Kuş İle İlgili Atasözleri Deyimler, Anlamları Açıklamaları, İçinde Kuş Geçen

0
Advertisement

İçinde kuş kelimesi geçen, kuş hakkında atasözleri, deyimler nelerdir? Bu atasözleri deyimlerin ve açıklamaları. Kuş ile ilgili atasözleri, deyimler, anlamları.

Kuş İle İlgili Atasözleri Deyimler ve Anlamları

Arka resim kaynak: pixabay.com

Kuş İle İlgili Atasözleri Deyimler ve Anlamları

ATASÖZLERİ

  • * alıcı kuşun ömrü az olur:
    başkalarına saldırmayı alışkanlık edinen kimsenin düşmanı çok olur, bu düşmanlar onun canına kıyarlar.
  • * Allah uçamayan kuşa alçacık dal verir:
    Allah, yetenekleri kısıtlı olanlara durumlarına uygun bir yaşama düzeni verir.
  • * at binenin, kılıç kuşananın:
    her şey, onu gereği gibi kullanmasını bilene yakışır.
  • * ava gelmez kuş olmaz, başa gelmez iş olmaz:
    kuşlar avlanmaktan kurtulamazlar, insanlar da hatıra, hayale gelmeyen çeşit çeşit felaketle karşılaşabilirler.
  • * çay kuşu, çay taşı ile vurulur:
    her iş, ancak ve ancak o iş için gerekli araçla yapılabilir.
  • * garip kuşun yuvasını Allah yapar:
    garip ve kimsesiz kişiye Tanrı yardım eder.
  • * görgülü kuşlar gördüğünü işler, görmedik kuşlar ne görsün ki ne işler?:
    iyi eğitim alanlar aldıkları eğitimin gereğini yaparlar, iyi eğitim görmeyenler bir şey yapamazlar.
  • * gözü tanede olan kuşun ayağı tuzaktan kurtulmaz:
    her zaman çıkar peşinde koşan kişi, tehlikelerden uzak kalamaz.
  • * her kuşun eti yenmez:
    herkes zorbalığa boyun eğmez, buna karşı gelecekler de çıkar.
  • * kanatsız kuş uçmaz:
    gereken koşullarla donanıp güçlenmeyen kişi amacına ulaşamaz.
  • * kış kışlığını, kuş kuşluğunu gösterir:
    her olay, her varlık özelliğini belli eder.
  • * kör kuşun yuvasını Allah yapar:
    garip ve kimsesiz kişiye Tanrı yardım eder.
  • * kuş kanadına kira istemez:
    kişi, kendi işi için zaten harcayacağı çabadan dolayı başkasından karşılık beklemez.
  • * kuş mu konduracak?:
    yapacağı şey görülmemiş bir sanat eseri mi olacak?
  • * kuş uçmaz, kervan geçmez:
    kimsenin uğramadığı ıssız ve sapa yer.
  • * kuş vardır eti yenir, kuş vardır et yedirilir:
    öyle kişiler vardır ki acımadan en ağır işte kullanılır, öyle kişiler de vardır ki iş gördürmek şöyle dursun onlara hizmet edilir.
