklilik ve canlılık getiren de alt kültürlerdeki bu farklı özelliklerdir. Kıyafetlerde görülen renk, biçim özellikleri, yeme içmedeki çeşitlilik, konuşulan ortak dildeki farklı şiveler, müzikteki değişik sazlar, mimaride görülen ayrılıklar, alt kültürleri yansıtan ve ulusal kültüre zenginlik kazandıran değerlerdir.

Alt kültür, içinde yaşanılan kültürün değer, norm ve yasam biçimlerine ters düşen tutum ve davranışları içerirse karşıt kültür adını alır. Karşıt kültür gruplarının fazla olması parçalanmaya, çözülmeye yol açar. Bu gruplar toplumun sahip olduğu, hatta gurur duyduğu norm ve değerleri reddederek karşıt tutum ve davranışlar sergiler. Örneğin; 1960’lı yıllarda çeşitli ülkelerde gençliğin bir kesimi karşıt kültür grupları oluşturmuştur. “Çiçek çocukları” adını alan bu gruplar; giyimleri, eğlence biçimleri ve gelecek için hedefleri açısından yaşadıkları kültürün değer, norm ve yaşam biçimine ters düşmekteydi. Amaçları toplum baskısından kurtulmaktı.


Leave A Reply