  • * kuşa kafes lazım, boruya nefes:
    bir şeyden yararlanmak için kullanılacak araç, onun niteliğine uygun olmalıdır.
  • * kuşa süt nasip olsa anasından olurdu:
    1) yaradılışı bir şeyden yararlanmasına elverişli olmayan kişi ne kadar çabalasa o şeyden yararlanamaz; 2) kişi en yakınından sağlayamadığı faydayı başkasından hiç sağlayamaz.
  • * kuşkulu uyku evin bekçisidir:
    ufak bir tıkırtıdan uyanacak kadar hafif uyuyan ve tetikte olan kimse evin bekçiliğini iyi yapıyor demektir.
* kuşu kuşla avlarlar:
elde edilmek istenen kimse, daha önce elde edilmiş kimse aracılığıyla tuzağa düşürülür.
  • * kutsuz kuşun yuvası doğan yanında olur:
    talihsiz kişi, her an kendisine saldıracak güçlü kimselerle yan yana bulunur.
  • * leyleği kuştan mı sayarsın, yazın gelir, kışın gider:
    sürekli olarak bir iş üzerinde durmayan, maymun iştahlı olan kişiye kimse güvenmez.
  • * sebepsiz kuş bile uçmaz:
    kılavuz ve yardımcı olmadan hiçbir iş başarılamaz.
  • * tek kanatla kuş uçmaz:
    gereken koşullarla donanıp güçlenmeyen kişi amacına ulaşamaz.
  • * uçan kuş aç kalmaz:
    yaşam kavgası vermeyi bilen ne yapar yapar rızkını çıkarır.
  • * yabancı kuşun başı kanadı altında olur:
    bir topluluğa yeni katılan kimseyi çevresi hemen aralarına almaz, o yüzden bir süre yabancılık çeker, onlardan uzak durur.
  • * yaralı kuşa kurşun sıkılmaz:
    birinin düşkünlüğünden yararlanarak ondan öç almak doğru değildir.
  • * yavru kuş, yuvada gördüğünü yapar:
    aile içinde edinilen görgü, eğitimin temelidir.
  • * yerde yatan yumurta, gökte uçan kuş olur:
    bugün beğenmediğiniz, kendisinde yetenek bulmadığınız çocuğun zamanla bilgisi, görgüsü artar, toplumda önemli bir yeri olur.
  • * yırtıcı kuşun ömrü az olur:
    başkalarına saldırmayı alışkanlık edinen kimsenin düşmanı çok olur, bu düşmanlar onun canına kıyarlar.
  • * yuvayı dişi kuş yapar:
    evin kadını anlayışlı, idareci ve tutumlu olursa ancak o zaman evde dirlik düzenlik sağlanır.
  • * yuvayı yapan dişi kuştur:
    evin kadını anlayışlı, idareci ve tutumlu olursa ancak o zaman evde dirlik düzenlik sağlanır.
  • * zeyrek kuş iki ayağından tutulur:
    işini hile ile yürüten kimse sonunda yakayı ele verir.
Her Kuşun Eti Yenmez:

ANAFİKİR : İşlerimizde başarı elde etmek için, kişileri tanımalıyız. İnsanların fizyolojik özellikleri aynı olmakla birlikte, güçleri, duygu ve düşünceleri farklı farklıdır. Onların bu farklılığı nedeniyle de değerleri değişiktir. Başkalarıyla ilişiklerimizde, bu ayrıcalıkları mutlaka göz önünde bulundurmalıyız. Kişilerin kendilerine özgü özelliklerini bilmek, onlarla nasıl bir ilişkide bulunabileceğimize, onlardan hangi ölçülerde yararlanabileceğimize ışık tutar; böyle olunca da daha kısa yoldan amaca ulaşmamıza ve olumlu ilişikler kurmamıza yol açar. Aksi halde, işlerimizden olumlu sonuç almamız belkenemez.

DEYİMLER

  • * ağzıyla kuş tutsa...:
    “ne yapsa, ne kadar çaba ve ustalık gösterse” anlamında kullanılan bir söz: “Aktör, o her günkü pırtısını giyip de sahneye çıkarsa, ağzıyla kuş tutsa seyirciye Demirhane Müdürü olduğunu yutturamaz.” -S. F. Abasıyanık.
  • * başına devlet (talih) kuşu konmak:
    beklemediği büyük bir nimeti ele geçirmek.
  • * bendeniz cennet kuşu:
    alay kendini tanıtırken kullanılan bir : Bendeniz cennet kuşu Tahir.
  • * bir kuşsütü eksik:
    her türlü yiyecek var.
  • * bir taşla iki kuş vurmak:
    bir davranışla birden çok yararlı sonuca ulaşmak.
  • * deve kuşu gibi başını kuma sokmak (gömmek):
    1) bir tehlike, bir olay karşısında yararlı olmayacağı apaçık ortada olan kaçamak bir yola sapmak; 2) başkalarını aldattığını sanarak kendisini aldatmak.
  • * deve kuşu gibi (yüke gelince kuş, uçmaya gelince deve):
    uygun şartlarda terslik çıkaran.
  • * deve kuşuluk etmek:
    deve kuşu gibi başını kuma sokup gerçeklerden uzak duracağını sanmak: “Bu harekete sadece şımarık gözü ile bakmak deve kuşuluk etmek olur.” -H. Taner.
  • * insan kuş misali:
    uzakça bir yere gidildiğinde söylenen bir söz.
  • * kargadan başka kuş tanımamak:
    bildiğinden veya öğrendiğinden kesinlikle şaşmamak.
  • * kukumav kuşu gibi düşünüp durmak:
    çok üzüntülü bir durumda düşünmek.
  • * kukumav kuşu gibi:
    tek başına, kimsesiz: “Çıkmış, kukumav gibi oraya tünemiş!” -A. İlhan.
  • * kuş gibi çırpınmak:
    çaresizlik içinde telaşlı davranmak: “Sokağa çıkmak, çocukların arasına karışmak için pencerede, kafeste kuş gibi çırpınırım.” -R. N. Güntekin.
  • * kuş gibi (kadar) yemek:
    çok az yemek.
* kuş gibi:
1) çok hafif; 2) çabuk iş gören, eline ayağına çabuk.
  • * kuş gibi uçup gitmek (uçmak):
    1) çok kısa süren bir hastalıkla ölmek; 2) çok kısa sürmek, geçmek: “Baktım seneler kuş gibi uçuyor / Baktım sonum bir avuç toprak” -B. Necatigil.
  • * kuş kadar canı olmak:
    küçük, cılız, güçsüz bir yaratık olmak: “Kaç gündür helak oluyor fukara, biraz dinlensin; kuş kadar canı var, temelli eriyip bitecek!” -A. İlhan.
  • * kuş kafesi gibi:
    ufak ve güzel (yapı).
  • * kuş kanadıyla gitmek:
    çok hızlı gitmek.
  • * kuş tüyü gibi:
    çok yumuşak (oturacak, yatacak yer).
  • * kuş uçurmamak:
    hiçbir şeyin veya kimsenin kaçmasına, geçmesine imkân vermemek:
    “Zavallının yanına kimseyi sokmaz, bağından, bahçesinden kuş uçurmazmış.” -F. R. Atay.
  • * kuşa benzemek (dönmek):
    bir şey düzeltilmek istenirken komik veya biçimsiz bir duruma gelmek.
  • * kuşsütü ile beslemek:
    eksiksiz, özenle beslemek.
  • * kuşun kanadıyla haber salmak:
    en hızlı bir biçimde haber vermek: “Görürseniz, duyarsanız kuşun kanadıyla haber salın demedik mi?” -M. İzgü.
  • * uçan kuşa borcu olmak:
    pek çok kişiye borçlu olmak: “Ben kimsenin hususi hayatına karışmayı asla sevmem ama şu Şahin Paşa, uçan kuşa borcu olduğunu herkes bilirken nasıl oluyor da kumarda bu kadar para kaybediyor.” -A. Ş. Hisar.
  • * uçan kuştan medet ummak:
    çok sıkıntıda kalıp en ufak bir yardımın herhangi bir yerden gelmesini beklemek, sıkıntılı bir durumdan kurtulmak için her türlü çareye başvurmak: “O birkaç gün içinde uçan kuştan medet umdum.” -R. N. Güntekin.
  • * üstüne kuş kondurmak:
    olağanüstü, o ana kadar görülmemiş bir şey yapmak: “Tahta döşetmek değil ya, üstüne bir de kuş kondurursan yine de burada oturulmaz.” -M. Ş. Esendal.


Yorum yapılmamış

  1. SEV okulu öğrencisi on

    Çok güzel. Ödevde çok yardım etti. Yanlız iki tane deyim/atasözü kaldırılsa daha güzel olur(çünkü kuş değil “kuş” ile başlayan kelimeler kullanılmış)

Leave A Reply